İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Farklı kültürlerin sevdalısı bir genç: Ömer Faruk

Yasmin Levy’nin seslendirdiği ‘Adio Kerida’ isimli şarkıyı duyması ile Sefarad kültürüne ilgi duymaya başlayan ve yüksek lisans tezini bu konuda yazmaya karar veren Ömer Faruk’u tanıştırmak isterim. 

Dora NİYEGO 

Önce sizi tanıyalım…

Adım Ömer Faruk ancak sadece Faruk ismimi kullanmayı tercih ediyorum. 1996 yılında Bursa’da doğdum ve lise eğitimimi orada tamamladım. 2014 yılından beri Antalya’da yaşıyorum. Akdeniz Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı lisans programı mezunuyum. Yine aynı üniversitede Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsünde Akdeniz Ortaçağ Araştırmaları Anabilim Dalında yüksek lisans yapıyorum. Bu enstitüyü tercih etmemdeki temel nedenlerden biri, günümüz dünyasında hızla yaygınlaşan bir trend olan disiplinlerarası eğitimin bu enstitüde olması. Birbirinden farklı disiplinlerden öğretim görevlilerinden ders alabilir; böylece araştırmamı veya tezimi birden çok disiplinden faydalanarak yazabilirim. 

Judeo Espanyol ile nasıl tanıştınız?

Ladino Dili ve Sefarad Kültürü ile tanışma hikâyem şöyle oldu. Lisansta öğrenciyken ikinci yabancı dil olarak İspanyolca dersini seçtim. Buna istinaden de Erasmus öğrenim değişikliği kapsamında İspanya’ya gitmeyi tercih ettim. Bir sene orada kalma fırsatını elde ettim. Orada da İspanyolca kursları alıyordum. Dil becerilerimi geliştirmek için müsait olduğum her zaman da müzik dinlerdim. İşte böyle bir zamanda Yasmin Levy’nin seslendirdiği ‘Adio Kerida’ isimli şarkıya denk geldim. Bu şarkı aksan, ton ve melodi bakımından daha önce dinlediğim İspanyolca şarkılardan farklıydı. Bu farklılık şu şekilde devam etti: Her zaman ‘Adios’ olarak bildiğim güle güle sözcüğü burada ‘Adio’idi. Araştırmaya koyuldum çünkü bu farklılığı, sanatçının İspanya’nın güneyinden (Endülüslü) olabileceğine bağladım. Ancak farklılık devam etmekteydi çünkü ‘Adios’ sözcüğünün monoteist dinin gereği olarak çoğul değil de tekil olarak ‘Adio’ şeklinde kullanıldığını öğrendim. Çünkü bu bir Sefarad şarkısıydı ve Ladino dilindeydi. O zaman küçük çaplı araştırmadaki adımlarda bu konu daha çok ilgimi çekmeye başladı. Ve yaşadığım coğrafya aklıma geldiğinde, aynı coğrafyayı 500 yıldan fazladır paylaştığım bu zengin Sefarad kültürüne mensup insanları bilmiyor olmam benim için utanılacak bir durumdu. İşte tüm bu süreçte edindiğim merak, bugün bu konu üzerine yüksek lisans tezimi yazmamı ve akademik çalışmalar yapmamı sağladı. 

Farklı lisanları öğrenmeyi seviyorsunuz galiba…

Çok küçük yaşımdan itibaren farklı kültürleri ve yabancı dilleri öğrenmek beni hep cezp etmiştir. Lisede İngilizcenin yanında Almanca almıştım. Yine kendi merakımla Arap harflerini öğrenerek Arapça karakterlerle Türkçe yani Osmanlı Türkçesini okuma ve yazmayı basit seviyede öğrendim. Şimdi de sıfırdan alfabeden başlayarak İbranice öğreniyorum. Bana Ladino lisanının yanı sıra Yahudi kültürünü anlamada çok faydalı olacağını düşünüyorum. 

Sonraki adımınız ne oldu?

Yüksek lisans programına geçtiğimiz sonbaharda başladım. Youtube’da Karen Şarhon ile Ladino dersleri serisini izledim. Bir dizi araştırma yaptım. Daha sonrasında Sefarad Kültürü Araştırma Merkezinin varlığından ve yaptıkları çalışmaların ne kadar önemli olduğundan haberdar oldum. Karen Hanım’la iletişime geçip merkezi ziyaret ederek yönlendirme ve okuma önerileri aldım. Bununla birlikte Sefarad Yahudileri ve Ladino dili hakkında kütüphanemi genişletmeye başladım. Yüksek lisans programında öğrenci ve tez danışmanım olan Prof. Dr. Arda Arıkan ile birlikte halen ‘Djoha Ke Dize?’ başlıklı kitabı okuyup bu materyalden bir tez çıkarmaya çalışıyoruz. Tezimi yazmaya ikinci dönemde başladım. 

Sizinle geçtiğimiz Ladino Günü’nde tanıştık. Gözlemlerinizi ve izlenimlerinizi öğrenmek istiyorum…

Sefarad Kültürü Araştırma Merkezini ziyaret ettiğimde Karen Hanım ‘El 7en Dia Internasyonal del Judeo-espanyol/LadinoEstambol’ etkinliklerine davet etti. Etkinliğe büyük bir istekle katıldım. Gözlem yapma, topluluktan insanlarla tanışma, Sefarad yemeklerini tatma ve Ladino dilini pratik yapma fırsatını elde ettim. Katılımın yüksek olduğunu gördüm. Etkinliğin yapıldığı oditoryumun neredeyse tamamen dolu olduğunu fark ettim ve katılımcıların özellikleri hemen dikkatimi çekti. Etkinliğin başından sonuna kadar hazır bulunan katılımcıların belki de en genç olanlarından biriydim. Genel olarak altmış yaş ve üzeri insanlar vardı. Beni görüp şaşıran çok kişi olduğunu fark ettim çünkü Ladino konuşan ve anlayan son nesil olarak oradaydılar. İzzet Bana ve İstanbul’un küçük yıldızları korosu 15. yaşını kutladı. Bu ve bunun gibi etkinliklerin olması dilin ve kültürün yaşamasını sağlayan çok önemli unsurlar olduğunu düşünüyorum. 

Ladino Günü’ndeki sunumları anlayabildiniz mi?

İspanyolcam orta seviyede olduğu için sunumları tümüyle anlayamadım. İlk konuşmacı Fransa’da bir akademisyen olan Marie Christine Varol’un kayınvalidesinden öğrendiği atasözler ve deyimler hakkındaki konuşmasını, sonraki Süzet Herman, Şeli Gaon ve Anna Eskenazi’nin skeçle canlandırarak dün ve bugünün oyunları isimli sunumuna göre daha zor anladım. Sanıyorum ki ikinci sunumun konuşmacılarının çocukken oynadıkları oyunları (seksek, saklambaç, ip atlama, topaç çevirme, bilye) tecrübe eden son nesil olduğum ve İstanbullu olduklarından dolayı ara ara Türkçe sözcüklerle karşılaştığım için anlamam daha kolay oldu. ‘Los Rekuerdos’ isimli müzikal tiyatro doksan yaşındaki İstanbullu bir Sefarad kadının eşiyle birlikte gençlik yıllarından günümüze neler yaşadığını gözler önüne serdi. 1930’lar ve sonrası Türk Sefarad kültürünü eğlendirirken öğreten (Varlık Vergisi sahnesi hariç) bir tiyatroydu. Böylesine anlamlı bir gün için emek veren herkese teşekkür etmek istiyorum. 8. Judeo Espanyol Gününde programı büsbütün anlayacak seviyeye ulaşan Judeo Espanyolcam ile katılmayı temenni ediyorum. 

Bu konunun içine daha fazla girebilmek için bazı ek çalışmalar yapıyor musunuz?

Sonbahar döneminde mimarlık fakültesinden Akdeniz mimarlık tarihi dersi aldım ki bu dersin içerinde Türk Sefarad mimarisini araştırma fırsatını elde etmiş oldum. Latince dersini ise kendisi de bir Romans dili olan Ladino’yu daha iyi anlayabilmemi sağlayabileceğinden seçtim. İkinci dönemde de tekrardan Latince ve Yahudiliği kavramak için dinler tarihi dersini seçtim. Ayrıca seminer dersinde Sefarad Yahudileri ve Ladino dili hakkında yapacağım sunum farklı disiplinlerden gelen akademisyenlere ve öğrencilere farkındalık yaratacağına inanıyorum. Aynı zamanda çok kültürlülük çalışan danışman hocamla Sefarad kültürü ve Ladino dili ile ilgili araştırmalarımız devam ediyor. 

http://www.salom.com.tr/haber-115302-farkli_kulturlerin_sevdalisi_bir_genc_omer_faruk.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın