Hatay denilince akla… Gastronomi gelir… Hatay mutfağı… Künefe.
Oysa… Hatay denilince akla “Dostluk, barış, hoşgörü, kardeşlik” gelmelidir.
30-40 kilometre ileride “En barbar savaş” var… Mezhep savaşı.
Hatay’da ise… Müslüman, Hıristiyan, Ermeni, Yahudi… Alevi, Sünni… Ortodoks, Katolik, Protestan… El ele… Kol kola… Gül gibi geçinip gidiyorlar.
Yüzyıllar ötesinden gelen bir hoşgörü geleneği.
Hatay… Nobel Barış Ödülü‘ne layık bir şehir.
***
Üç ferman
Hüseyin Yayman ile birlikte… Türkiye sınırları içinde inşa edilmiş ilk camiye de gittik… Habib-i Neccar Camii.
Tarihi Petrus ve Pavlus Ortodoks Kilisesi’ne de… Ortodoks dünyasının ikinci büyük patrikhanesi konumunda.
Kilisede Sultan Abdülhamit‘in üç fermanı asılı.
Birinci fermanda… Kiliseye “Anıtsal bir dış kapı yapılması” buyruluyor.
İkinci ferman… “Hıristiyan din adamlarına kaba davranılmasın… Saygı gösterilsin.“
Üçüncü ferman…
“Hıristiyanların cenaze törenleri eksiksiz yerine getirilsin… Hiçbir baskı olmasın.”
Kilise… “Aktif” durumda… Papazı da var, cemaati de.
***
Hatay valisi
Rahmi Doğan… “Bölge valisi” gibi.
Hizmet alanı… Sadece… Suriyeli sığınmacılarla birlikte 2 milyon nüfusu bulan Hatay değil.
1 milyon nüfuslu Afrin‘e de hizmet götürüyor, 4 milyon nüfuslu İdlib’e de.
Korona… Maske… Sadece Hatay’ın değil, “Sınır ötesinin de” ihtiyacı karşılanıyor.
Vali Rahmi Doğan “Maske, mesafe, temizlik” konusunda çok titiz… Konuşurken “Şunu” da öğrendik:
“İdlib ve Afrin’de tek pozitif vaka yok.”
***
Ayasofya
Hatay’da… Toplam 12 kilise var… Aktif… İbadet ediliyor.
Cemaat… Hatay genelinde… 10 bin.
Ayasofya’da namaz kılınması kararı “Kimseyirahatsız etmemiş.”
Hıristiyanlara göre… “Ayasofya bir dünya mirası… Kapısı her dinden, herkese açık.”
***
Ayıp soru
Hatay’da… Birisine “İnancını” soramazsınız.
Müslüman mı, Hıristiyan mı?.. Alevi mi?.. Sünni mi?.. Ermeni mi?.. Yahudi mi?..
Sormak “Ayıp.”
Soran… “Ayıplanır.”
Hatay… Öyle bir şehir ki… “Saygı… Sevgi… Hoşgörü… Kurumsallaşmış.”
***
Gündem
Uzun Çarşı… İstanbul’daki Kapalı Çarşı‘dan sonra, Türkiye’nin ikinci büyük çarşısı… 3 bin 500 metre.
Nabız tuttuk… Seçim… Siyaset… Gündem…
1. Particilik… Siyaset… “Kimsenin konuştuğu yok.”
2. Erken seçim… “Sözünü eden tek kişi görmedik.”
3. Millet… İşinde gücünde… “Kendi derdinde.”
4. Gündem… İki madde… “Biri ekonomi, diğeri Hatayspor.”
5. Hangisi daha önemli?… Ekonomi mi, Hatayspor mu?.. Yanıt… “Ekonomi nasıl olsa zaman içinde yoluna girer… Hatayspor, mutlaka Süper Lig’e yükselmeli.”
***
Tayfur Sökmen Havaalanı
Hatay… Müzeler şehri… 6 müze… Gez gez bitmez. Müzede… Tayfur Sökmen‘in senatör kimlik kartını gördük… Ve mumya heykelini.
Tayfur Sökmen… Bir halk kahramanı… Hatay Cumhurbaşkanı… Sonra TBMM üyesi… Milletvekili… Senatör.
Müzede… Hüseyin Yayman‘a dedik ki:
–Hatay Havaalanı’nın adı değişmeli… “Hatay-Tayfur Sökmen Havaalanı” olmalı.
Tayfur Sökmen kalplerimizde yaşıyor… Adı ve anısı havaalanında da yaşamalı.
Sayın Cumhurbaşkanım… “Evet” deseniz bu iş biter.
***
Alkışlar
Stadyum… Şehrin içinde… Yıkılacak… Yerine “Otel… AVM…” yapılmayacak… “Millet Bahçesi” olacak.
Şehrin tam göbeğinde… İstanbul’un Taksim’i gibi… Böyle bir yerde Millet Bahçesi… Alkışlanacak karar.
Yeni stadyum yapıldı… 25 bin seyirci kapasiteli… Eylülde açılacak.
Hele bir de Hatayspor Süper Lig’e yükselirse… Yeni stadyumda Süper Ligmaçları oynanırsa… Hataylının değme keyfine.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/donat/2020/07/13/hatay-anlatilmaz-yasanir
İlk yorum yapan siz olun