İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

YORUMCU’LARA CEVAPLAR VE MUTALA’ALAR !… (EKSTRA-EKSTRA/2) AYASOFYA (2)

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

Mustafa AKKOCA

Ayasofya, aslında, 1931’de Amerikan Bizans Enstitüsü adına Ayasofya mozaiklerini Th.Whittemore, Atatürk’ün isteği ve Bakanlar kurulu kararı ile 1932’den itibaren işe başlamıştı. Ayasofya, 24 Ekim 1934 değil fiîlen 1932’de, yanî, bundan 88 yıl önce ibadete kapatılmıştır.

Th.Whittemore, ibadete kapatılan Ayasofya içerisinde, astar badana ve ince sıva ile kapatılan mozaik, tasvir ve fireskler zarar görmeden meydana çıkarılabilmesi için, İstanbul’daki fırınlardan onbinlerce adet sıcak somun getirtiyor, sıcak somunlar sıva üzerine yapıştırılıyor, mozaik, tasvir ve freskler hiç zarar görmeden ortaya çıkarılıyordu. Öylesine ki, İstanbul’daki bazı fırınlar sırf Ayasofya’ya somun vermek için çalışıyor, sırf bu iş için yeni yeni fırınlar açılıyordu.

24 Ekim 1934’de çıkarılan, sahte imzalı, -zira, bu kararnâme altındaki Reisi Cumhur Mustafa Kemal’e ait imzanın sahte olduğu, Adlî Tıp Kurumu’nun ilgili dairesi tarafından tesbit edilmiştir.-Resmî Gazete’de yayınlanmamış sözde bir kararnâme ile fiîlî vaziyet kılıflanmaya çalışılmıştır.

Ayasofya, Dünya Kiliseler Birliği’nin, bütün dünyada tek bir millet, tek bir devlet, (Siyon Devleti) tek bir din hedefleyen, Avenjalist’lerin talebi üzerine ibadete kapatılmıştır.

Bu iddiamızın en bâriz sübut delili, Türkiyemizde Ayasofya’nın aslına rücu’u, yeniden ibadete açılması tartışmaları üzerine en şiddetli ve telaşlı tepki, okyanus ötesinden gelmiştir. Sonra, zihniyet olarak ötelerin ötesinde ve fakat coğrafik olarak yakın komşumuz, Yunanistan’dan gelmiştir. O Yunanistan ki, Fethi, Kostantaniye’nin İslâmbol-İstanbul haline gelmesini içine sindirememiş, ilköğretimden itibaren her kademede okullarında “Megola İde” (büyük ideal) İstanbul’u tekrar Kostantiniye, Ayasofya Camii Kebirini yeniden Doğu Roma’nın en büyük Kilisesi haline getirme, Ön Asya ve bütün Asya’yı Hristiyanlaştırma hayalini diri tutmak için eğitim verilmektedir. Ayasofya’yı kapalı tutmak, Yunanistan’ın megola ide, hayalinin her vesiyle ile yeşermesine yardımcı olmaktır.

Ayasofya’yı kapalı tutmak, “Birinci milenyumda Avrupa, ikinci milenyumda, Afrika kıtalarını hristiyanlaştırdık; üçüncü milenyumda ise başta Türkiye olmak üzere ön Asya ve bütün Asya kıtasını hristiyanlaştıracağız,” diyen Dünya Kiliseler Birliği’nin, Avenjalist’lerin ve Amerikan derin devleti’nin ümitlerini hep canlı tutmalarına yardım etmek demektir…

Hristiyan Dünyasını, Avenjalistleri, Dünya Kiliseler Birliğini, Amerikan derin devletini, Bizans’ın veled-i zinaları, Yunanlı kopilleri, Ayasofya’nın yeniden aslına döndürülüp, ibadete açılmasına karşı çıkmalarını, cibilliyetleri itibariyle bir yere kadar anlayışla karşılayabiliriz.

İçimizdeki Pontus Rum Devleti bakiyeleriyle, Bizans ruhunu ve zihniyetini ihya için uğraşan Bizanslı’ların torunlarının ve de İttihad ve Terakkî bakiyesi, Tek Parti Mütegallibe, Aziz Milleti’mizin bütün manevî değerlerine karşı olan bir partinin mensuplarının, Aziz Milletimizin kahir ekseriyetinin Can-ı gönülden iştiyakla beklediği, Ayasofya’nın ibadete açılmasına karşı çıkmaları dehşet ve hayret verici bir durumdur.

Bu satırların yazıldığı dakikalarda, C.H.P.’nin Kemalist bir milletvekili, T.B.M.M.’nden de, hem de Milletin Kürsüsünde, “Topkapı Sarayı Müze’dir, Ayasofya Camii Müzedir, müze olarak kalmalıdır; hatta, Sultanahmed Camii de müzeye dönüştürülmelidir,” meâlinde bir konuşma yapmıştır. Zâten, 1936 yılında çıkardığı ve Resmî Gazete’de neşredilmeyen gizli bir kanunla binlerce vakıf eserini, İstanbul başta olmak üzere, büyük şehirlerdeki onlarca Camii, yok pahasına satan, yer yer ahıra çeviren bir partiden ve bir zihniyetten başka ne beklenebilinirdi ki ?…

Bu satırlar yazılırken, sosyal medyaya bir haber, daha doğrusu bir ses kaydı bomba gibi düştü. Tek parti mütegallibe, C.H.P.’den İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı seçilen, Ekrem İmamoğlu, Ayasofya’nın ibadete açılması tartışmalarının bütün hızıyla devam ettiği, Türkiye-Yunanistan arasında cereyan eden tartışmaların ileri derecede tehdide ulaştığı bir günde, soluğu Atina’da almış, burada Yunanistan’ın önemli, televizyon kanallarından birisinde bir canlı yayına katılmış, pek tabiîdir ki, kendisine Ayasofya sorulmuş, ses kaydına göre meâlen şöyle cevaplandırmış, “Ayasofya tartışması, iç politikaya dönük bir tartışmadır. Merak etmeyiniz, Ayasofya hiç bir zaman ibadete açılamaz, diyor, bir parantez açıyor, Ayasofya Müzesi Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlıdır, camiler bir başka bakanlık tarafından idare ediliyor, bizim meclisimizin, (Büyükşehir Belediye Meclis’ini kasdediyor olmalıdır) bu hususta yapabileceği bir şey yoktur,” diyor… Ekrem İmamoğlu’nun, bu Rum aşkı, Rum severliği nereden geliyor? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi propaganda günlerinde, Ekrem İmamoğlu, sanki, İstanbul’a değil de Atina’ya başkan seçilecekmiş gibi, Yunan Basınında yer aldı ve kendisine, Ada’lar ötesinden büyük destek geldi. Belediye Başkanı seçildiğinde, Yunan-Rum Basınında, “Pontus’lu Rum Ekrem, Kostantiniye’ye Belediye Başkanı olarak seçildi,” diye televizyon kanallarında flaş haber olarak verildi, yazı basında, aynı cümlelerle manşetlere çekildi. Arkasında bu görüntüler olduğu halde Yunan Televizyonlarına mülakâtta bulundu. “Hayır! Ben, Pontus’lu Rum Ekrem değil, Trabzonlu Müslüman-Türk Ekrem’im diyemedi. Sükût ikrardan gelir. Kendisi, Beylikdüzü Belediye Başkanı iken, eli kanlı, Türk-İslâm düşmanı katil, papaz Makaryos’un heykelini İlçe’nin en güzel yerine diktirmedi mi?!… Birileri, bilhassa, C.H.P.’den birisi çıkıp sormalı, Arkadaş! İstanbul’a Belediye Başkanı seçilmenizin üzerinden henüz bir yıl bile geçmemişken, ülkemizin başkenti Ankara’ya kaç kez, Yunanistan’ın başkenti Atina’ya kaç kez gittiniz? Ayasofya meselesinin bütün dünyada tartışıldığı, Türk-Yunan münasebetlerinin neredeyse kopma noktasına geldiği bu günlerde Atina’da ne işiniz var,” demeli… Ekrem İmamoğlu, kendi Memleketindeki hükûmet işleyişinden bîhaber, Atina’da ahkâm kesiyor. Türkiye dahilindeki bütün camileri herhangi bir bakanlık değil, Diyanet İşleri Başkanlığı idare etmektedir; Diyanet İşleri Başkanlığı, 03 Mart 1924’de Atatürk’ün talimatıyla, lağv edilen Şeriyye ve Evkâf Vekâleti’nin yerine tesis edilmiş Anayasal bir kurum olup, herhangi bir bakanlığa değil, doğrudan Cumhurbaşkanlığı’na bağlıdır.

Ayasofya açılacak!… Ayasofya hemen açılmalıdır… Dünya Kiliseler Birliğine, Avenjalist’lere, Amerikan derin devletine, bütün Hristiyanlık Dünyasına, Yunanistan-Rum Palikaryasına, içimizdeki Pontus-Rumlarına, Bizans’ın veled-i zinalarına, tek parti mütegallibe zihniyetini devam ettirmek isteyen, partiler, kurumlar, kuruluşlar ve tüm oligarşik monşerlere, batı zihniyetini, batının menfaatlerini daima, öz yurdunun, öz milletinin menfaatlerinin önünde tutan anlı-şanlı(!) Türk Matbuat mensuplarına rağmen, Ayasofya açılacak…

Ayasofya’nın açılması için, “mevzuatı bir tarayın, bakalım, demek, ya da Danıştay’ın kararını bekleyelim, demek, ipe un sermektir. Ayasofya’nın açılmasının önünde kanûnî, mevzuat bakımından ve idarî olarak hiç bir mânia bulunmamaktadır.

Bu günlerde, Sîna Çölü ötesinden, Mısır’dan, İstanbul Fethi ve Ayasofya hakkında bazı haberler geldi. Mısır Devlet Başkanı, eli kanlı darbeci, cüce Fir’avn Abdülfettah Sisi’nin talimatı ile, 1839’dan beridir, masonların hakimiyeti altındaki, Câmiatü’l-Ezher’deki sarıklı masonlardan müteşekkil, Fetva Kurumu veya Fetva Kurulu, İstanbul’un Fethinin işgal olduğuna, Ayasofya’nın da Kilise olduğuna karar vermiş… İsrail devletine, Yunanistan’a şirin görünmek için böyle bir talimat ile fetva verdiren, Sisi’ye, Sarıklı masonlardan oluşan fetva kuruluna, Fir’avn’cuğun şirin görünmeye çalıştığı İsrail ve Yunanistan’a rağmen, Ayasofya açılmalıdır, Ayasofya açılacaktır…

https://www.oncevatan.com.tr/yorumculara-cevaplar-ve-mutalaalar-ekstra-ekstra2-ayasofya-2-makale,48929.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın