İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ayasofya yeterki açılsın

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***

İdris Cevahir

Ayasofya meselesi geri dönüşü olmayan bir yola girdi. Kimse artık Yargıtay’dan çıkacak olumsuz bir kararı, “burası hukuk devleti” diye anlatamaz. Çünkü burası hukuk devleti değil. Hukuk devletinde yaşamadığımız gerçeği de yakın gelecekte değişecek değil. Bu yüzden açılış kararını hukuk değil siyaset verecek. Doğru olanı da bu zaten… Olası bir açılışın siyasi, ekonomik, güvenlik ve sosyolojik yansımaları olacak. Bu yansımaları hesap etmek ve kontrol etmek de hukukun değil devletin görevidir. Bu yüzden karar siyasi olacak.


Belli ki Ayasofya’nın açılışı bir şölene dönüşecek. Muhtemelen 15 Temmuz da ya da 15 Temmuz’a en yakın Cuma’da açılacak. İnşallah başka bir anlamın doğmaması için bu tarihe denk getirilmez. 
Siyasete malzeme edilmesin diyen arkadaşları Ayasofya ve İslamcılık tarihini azcık okumaya davet ediyorum. Ayasofya’nın ilk defa kilise olarak yapılmasından, Fatih Han döneminde camiye çevrilmesine, Atatürk döneminde müzeye döndürülmesinden, son altmış yıldır çeşitli eylemlere konu olmasına kadar her dönem siyasi malzeme olduğu bir gerçektir. Zira bir beldenin alındıktan sonra bir mabedin kılıç hakkı olarak camiye çevrilmesi geleneği de siyasidir. Yani özünde Ayasofya meselesi dini bir mesele değil mahza siyasi bir meseledir.

Mesele siyasi olunca dengeler devreye girer. Oy hesapları devreye girer. Gelecek kaygıları devreye girer. Yani siyasetin bütün uzanımları ve bütün bileşenleri devreye girer. Bu yüzdendir ki kimse kalkıp da, “Efendim siyasete konu olmasın” demesin. Aksine bizzat siyasete konu olsun ve açılacaksa da devlet adına devlet şöleni ile açılsın.


Mesela ilk namazı devlet başkanı kıldırsın. Hutbe okunurken Fatih’in kaftanını giyinsin ve Sancak-ı Şerif Ayasofya’da dalgalansın. Hutbeyi okuyan devlet başkanı fethi temsilen Fatih Han’ın kılıcını kuşansın ve Endülüs’ü, Roma’yı işaret etsin. İslam ülkelerinin temsilcileri davet edilsin. Bütün siyasi partiler saf tutsun. Biraz sert olabilir ancak diğer din temsilcilerinin de mecburi olarak törene katılması sağlansın. Tarihi vesikalar incelensin, hakikaten şanına yakışır bir gösteri ile ve görsel şölen ile devlet adına devlete yakışır şekilde Ayasofya yeniden açılsın. Bu konuda ironi yapmıyorum, aklıma gelenleri sıraladım.


Efendim Ayasofya’yı oy için açıyorlar. Hiç sorun değil. Herkese niyeti vardır. Oy için açan oy alsın. Yeter ki açılsın. Efendim Ayasofya’yı koltuk için açıyorlar. Hiç sorun değil koltuk isteyen koltuğunda daim ve kaim olsun. Yeter ki açılsın. Efendim Ayasofya’yı ikbal için açıyorlar. Hiç sorun değil ikbal için açan ikbale kavuşsun. Yeter ki açılsın. Efendim büyük risk Avrupa ve Rusya’daki camileri koruyamayız. Hiç sorun değil varsın koruyamayalım. Ayasofya’nın açılışı için bin cami feda edilir. Zira Ayasofya her camiyi yeniden anlamlı kılan ruhtur. Yeter ki açılsın. Efendim şöyle, efendim böyle, efendim şunun için, bırakalım bu cümleleri, Ayasofya açılsın sonrasını oturur konuşuruz. Ancak şuanda “ama”lı hiçbir cümle makul ve makbul değildir bu böyle bilinsin.

Bu evrede bir talep önemli, Ayasofya’nın tahrip edilmemesi lazım. Yani Ayasofya’yı kadızade/taşra kafası ile değil Anadolu irfanı ile açmak lazım. Daha somutlaştıralım. Eğer Ayasofya’yı memleketim olan Trabzon’daki gibi açacak ve perişan edeceksek hiç açmayalım. Devlete yakışır şekilde devlet olarak açalım. Ancak ne olursa olsun yeter ki açalım.

https://www.milligazete.com.tr/makale/4842261/idris-cevahir/ayasofya-yeterki-acilsin

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın