İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İKTİDAR DİN İLİŞKİSİ

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***

REYHAN PÜTÜN

Roma İmparatorluğu Antik Yunan sonrası Akdeniz’i bir göle çevirmiş, bütün Avrupa’yı, Kuzey Afrika’yı ve Anadolu topraklarını bünyesine katmıştı. Yahudiler, Paganlar ve yeni yeni palazlanan Hristiyanlık dini hep birlikte yaşamaya çalışıyorlardı. Doğrusu İmparatorluklar insanların neye inandıklarıyla değil, kendisine vergi verebilecek yerleşik tebaanın var olması ile ilgiliydiler. Büyük kitleye ulaşan Hıristiyanlarla Roma’lıların anlaşmazlığını Hristiyanlığın yayılmasında büyük rol oynayan Aziz Pavlus çok basit bir formülle çözmüştü: “Tanrının hakkı Tanrı’ya, Sezar’ın hakkı Sezar’a”. Bu dini alanda söz sahibi kilise olsun, ama devlete vergi de verilsin demekti. Roma İmparatorluğunun Hıristiyanlıkla barışması böyle başladı. Konstantin, 313’te ilan ettiği Milano Fermanı’yla Hıristiyan karşıtı politikalara bir son vermiş, böylece Hıristiyanlık diğer inançlarla eş statüye yükselmiştir. Ayrıca yeni dinin “her iktidar Tanrı’dan gelir”, “tıpkı Tanrınıza hizmet eder gibi Efendinize hizmet edin”, “bu dünyada yokluk çekenler öteki dünyada Tanrı’nın bütün güzelliklerini tadacaklardır” gibi İncil’de yer alan Tanrı sözleri bütün Roma İmparatorları tarafından da doğal olarak büyük destek gördü ve Hıristiyanlık böylece İmparatorluk dinine dönüştü. Öte yandan diğer büyük tek Tanrılı dinde, Selçuklu veziri Nizamülmülk tarafından göreve getirilen İmam Gazali (1058-1111) İslam’da içtihat (yorumlama, yeni kural koyma) kapısını kapatarak ümmeti soru soran ve eleştiren değil, itaat eden, boyun eğen bir topluluk olarak tanımlamasıyla devlet yönetimine büyük katkılarda bulundu. Felsefeyi sapkınlık olarak gördü, “Felsefenin Tutarsızlığı” adlı kutsal kitaplardan sonraki en etkili kitabı yazdı. Kavga o günden bu yana bin yıldır sürmekte…

Amerika’da George Floyd adlı siyahi vatandaşın beyaz bir polis tarafından elleri kelepçeli iken boğazına bastırılması sonucu ölmesiyle başlayan protestolar ortalığı ayağa kaldırdı. Başkan Trump son çare olarak protestolarda kundaklanmaya çalışılan St. Johns Kilisesi’ne elinde tuttuğu İncil ile yürüdü. Burada yaptığı konuşmada “Biz dünyadaki en harika ülkeyiz ve bu ülkeyi her zaman güvende tutacağız” diyerek elindeki kutsal kitap ile gazetecilere poz verdi. CNN canlı yayınında, yayına bağlanan ABD’li emekli General Russel Honore’a, Donald Trump’ın kilise önünde Hristiyanların kutsal kitabı İncil’le çekildiği fotoğraf soruldu. Generalden gelen cevap bizim yüzümüzü kızarttı: “Bir an Türkiye’den bir sahne izliyorum sandım”. Biz Türkler politik şov olarak dinin kullanılmasına hayli alışkınızdır, hiç yadırgamayız ama dışarıdan biri söylerse fena bozuluruz. Ancak dünyanın bir numaralı ülkesinde bu tür gösterileri izlemek de düşündürüyor insanı. Kafa aynı olunca ülkenin büyüklüğü küçüklüğü fazla fark etmiyor demek ki. Bu tür bir cahili başkan olarak seçebilen ülkenin artık dünyanın patronu olma iddiasında bulunması hayli güçtür. Elon Musk istediği kadar uzaya astronot göndersin hem bilim hem de insanlık utanmıştır bir kere. Yunus Emre ne demişti: “Sermayesi din olanın rehberi şeytan olurmuş…”

Not: On gün yokum dönünce görüşebilmek umuduyla.

http://www.sakaryagazetesi.com.tr/makale/-iktidar-din-iliskisi-8376/

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın