İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Zülfü Livaneli: Tarihimizle dövüşmeyelim artık

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***

Emrah Kolukısa

“Konstaniyye Oteli” adlı romanının yeniden basılması vesilesiyle söyleştiğimiz Zülfü Livaneli ile İstanbul’u, toplumdaki yozlaşmayı ve 19 Mayıs’ı konuştuk. “Tarihimizle dövüşmeyi bırakmamız lazım” diyen Livaneli “19 Mayıs ile iftihar etmeliyiz” dedi. 

Zülfü Livaneli’nin ilk baskısı 2015’te yapılan romanı “Konstaniyye Oteli” yazarın İnkılâp Kitabevi’ne geçişinin ardından yeniden basıldı. Gözden geçirilmiş bu özel yeni baskı dolayısıyla Livaneli’ye Skype üzerinden ulaştık ve karantina şartlarında görüntülü bir sohbet yaptık.


“Konstaniyye Oteli”nde şehrengiz geleneğini yaşatmak istediğini söyleyen Livaneli İstanbul’un dünyada bir benzeri olmadığını şu sözlerle anlattı: “Mesela tarih derseniz Roma’da da var. Roma’ya gidiyorsunuz ama %95 eski Roma, Latin kültürü ve tapınakları falan. Yani paganlar bile kalmamış, pagan döneminin tapınakları bile yok artık, çünkü Rönesans dediğimiz, içimizi ferahlatan o rönesans aslında dünyanın büyük yıkım dönemlerinden biridir, bütün pagan tapınaklarını yıkıp taşlarından Hristiyan kiliseleri yaptılar. O yüzden onları bile çok az görebiliyoruz. Roma böyle, Paris böyle, Londra böyle, bütün büyük şehirler, Moskova böyle… Tek boyutlu kültürler var çoğunda, ama bizim İstanbul’a baktığınız zaman durum farklı.”

‘KURUCU DEĞERLERLE UĞRAŞILMAZ’

Bazı yayın organlarında 19 Mayıs’ı vahdettin ile ilişkilendirme çabaları hakkındaki görüşlerini sorduğumuzda ise “Tarihimizle dövüşmeyi bırakmamız lazım. Bu dünyanın en saçma şeyidir, gelişmiş toplumlarda da katiyen yoktur. Hiç kimse gidip de George Washington heykelini yıkmaya çalışmaz, ya da De Gaulle heykelini. Ya da hiç kimse kurucu değerlerle falan uğraşmaz. İngiltere’de Oxford Üniversitesi’nde öğrenciler birbirlerine girip Kral Henry mi haklıydı, idam ettirdiği Cromwell mi haklıydı diye kafa göz yarılmaz. Olmaz böyle şeyler. Sonuçta kimseyi de dışlayamayız, Vahdettin de bu ülkenin padişahı, Osmanlı sülalesinin padişahı ve halifesi” diyen Livaneli şöye devam etti:

“Velev ki, böyle bir şey doğru değil tabii de, yıllardır söylenir gönderdi diye, ‘Paşa paşa memleketi kurtarabilirsin…” Yaveri ya zaten Berlin’e giderken, tanıyor gayet iyi, hizmetlerini de biliyor. Enver Paşa ve diğerleri tarafından yetenekleri fark edildiği için hep kenarda tutulmaya çalışılmış bir insan. Ama tabii büyük bir alt üst oluş bu dâhi adama müthiş bir fırsat verdi ve gitti. Ama diyelim ki Vahdettin göndermiş olsun, e bunda ne var? Ne ispat edilecek o zaman? Gene Samsun’a gelmedi mi, o kongreler yapılmadı mı, Kurtuluş Savaşı kazanılmadı mı?”

’19 MAYIS SEMBOLDÜR’

İmparatorluklar çağının sona ermekte olduğu dönemde hem Abdülhamid’in hem de Vahdettin’in can korkusuna düştüğünü söyleyen Livaneli sözlerini şöyle sürdürdü: “Diyordu ki Mustafa Kemal ve arkadaşları, imparatorluklar çağı bitti, bizim imparatorluğumuz da topraklarını kaybetti, yenildi, ordusu dağıtıldı, bizden ayrılan halklar kendilerine birer ulus devlet kurdular, Sırplar, Bulgarlar, Yunanlar, o zaman biz de Anadolu’da, bu özyurtta bir devlet, ulus devlet kuracağız. Ve oldu. Çünkü en gerçekçisi buydu. Bununla hepimiz iftihar etmeliyiz, 19 Mayıs da bunun bir sembolüdür.”

Söyleşinin tamamını Cumhuriyet TV YouTube kanalında izleyebilirsiniz.

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/zulfu-livaneli-tarihimizle-dovusmeyelim-artik-1740258

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın