İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Corona virüs günlerinde Paskalya

Süregelen sağlık sorunu hayatımızı değiştirip yaşadığımız dünyayı ve bizleri dönüştürecek gibi duruyor. Tam Mart başında cemrelerin düşmesi ile baharın gelişini kutlamaya başlamıştık bir anda kendimizi evlerden dışarı çıkamaz halde buluverdik. Sosyal mesafenin sağlığımızı ve geleceğimizi koruyacağı bilinciyle ve geleceğin yeşeren bahar gibi güzel olacağına inancımızla baharı karşılamaya evimizde devam etmeye ne dersiniz? 

Gülgün Asutay 

Doğudan başlayarak 10 Mart’ ta Hindistan’ da Holifest’i, ekinoks günü olan 21 Mart’ ta İran’ ın Nevruz’unu ve astroloji yılının başlangıcını kutladıktan sonra bu hafta da Paskalya Yortusu ile bir yandan Hristiyan inanışına göre Hz. İsa’ nın dirilişini anıyor bir yandan da doğanın dirilişini kutlamayı sürdürüyoruz.

Hristiyan dünyasının bu en kutsal ve düşünce dolu haftası olan Paskalya’ da Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesi, ölümü ve dirilerek göğe yükselmesi anılırken doğanın canlanmaya başladığı günler de karşılanır. Ülkeden ülkeye büyük farklılıklar gösteren ritüeller tek evladını kaybeden acılı annenin derin üzüntüsünden yeni bir başlangıcın coşkusuna, günahların affedilmesinden aile değerlerinin önemine kadar çok çeşitli derin duyguları yansıtır. Gelin şimdi isterseniz hep birlikte küçük bir geziye çıkalım ve bu eski bahar geleneklerinin izlerini sürelim.

Aslında Hristiyanlar hayatın ilkbaharda başlayan yeni dönemine çok önceden hazırlanmaya başlıyorlar. İlk olarak Karnaval döneminde önceki yıldan ambarlarında kalan yiyecek ve içecekleri bir araya getirip kutlama ve eğlenceler eşliğinde tüketiyor ve sonrasında kırk günlük bir oruç dönemine adım atıyorlar. Büyük Perhiz adı verilen bu dönem boyunca et yenmiyor, sade bir diyet uygulanıyor, gösterişten uzak sakin günler geçirilirken ibadete özel önem veriliyor. 

Hristiyan inancına göre Hz. İsa Lazarus’ un Diriltilmesi mucizesini gerçekleştirdikten sonra havarileri ile birlikte Kudüs’e gelir. Halk onları coşku ile karşılarken mucizelerden hoşnut olmayan Romalılar İsa’yı tutuklamanın planlarını yapmaktadırlar. Çile Haftası’nın beşinci akşamı İsa havarileri ile bir akşam yemeği yer. Bu sırada “Biriniz bana ihanet edecek.” diye kehanette bulunur. Gerçekten de havarilerden Yahuda ona ihanet etmiştir. Aynı gece İsa Romalı askerler tarafından tutuklanır, yargılanır ve cuma günü sırtında taşıdığı haç ile Golgotha Tepesi’ ne çıkarılarak çarmıha gerilir. Ölümünden sonra cenazesi orada bulunan bir lahite konur. İsa Paskalya olarak bildiğimiz pazar günü, yani ölümünden sonraki üçüncü günde kutsanmış sureti ile dirilir, havarilerin şahitliği ile göğe yükselir ve Hristiyan aleminin yol gösterici peygamberi vasfına erişir. 

Paskalya aynı Noel ve diğer kutlamalar gibi hristiyanlık öncesi dönemden de izler taşıyor. Noel yılın en karanlık günlerinin bittiği kış gündönümünde kutlanan Saturnalia ve Yule festivallerinin yerini alırken Paskalya’nın Germen mitolojisinde bereket tanrıçası olan Ostara’ya adanmış kutlamalar ile benzer özellikleri var. Hangi dönemde olursa olsun bütün bu anma ve kutlamalar karanlıkta geçen kıtlık günlerinden sonra gelecek olan gün ışığı ve doğanın bereketi ile dolu yeni günlere dair ümitleri yeşertiyor.

Paskalya Yortusu’nun tarihi her yıl farklı bir pazar gününe denk gelir. Bunun nedeni eski çağlarda daha çok güneş ve ayın gökyüzündeki hareketleri esas alınarak oluşturulmuş döngüsel takvimlerin kullanılmış olması. Bizler ise 16.yüzyılda geliştirilmiş (teorik olarak) eksi sonsuzdan artı sonsuza giden lineer bir takvim kullanıyoruz ve bu takvimlerin ayları ve günleri her zaman birbiri ile örtüşmüyor.

Batı kiliseleri (Katolik ve Protestan Kiliseleri) bahar ekinoksundan sonra gelen ilk dolunaydan sonraki pazar gününü Paskalya tarihi olarak alır. Doğu kiliseleri ise (Ortodoks ve Oryantal Kiliseler) Roma döneminde kullanılan Jülyen Takvimi’ ne göre hesap yapar. Bu kiliselerin yortu tarihleri genelde aynı tarihe denk gelmez. Örneğin geçtiğimiz 2019 yılında batılı hristiyanlar paskalyayı 21 nisan günü kutladılar, doğu paskalyası ise 28 nisan günüydü. Bu yıl batı kiliseleri 12 nisanda, doğu kiliseleri ise 19 nisanda kutluyor. Fotoğraf: Prag’tan. Eski Belediye Binası duvarı üzerinde bulunan bu altı yüz yıllık saat sadece günün saatini göstermekle kalmıyor. Tek bir saat ile zodyak kuşağı hareketlerini , dönenceler ve ekliptiği de hemen seçilebiliyoruz.

Sinoptik incillerde ortak kanı İsa’ nın Kudüs’e İsrailoğulları’nın Mısır’dan çıkışının anıldığı Pesah Bayramı’nı kutlamak için geldiği yönündedir. Bu inanışa göre İsa havarileri ile birlikte şehre girerken halk onu palmiye yaprakları ile karşılar. Mütevazi görünümü ile dikkat çeken İsa Kutsal Perşembe günü havarileri ile akşam yemeği için bir araya gelir. İsa kendi ölümünü tahmin eder ve bir havarinin kendisine ihanet edeceğini söyler. Genellikle Son Akşam Yemeği tasvirlerinde bu havari İsa’ ya doğru değil ters yöne bakan bir kişi olarak gösterilir. Son Akşam Yemeği’nde İsa’nın bedeni ve kanını sembolize eden ekmek yenir ve şarap içilir. İsa’ yı ve kutsal üçlemeyi sembolize eden balık ta en yaygın olarak gördüğümüz sembollerden biridir. Fotoğraf: Kapadokya Karanlık Kilise’den. Tahmini 13. yüzyıla tarihlenen bu duvar resminde İsa’ nın sembollerinden balık figürüne vurgu yapılmış.

İşte bu sahne Hristiyan dünyasının en bilinen sahnesi. İsa’ nın kendini insanlığın günahları için feda etmesi ve çarmıhta can vermesi tasvir ediliyor. Bu olayın geçtiği yer olduğuna inanılan Golgotha Tepesi’nde dördüncü yüzyılda Kutsal Kabir Kilisesi inşa edilmiş ve yüzyıllardır inananlara hizmet etmiş. 25 mart 2020 günü malum sağlık sorunu nedeni ile ibadete kapatılan kilisenin rahibi 1349 yılında geçirilen kara veba salgınından beri ilk kez kiliseyi kapatmak zorunda kaldıklarından bahsediyor. Fotoğraf: İsa’ nın çarmıha gerildiği Kudüs’te Golgotha Tepesi’ nde bulunan Kutsal Kabir Kilisesi Hristiyan dünyasının en önemli hac merkezlerinden biri.

Anlatılanlara göre İsa çarmıha gerildiğinde orada bulunanlar arasında ölüme mahkum edilmiş iki hırsız, sevdiği müritlerinden olarak ifade edilen kadınlar ve Romalı askerler vardı. Ayrıca bazı doğa üstü olayların da olduğundan bahsediliyor. Göğün karadığı, bunun bir tutulma olabileceği anlatılanlar arasında. Bir de depremden bahsediliyor ki tarihi kayıtlarda MS 26 ile 36 yılları arasında bölgede bir deprem olduğuna dair notlar bulunuyor. Kutsal Cuma hristiyanlar için en hüzünlü anma günüdür. Bu günde inananlar ayinlere katılır, dua eder, oruç tutarlar. İsa’ nın ölümü ve tek oğlunu kaybeden Meryem’ in fedakarlığı hatırlanır. Kiliselerde yapılan ayinler de hüzünlü geçer, ilahi okunmaz, şarkı söylenmez.Fotoğraf: İtalya’ nın başkenti Roma’da, San Pietro Kilisesi içinde bulunan Pieta heykeli Michelangelo’nun en ünlü eserlerinden biri. Bu heykelde İsa’ nın çarmıhtan indirilişi ve Meryem’in acısı tasvir ediliyor.

11

Avrupa’da en renkli ve geniş çaplı kutlamalar İspanya’ nın Endülüs bölgesinde gerçekleştiriliyor. Kutsal Hafta’da geçen olaylar kostümlü gösteriler ile canlandırılıyor, İsa ve Meryem başta olmak üzere din büyüklerinin heykelleri kaideler üzerinde kiliselerden çıkarılıp caddelerde geçit törenleri düzenleniyor. Bazı anlatımlara göre Endülüs’ te Paskalya ile Arapların bölgeden çıkarılması da anılmış oluyor. Bazı farklı anlatımlara göre de heykellerin taşınması kral mumyalarının taşındığı Güney Amerika’daki kızılderili bayramlarını hatırlatıyor. Fotoğraf: Leon şehrinde Paskalya Geçit Töreni.

Bu ritüeller ve görsel zenginlik aileler için çocuklarına dini gelenekleri anlatmaları konusunda fırsatlar sunuyor. Ayrılık, yas tutma, fedakarlık gibi karmaşık ve zor duygulardan bahsetmek, bu zor zamanlarda aile ve yakınlar ile birlikte olmanın verdiği destek, umut, beklentiler, döngüler, yaşamın düzeni ve dersleri konularında sohbetler ile genç bireylere tavsiyelerde bulunuluyor. Fotoğraf: Sevilla Katedrali, İspanya

Paskalya kutlamalarda Kuzeyli bereket tanrıçası Ostare’nin de sembollerinden biri olan yumurtalara yer verilmesi yaşamın yeniden başlamasını, yumurtaların kırmızıya boyanması İsa’ nın dökülen kanını simgeliyor, belki de kan olmadan yaşamın olmayacağını hatırlatıyor. Kutsal haftanın sakin geçen günlerinde yumurtalar boyanıyor ve pazar günkü kutlama için hazırlanıyor. Yumurtalar doğadan esinlenen farklı renk ve desenlerde de boyanabiliyor. Rum Ortodoks gelenekleri arasında devekuşu yumurtalarını detaylı dini figürler ile bezeyerek süs eşyası olarak kullanmak ta bulunuyor. Fotoğraf: Bu yıl boyadığım paskalya yumurtaları. Corona günlerinde evde kalma kurallarına uymaya karar verince küçük bir de mesaj ekledim. 😉

Türkiye’ de de Paskalya Yortusu Osmanlı döneminden beri Hristiyan cemaatleri tarafından kutlana gelmiş ve günlük yaşamın bir parçası olmuş. Hatay, Trabzon, Mardin gibi illerimizde ve Istanbul’un en kozmopolit semtleri olan Samatya, Fener ve Adalar’ da gelenekler devam ettiriliyor.

Eskiden paskalya yaklaşınca çöreklerin mahlepli kokusu mahalleyi sarar bütün ahali neşelenir fırınlara koşarmış. Hristiyan aileler bu çörekleri müslüman komşularına hediye ederek bayramı paylaşırlarmış. Günümüzde yılın her dönemi paskalya çöreklerini fırınlarımızda görebiliyoruz. Fotoğraf: Annemin yaptığı paskalya çöreği, yanında kalan malzemeyle yapılmış yavrusu..

Paskalya’nın en güzel adetlerinden biri de ayinler ve ailece yenen yemeklerden sonra çiçeklerin açtığı parklarda, bahçelerde yürüyüşlere çıkmak. Bu yıl sağlık seferberliği nedeni ile evde oturuyoruz. Uzak ülkeleri aşağı mahalleyi gezer gibi gezmeye alışmışken Göztepe Parkı’nı hayal eder vaziyete düştük. Azmimiz eksik olmasın, bu günleri çabuk atlatalım ki bol bol seyahat edeceğimiz günler bir an önce geri gelsin. Fotoğraf: Paskalya (ve lale) zamanı ben ve Göztepe Parkı.

https://www.milliyet.com.tr/galeri/corona-virus-gunlerinde-paskalya-6187641/15

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın