İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

MALATYA SURP KRİKOR LUSAVORİÇ VANKI (2)

Fikri Demirtaş

Yakın zamana kadar Nevruz’da, Hıdırellezde, Hristiyanlar dini bayramlarında genellikle Venke giderlermiş. Sabah erkenden kalkılır mahallelerden zengin, fakir Müslüman Türk, Kürt,1915’ten sonra geride kalan buradaki yaşamlarını sürdüren Hristiyan Ermeni, Süryani, aileler vatandaşlar hep birlikte yollara düşerlermiş. Eskiden yayan, at arabaları ile sonraları traktör, kamyona doluşur giderlermiş. Gelenler yüreklerini tabiat anaya açarmış. Doğaya çıkılır, doğaya teşekkür edilir, doğanın kucağında doğayla birlikte eğlenilir. Onlarca kurban kilisenin arka tarafında oyulmuş kayanın önünde kesilir. Niyazlar edilir, lokmalar dağıtılır. Doğanının doğumuna herkes kendi inancında dilinde gülbankler, türküler, dualar okurlarmış. Kurbanlarını keser lokmalarını yerler, piknik yapar eğlenirlermiş. Dağ vadi her yanı mutluluk nidaları çınlatırmış.

Şapelin yaklaşık 1 km. yukarısında köyün ilerisinde dağın yamacında mermer çift oluklu çeşmeden dağlardan gelen kaynak su gürül gürül akmakta. Çeşmenin kürünlerinden geçen su yolun karşısında beyaz dut ağacın altında büyük havuzda toplanıp yaz boyu köyün bağları bahçeleri sulanmaktadır. Şehirden gelenler bu çeşmeden bidonlarına su doldurup götürürler. Ramazanda iftardan önce bu çeşmeden su almak için yüzlerce kişi sırada bekliyormuş.

Malatya ovasının buradan görünümü de son derece etkileyicidir. Malatya – Elazığ yolu, Yıldıztepe, Pınarbaşı Göleti, Orduzu, Aslantepe höyüğü Eski Malatya, Fırat nehri- Karakaya barajı, Barajın karşısında Baskil topraklarında Abdulvahap türbesi, Süryanilere ait yaklaşık bin yıllık Mar Ahron Manastır görülmektedir.

Okulun arkasındaki Venk şapeline Kültür Bakanlığı sahip çıkarak yıllar öncesinden başlayarak restorasyonu yaptırmış. Görünürde Şapelin dış dört duvarını çevreleyen ucuz mermerden eni bir metre koruma kaldırım yapılmış. O da kardan buzdan etkilenmiş parçalanmış… Çatı kısmı da ucuz mermerlerden örtülmüş . Akan kar suları duvara sızmakta. Demir kapı ile kapatılmış. Kilisenin anahtarı nerede ? diye sorunca bizimle sohbet eden Bayram bey,“ Muhtar Kilisenin anahtarının İl Kültür Müdürlüğünde olduğunu söyledi” Köylüler Restorasyonu yapan şirketin işi yarıda bırakıp kaçtığını söylüyorlar. Kilise kapsının da mimarisine uygun estetik bir kapının yeniden yapılması. Şapelin etrafı taş istinat duvarları ile çevrildikten sonra aydınlatılması ve güvenlik açısında kamerayla kontrol edilmesi . Çevre düzenlenmesinde çardaklı oturma alanları, ağaçlandırılma , su ve temizlik tuvalet ihtiyaçlarının karşılanması için kapalı bir mekanında yapılması gerekmektedir.

Şapelin kapısının yanına yakın tarihte Cercis Peygamber adına ucube bir ‘yatır odası’ yapılmış. Burasının aşamasında oradan kaldırılacağı, resmi açıklamalarda bildirilmesine rağmen kaldırılmamıştı. Bu iğreti yapının, şapelin ana kapısının onarımına engel olduğu fotoğrafta görülüyor.. Bu yer izbe bir şekilde, duvarda gelişi güzel ziyaretçiler tarafından yazılmış yazılar dikkat çekmektedir.

  1. Dünya emperyalist devletlerin paylaşım savaşında 105 yıl önce acı çeken, savaş yüzünden yerinden edilenlere karşı birbirimize sorumluluğumuz var. Bunun acısını en derinden birlikte yaşıyoruz. Acılar herkesin içinde yaşanıyor… Ermenilerle, Süryanilerle Türkler arasındaki bağların kopmasının kader olmadığını, yüzlerce yıl bir arada yaşamış olan bu iki kadim halkın, tarihten ders alarak Türkiye Cumhuriyeti devletimiz tarafından yapılan bu tarihi eserlerin restorasyonları barışçı bir gelecek inşa edebilmelerinin yolunu açacaktır.

Venk Şapelinin restorasyonu tamamen bittiğinde şehrimizin kültürel değerlerine önemli bir katkı sağlayacaktır.Kent belleğinin yeniden canlanmasına katkı sağlayacak en anlamlı projelerden biridir. Venk Şapeli de bağrında birçok acıyı , sevinci taşıyor. Birazda bu yüzden, daha fazla sahiplenmeyi restorasyonla Venk Şapelinin taşları yıllardır uyuduğu yerden kalkmış. İnanç turizmine açılmasını cemaatinin gelmesini hak etmiyor mu?

Güneşin son ışığı Kilisenin, kapatılan ilkokulun penceresinden içeri süzülürken Venkt’en ayrıldık. Camiden okunan akşam ezanı yirmi haneli köyün semalarında yankılanıyordu… DEVAM EDECEK

http://www.malatyasonsoz.com.tr/malatya-surp-krikor-lusavoric-vanki-2-h292689.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın