İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

BİR MUCİZEYE YOLCULUK : FATİMA

Merve Bingöl

Mucizelere inanır mısınız?

Bütün dinlerde birçok mucizelerden bahsedilir. Fatima’da özellikle Katolik Hristiyanlar için büyük bir mucize hikayesi.

Belki çoğunuz bu şehrin adını ilk defa duydunuz. Bende ilk kez Portekiz güzergahımı belirlerken öğrenmiştim.

BİR MUCİZEYE YOLCULUK : FATİMA

Fatima Portekiz’in Qurem bölgesinde bulunan oldukça küçük bir şehir. Toplam nüfusu 7756 kişiden oluşan şehir Porto’ya 187  km Lizbon’a ise 123 km uzaklıkta bulunuyor.

Bu şehir oldukça küçük olduğundan, ulaşımı Porto veya Lizbon üzerinden sağlamanız gerekiyor. Porto ve Lizbon’dan Fatima’ya otobüs ve tren kalkıyor. Otobüsle direkt olarak ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Trenle gelecek olursanız Fatima’da tren istasyonu yok. Qurem’e gelerek oradan taksiyle ulaşım sağlayabilirsiniz.

Fatima küçük bir şehir olmasına rağmen , o kadar kalabalık ki yılda milyonlarca ziyaretçi çekiyor. Bir çok tur şirketi, turistler , hac yapmak için gelerek ibadetini gerçekleştiren birçok insan. Haliyle bu o bölgede ki insanlar için geçim kaynağı haline de gelmiş durumda. Fatima’nın etrafında birçok hediyelik eşya satan dükkan bulunuyor . Bu dükkanlar da tesbihler, tablolar, dinsel objeler , çok çeşitli mumlar,pantolonlar, gömlekler satılıyor. Tabi turizm etkisini burada da gösteriyor. Satılan ürünler standartlara göre daha yüksek fiyatta.

BİR MUCİZEYE YOLCULUK : FATİMA

Katolik mucizesine gelmeden önce Fatima ismi nereden geliyor biraz o hikayeden bahsedelim öncelikle.

Hristiyan Şövalye  Hermingues, Müslüman Prensin kızı Fatima ile evlenmeden önce Fatima Hristiyan olmayı kabul eder. Vaftiz ismi olarak Ourem ismini alır. Şövalye yaşadıkları kasabanın ismini Ourem olarak değiştirir. Ancak mutlulukları çok uzun sürmez. Ourem yani Fatima aniden ölür ve şövalye çılgına döner. Hermingues kendisini Ourem’de bir manastıra kapatır. Bir süre sonra yeni bir manastır kurarak manastırın etrafındaki yerleşime Fatima adını verir.

Ama Fatima’nın asıl önemli olmasının sebebi bu değil tabi ki. Gelelim 1917 yılında gerçekleşen asıl mucizemize

3 çoban çocuk Lucia (10) , Jacinta (7)  ve Francisco (9) ,13 Mayıs 1917 tarihinde, koyunlarını otlatırlarken, yağmurun başlamasıyla  bir meşe ağacının altına sığınırlar. Bu sırada sığındıkları ağaca yıldırım düşer. Korkan çocuklar yıldırım düşen ağacın üstünde bir siluet fark ederler. Dikkatli bakınca bu görüntünün elinde tespih , beyazlar giymiş bir kadın hayaleti olduğunu görürler. Meryem’e ait olduğu düşünülen bu görüntü konuşmaya başlar ve  korkudan titreyen çocuklara “korkmamalarını” söyler, ardından “bu bölgeye bir kilise yaptırmalarını” ekleyerek kaybolur.  3 çoban çocuk aceleyle köye dönerek  yaşadıklarını, köydeki din adamlarına anlatırlar. Lucia görüntüyü “güneşin yakıcı ışıkları ile delinmiş bir kristal camdan daha net ve, güneşten daha parlak” olarak tarif etmiş. Din adamları önce çocuklara inanmaz ve defalarca çocukları sorgularlar. Hatta yaşanan bu olay,  ülke çapında, birçok tartışmanın çıkmasına sebep olur.

İlerleyen tarihlerde (1917 yılında Mayıs ve Ekim ayları arasında, her ayın 13’ncü günü )Meryem’in aynı yerde çocukların karşısına tekrar tekrar  çıkarak günahlardan kurtulmak için bol bol dua etmeleri, tespih çekmeleri, günah çıkarmalarıyla ilgili vaazlar verir. Bu vaazlarında  dünya barışı için önemli şeyler söyler ve onlara çeşitli kehanetlerde bulunur.

 13 Haziran 1917 tarihindeki ikinci görünmesinde  Meryem “ben yakında Jacinta ve Francisco’yu cennete alacağım. Lucia ise benim söylediklerimi herkese anlatmak için dünyada kalacak”  diye çocuklara iki ölüm kehanetinde bulunur. (  Francisco ve Jacinta 1919 yılındaki İspanyol grip salgınında ölürler. Lucia ise birkaç yıl sonra  Rahibe Maria das Dores adını alarak Coimbra Manastırı’na girmiş.)

13 Temmuz 1917 tarihindeki üçüncü görünmesinde ise: Meryem Ana gelecek hakkında kehanetlerde bulunur . Bu kehanetler “üç sırlar” olarak tanımlanır. Her ayın 13’ünde üç çocuğun Meryem Ana’yla buluştukları gün, kalabalık gitgide artar. Bu olayları merak eden Hıristiyanlar,  olaya tanıklık etmek amacıyla 13 Ekim 1917 günü Fatima bölgesinde toplanırlar. Toplanan kalabalık 70 bin kişiye ulaşmış.

 Alanda toplanan kalabalığın verdiği ifadelere gore; açık olan havada birden gökyüzünü kara bulutlar kaplar ve ardından şiddetli bir sağanak başlar ve İnsanlar sırılsıklam olarak, toprak çamur ve suyla kaplanır. 10-15 dakika sonra karanlık bulutlar dağılarak , güneş bir disk misali titremeye, çevresine renkli ışıklar saçmaya başlar.Devasa bir havai fişek gibi inanılmaz bir hızla kendi etrafında dönmeye başlar ve  renk cümbüşü tüm çevreyi gerçeküstü bir ışığa boğar. Güneş, daha sonra zikzaklar çizerek, alçalır, yükselir. Bu güneş mucizesi 12 dakika sürer ve 40 kilometre çapındaki her yerden seyredilebilir.

 Olaya binlerce insan şahit olur. Görenlerin anlatmasına göre olay kelimelerle ifade edilecek cinsten bir şey değildi.. Tüm bu olanlar alanda toplanan ve olanlara tanıklık edenler tarafından  “dünyanın sonu geldi zannettik” demelerine neden olmuş. Yağmurun o sırada gerçekten yağdığı olaya şahit olanların giysilerinin ıslanmasıyla açıklanmış. O kadar güneş ve ışık gösterisine rağmen Meryem Ana’yı çocuklardan başka kimse görmemiş.

BİR MUCİZEYE YOLCULUK : FATİMA

Meryem Ana’nın görüldüğüne inanılan yer bu alan. Burada sürekli vaazlar veriliyor. Bizim Fatima’da olduğumuz sürede papaz ayin düzenleyerek kalabalığa vaazlar verdi. Katoliklerde İbadetlerini yerine getirdiler.

Peki Fatima’nın 3 Sırrı nedir ?

Fatima’nın Sırrı, Lucia tarafından kaleme alınarak, yıllar sonra gerçekleştiğine inanılan kehanetleri olarak kabul görüyor.                                                                                                                                                    * Kayıtlara göre, ilk sır, ateşi,şeytanları ,insan ruhlarını ve cehennemi  ifade ediyor.                                           

* İkinci sır , Meryem’in Birinci Dünya Savaşı’nın bitişi sonrası İkinci Dünya Savaşı’nın başlayacağına ilişkin kehaneti.                                                                                                                                                              

* Bu iki sır 1942 yılında açıklanmış.  1957 yılında Lucia tarafından bir zarf içinde Vatikan’a verilen üçüncü sır ise 2000 yılında açıklanmış.                                                                                                                                       

* Üçüncü sırrın, kefaret talep eden bir melek ile bir Papa’nın dağa tırmanırken öldürülmesini içerdiği duyurulmuş..

Kimilerine göre bu sırlar hala yorumlanır. Bu zaman içerisinde din adamları, birbirleriyle çok fazla yorumlaşarak çeşitli açıklamalarda bulunmuş.

İnsanlarda oldukça dikkat çeken bu hikaye ilk olarak Vatikan tarafından kabul edilmemiş. Tek tek orada bulunan bütün insanlarla görüşülmüş. İlk olarak insanların oraya beklentiyle gittiğini ve güneşe uzun süre baktıklarını bu yüzden toplu halüsinasyon görüldüğü düşünülmüş. Fakat oradaki insanlarla tek tek konuşulduğunda hepsinin aynı şeyi anlatması  üzerine o kadar kişinin yanılmayacağına karar verilerek,anlatılanların gerçekten bir mucize olduğunu kabul etmelerini sağlamıştır.

Böylece Fatima ,Vatikan tarafından kutsal kabul edilerek Katolik Hristiyanlar için hac merkezi haline gelmiştir.

BİR MUCİZEYE YOLCULUK : FATİMA

Eski ve yeni kilise arasında çok büyük ahşap bir hac işareti yer alıyor.    

Katolikler hac ibadetlerini, uzun beyaz bir çizgi üzerinden eski kiliseye doğru yaklaşık 300 metre  dizlerinin üstünde sürünerek gerçekleştiriyor. Böylece günahlarının affolacaklarına inanıyorlar. Eski kilisiye ulaştıklarında kilisede dua ederek, dilek tutup mumlarını ateşe atıyorlar.

BİR MUCİZEYE YOLCULUK : FATİMA

Fatima içerisinde iki kilise bulunmakta. Bunlardan bir tanesi eski kilise , üç çoban çocuğun mezarları bu kilise içinde bulunuyor. Mezarların üzerindeki semboller çoban çocuklarını temsil ediyor ( Bazı kaynaklara göre çocukların farklı bedenlerde defalarca dünyaya geldiğini ifade ediyor. Mezardakilerin de bu bedenlerden sadece biri olduğunu belirtiyor) . Buraya gelen Katolik Hristiyanlar dileklerini  mezarların başlarında sunarak dualar ediyorlar. Hatta ağlayanları görmek bile mümkün.

BİR MUCİZEYE YOLCULUK : FATİMA

Yeni kilise daha modernize sade bir kilise. Herkes eski kiliseye yöneldiği için yeni kilise oldukça boş.

Fatima’nın etrafında ki dükkanlarda çok çeşitli mumlar satılmakta. Herkesin sorununa uygun mum şekilleri bulunuyor. ( bebek şeklinde ,kol -bacak gibi mumlar ,eş, aile mumu gibi çok çeşitleri bulunmakta). Mumlar insanlar tarafından alınarak Fatima içinde yer alan ateşe atılıp dileğini dileyerek dualarını ediyorlar.

BİR MUCİZEYE YOLCULUK : FATİMA

Fatima’nın hikayesini  ilk dinlediğimde Fatima’da hava oldukça pusluydu tüylerim ürpermedi desem yalan olur . Evet Fatima’nın ayrı bir havası olduğu doğru ya da bu hikayeyi duyduğunuzda sizi ayrı bir havaya sokuyor olabilir ve bu mucizenin tartışmaya açık olduğu da ortada.  Fatima için kimileri dinin ticarete dönüştürülmek istendiğini, kimisi Querem bölgesine turistlerin çekilmek istendiğini kimisi ise bu mucizenin gerçekten olduğuna dair yorumlarını duymak mümkün. En iyisi siz yolunuz Portekiz’e düşerse güzergahınıza Fatima’yı ekleyerek neler hissedeceğinizi görmelisiniz.

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/merve-bingol/bir-mucizeye-yolculuk-fatima-6164225

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın