İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

MALATYA ÇINARLI CAMİİ (2)

Fikri Demirtaş

SURP ASDVADZADZİN Kilisesi (Meryem Ana Kilisesi)

-Eski ahşap Surp Sarkis İbadethanesi-

Benim yaptığım araştırmalarda edindiğim bilgiler;

Kiliseden Camiye dönüştürülen camide ilk vaazı zamanın il müftüsü Mehmet Ulucan yapmıştır. Kilisenin kuzeybatı köşesinde avluya girişte 180 cm. derinliğinde su kuyusu vardır. Dikdörtgen şeklindeki kuyunun kapağı caminin girişinde görülmektedir. Kilisenin orijinal tuvaletinin dış duvarları ve taştan yapılmış şehir kanalına bağlı gider hala kullanılmaktadır. İlave olarak yeni yapılan tuvaletlerinde suyu da bu kuyudan sağlanmaktadır.

Kilisenin içine girince akustik ve havalandırmayı sağlamak için gotik tavanların her birinde dört er büz (künk) konmuştur. İçeride avizelerde ve yakılan kandillerin, mumların isi buradan dışarı çıkmaktaymış. Zemin tahtaları çürüdüğünden yerlerle birlikte duvarlar ve sütunlarda bir metre yükseklikte boydan boya ağaç kaplama yapılmış.

Mihrabın sol tarafını imam odası haline getirmek için boş duvarlar arasını briketle örmüşler. İmam odası olarak kullanılan yerin karşısında küçük kapıdan içeri girince 90x 90 ebadında vaftiz teknesi varmış. Yıllar önce buraya kalorifer sistemi kurulduğu zaman kaldırılmış. Kubbeyi delerek kalorifer kazanını paçasını da buradan çatıya vermişler. Yakın zamanda cami boyanırken sütunlar arasında ki demir bağlantılar kesilip kaldırılmış.

Camini içine mihrap yapılırken o kısımda yüksek bir taş varmış o taş günlerce kırılarak zemin seviyesine indirilmiş. Yine duvarlarda pencerelerin altında ve yan duvarlarda bulunan takalar Karton pi yerlerle kapatılmış, Kilisenin mihrabının sağ tarafında tavanda melek resimleri freskler alçı ile sıvanmış. Batı girişindeki kilisenin ahşap tek kanatlı ana kapısı yerine demir bakır işlemi kapı takılmış. Kilisenin güneyinde dört, kuzeyinde dört toplam sekiz adet taş oluk vardır. Taş oluklardan ikisi aslan başlıdır.

Kilisenin taş kubbelerinin üstü kille sıvanmış onun üzerine de semer biçiminde kesme taşlarla örülmüştür. Restorasyonda bu kubbelerin üstüne kiremit çatı yapılmıştır, Kilise camii olarak kullanıldıktan sonra zaman zaman izinsiz yapılan tadilatlar kilisenin kısmen mimari özelliğini bozmuştur.

Çınarlı Cami halen Diyanet İşleri Başkanlığınca kullanılmakta ve cami olarak hizmet verdiği için bakımı ve gerektiğinde onarımının ilgililerce yapılmış olması gereklidir. Bununla beraber, yapının iç kısmı bakımlı olmasına rağmen dış kısmının ve sonradan giriş kapısı tarafına abdest almak maksadıyla ilave edilen eklentinin bir ibadet yapısına yakışır özende olmadığı gözlenmektedir. Yapının giriş olmayan tarafında iğreti esnaf ve satıcı kulübelerinin derme çatma görüntüsü bir ibadet binasına uygun görünmemektedir. Cami’nin tarihi, geçmişi mimari yapısı tanıtıcı bilgiler bir levhaya yazılıp asılmamıştır.

Yeni Malatya ’ya da yaşama bir bakış

“1841 yılında Malatya’ya Osmanlı birlikleri yerleşince şehrin sakinleri, şehrin yaklaşık 8 km. güneybatısında Yeni Malatya’yı kurmuşlardır. “Çağdaş dönemde Malatya kenti, çok geniş bir ovanın kuzeyiyle, kuzeybatı ve kuzey doğusuna çerçeveleyen sıradağların eteklerine kurulmuştu. Fırat nehri 10 kilometre ötesinden akıyordu. Dağlardan inen sayısız akarsunun ve Tohma ırmağının sayesinde zengin su kaynaklarına sahip kent, çevresini saran dağların ve ovanın çoraklığıyla çelişen ormanları ve bahçeleriyle yemyeşil bir görüntü sergiliyordu.” yazıyordu kitaplarda. >>DEVAM EDECEK

http://www.malatyasonsoz.com.tr/malatya-cinarli-camii-2-h284298.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın