İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İdlib’de kırılan vazo..

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***

Abdullah Muradoğlu

36 askerimizin İdlib’de şehit edilmeleriyle Türkiye- Rusya ilişkisinin çok ciddi bir kırılma yaşadığı aşikar. “Kremlin Sarayı”, Suriye’deki Rus güçlerinin saldırıda oynadıkları rolü dikkatle incelemelidir. ABD’de olduğu gibi Rusya’da da Türkiye ile kurulan dostluk ilişkisinden fena halde rahatsızlık duyan çevreler var. “İsrail Lobisi” ve “Ermeni Lobisi” başta olmak üzere bu çevreler Türkiye ile Rusya’nın arasını açmak için pusuda bekliyorlar. Bu lobiler, Türkiye’nin İdlib’de gözlem noktaları kurmasından bu yana zehirlerini saçmaya başladılar. Nitekim İdlib’deki son gelişmelerle ilgili olarak Rus medyasında Türkiye aleyhtarı yorumların son derece kışkırtıcı bir mahiyet kazandığını bilhassa belirtmek durumundayım.

Rusya’daki “İsrail Lobisi”, İsrail’deki Rusya kökenli Yahudilerle bağlantı içinde. Hatta İsrail’deki “İsrail Evimiz (Yisrael Beiteinu)” Partisi, bir “Rus partisi “olarak bile niteleniyor. Bu partinin tabanını büyük ölçüde Rus Yahudileri teşkil ediyor. Partinin lideri eski Likud’çulardan Avigdor Lieberman Sovyetler Birliği’nden 1978’de İsrail’e göç etmişti. Rus Yahudilerin bir kısmıysa Netanyahu’nun partisine oy veriyor. Netanyahu İsrail’deki Rus Yahudilerini en iyi “Likud”un temsil ettiğini iddia ederek Kremlin’i etkilemeye çalışıyor. Netanyahu’nun ve “MOSSAD” yöneticilerinin Moskova’yı su yolu yapmaları boşuna değil. Zira İsrail, Suriye hava sahasını istediği zaman ihlal ederek istediği yeri vurabiliyor.

İsrail Suriye’deki İran bağlantılı milis güçlerinin İsrail sınırlarından uzaklaştırılması dâhil olmak üzere Rusya’dan ne istediyse aldı. Rusya, Suriye’ye yönelik saldırılarla ilgili olarak İsrail’in açıklamalarını çoğun anlayışla karşılıyor. 2018’de bir Rus uçağı Lazkiye açıklarında vurulmuş ve 15 Rus askeri ölmüştü. İddiaya göre İsrail uçakları, Rus uçağını Suriye hava savunma sistemlerinin olduğu bölgeye sürükleyerek yine Suriye’nin elindeki Rus füzeleriyle vurulmasını sağlamıştı. İsrail iddiayı reddetti ve Rusya da İsrail’in bu iddiasını kabul etti. Keza Suriye’deki ” S-400” hava savunma sistemleri İsrail’e kör. Zaten Rusya bu sistemlerin sadece Rus üslerini savunmak amacıyla konuşlandırıldığını söylüyor.

İsrail’in İran’ın Suriye ve Lübnan’daki milislere silah sevkiyatını engellemek gerekçesiyle yaptığı hava saldırıları karşısında Rusya’nın etkisiz kalması manidar değil mi? ‘Vatan savunması ‘ yaptığını iddia eden Şam rejiminin İsrail’in 1967’de işgal ettiği “Golan Tepeleri” için kılını bile kıpırdatmamasını da bir kenara not etmek gerekiyor. 2011’den bu yana Suriye nüfusunun en az üçte biri ülke dışına göç etti. Rusya bu insanların Şam rejiminin tam kontrolü altındaki bölgelere değil de Türkiye başta olmak üzere komşu ülkelere sığınmak durumunda kalmalarınıysa bir “mesele” olarak bile görmüyor. Niye?

Diğer bir yandan Moskova’daki “Ermeni Lobisi” de İblib’deki gelişmeleri fırsat bilerek Türkiye ve Rusya ilişkisinin onarılmaz biçimde bozulmasını istiyor. Moskova merkezli “Ortadoğu ve Orta Asya Araştırmaları Merkezi”nin başkanı Semyon Bağdasarov, Rusya’nın Türkiye’ye nasıl karşılık vermesi gerektiği konusunda kışkırtıcı yorumlar yapıyor. Bağdasarov, Şam rejimine “PKK-YPG” ile anlaşmasını tavsiye ediyor. Bağdasarov “PKK-YPG” terör unsurlarının ayrı bir askeri birlik halinde harekete geçirilmesinin Şam’ın savaş kabiliyetini artıracağını söyleyebiliyor. Daha da ileri giden Bağdasarov, “Türkiye Suriye’nin içişlerine müdahale ederse, biz de Türkiye’nin içişlerine müdahale etmeliyiz” diyebiliyor. Bu adam Şam rejiminin ‘Hatay’ın geri alınması’ için harekete geçmesini dahi isteyebiliyor.

Camdan bir evde oturuyor isen komşunun camına taş atma” deyiminin ne anlama geldiğini en iyi Ruslar bilir. Moskova, Türkiye ile uzun vadeli dostluk ilişkisi kurmak istiyor ise gereğini yapmalı. Halkını sığınmacı durumuna düşüren bir rejimi bu kadar savunmamalı. Rusya, Türkiye’nin bin yıldır bu bölgenin aslî unsuru olduğunu ve gelişmelerden en fazla etkilenen ülke olduğunu da unutmamalı.

https://www.yenisafak.com/yazarlar/abdullahmuradoglu/idlibde-kirilan-vazo-2054422

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın