İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Homofobiye Bir Tekme

Uluslararası Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks Birliği (ILGA) raporunda 2019’da Türkiye LGBT eşitlik yasaları ve politikaları açısından Avrupa’da Azerbaycan’dan sonra, Ermenistan’dan önce en kötü ikinci sırada yer aldı.

Delizia Flaccavento

Haberin İngilizcesi için tıklayın

Şubat ayı 19 Avrupa ülkesinde eylem, turnuva, etkinlik ve konferanslar düzenlenen “homofobiye karşı futbol” ayı. Bu yıl, Türkiye’deki tek etkinlik Sicilya Demir Spor ve Sportif Lezbon arasındaki futbol maçı oldu.

Yönetici Ayşegül Selenga Taşkent ile birlikte kurduğum Sicilya Demir Spor, karışık cinsiyetli bir futbol takımı.

İnisiyatifin temelinde sporun, özellikle de futbolun toplumsal katılım için bir araç, kadın ve erkeklerin özgüven ve açık görüşlülük kazanarak birlikte eğlendikleri bir yer olabileceği inancı yatıyor.

Takım 2018’de sporun herkesin eşit olduğu bir dayanışma alanı olabileceğini gösterdiği için Işıklar Hrant Dink Ödülü kazandı. Sportif Lezbon Türkiye’nin ilk açık LGBT takımı. Selin Yıldız’ın kurduğu takım açıklık ve katılımı savunuyor ve futbolu ayrımcılığa, homofobiye karşı bir araç olarak görüyor.

Sportif Lezbon, Sicilya Demir Spor’la arkadaşça bir maç için futbolda eşitsizliğe karşı çalışan FARE Ağı’nın bağışı sayesinde Ankara’dan İstanbul’a geldi. Etkinlik yalnızca iki takıma değil, dürüst oyun ve dayanışmayı seven herkese açıktı.

Ecem Queerpool isimli bir takımdan gelen bir konuk oyuncuydu: “Sporu çok seviyorum ama çoğu zaman getirdiği cinsiyetçilik ve cinsiyetçi dili sevmiyorum. Bu yüzden oyun sırasında rahat ve mutlu hissettim. Sicilya Demir Spor’un alanda kimseyi dışlamayacak şekilde futbol oynanması için koyduğu özel kurallarını (faul, topa kayarak vurma, küfür, takım arkadaşları ya da rakiplere sinirlenme yasak) da çok sevdim. Spor etkinliklerinde homofobik ve cinsiyetçi dile pek çok kez tanık oldum. Değişimin her cinsiyet ve cinsel yönelimden insanların birlikte oynamasıyla, eşitlik içinde yarıştıkları bir katılımla mümkün olacağına inanıyorum. Spor benim hayatımda özel bir yere sahip, bu yüzden spor ortamını herkes için geliştirmeye çalışan inisiyatifin bir parçası olmak benim için çok önemli.”

“Türkiye’yi seviyorum”

Arman ise yurtdışında 7 yıllık sosyal hizmet deneyiminden sonra yakın zamanda toplumsal adalet çabalarına katılmak için Türkiye’ye döndü:

“Bu kadar iyi oyuncularla maç yaparken çok eğlendik, onların performansı bizimkini daha iyi olmaya teşvik etti, haftalık Sicilya Demir Spor toplantılarımızda hiç görmediğim hareketler gördüm. Herkesin birbirinin çabalarını takdir etmesi eğlenceye katkıda bulundu, iki taraf da diğer takımın gollerini kutladı. Alkışlar ve desteğe çoğu zaman kahkaha da katıldı çünkü eksikliklerimizde, kafa karışıklığı anlarımızda mizahı bulabildik.

“Spektrumun neresinde olduğunuz önemli değil (Ben heteroseksüel bir erkeğim), önemli olan orada iyi bir oyun oynama niyetiyle bulunmak ve kendini çok ciddiye almadan diğerlerinin de iyi bir oyun oynamalarına izin vermek. Birlikte oynadığım 100’ün üstünde spor sever arasından yalnızca 3’ü LGBTQIA+’ydı. Ama artık gururla söyleyebilirim ki Sportif Lezbon’la oynadıktan sonra bu rakam arttı. Hiç tanışmadığım bir grup insanla oynarken bu kadar eğlenmek çok nadir bir şey. Bence bunun ilk ve en önemli sebebi eğlenme amacıyla orada olmamız. Bu gibi etkinliklere bayılıyorum.

“Türkiye’yi birçok kusuruna rağmen çok seviyorum, maalesef LGBTQIA+ insanların durumu olması gerekenin çok gerisinde. Ancak Türkiye aynı zamanda cinsiyet normlarına meydan okuma kapasitesi de göstermiştir, en saygı duyulan müzisyenlerden ikisinin Zeki Müren ve Bülent Ersoy olması gibi. Eğer bu sanatta mümkünse, sporda da mümkün olacağından eminim. İnsanları birlikte oynamaya ve birbirlerini tanımaya teşvik ederek, LGBTQIA+ aktivistlerinin çabalarıyla da birlikte Türkiye’nin spor dünyasında herkesin olabilecek bir ortam kurulabilecektir. Aynı zamanda, ben rolüm de oynamaya ve insanları sahaya getirmeye devam etmek ve bana karşı attıkları müthiş gollerden onur duymak.”

“Sportif Lezbon’la oynamayı çok sevdim”

Asad sahadaki en genç oyuncu ve “öteki” korkusu olmadan yetiştirilmenin öneminin yaşayan kanıtıydı. Etkinlik hakkında soru sorulduğunda homofobi konusu aklına bile gelmedi, sadece oyundan keyif aldı: “

Oynadığım en iyi oyunlardan biriydi. Kaleci olarak başladım, sonra defansa geçtim. Onların şut ve paslarını engelledim. Sonra daha iyi koordine olup gol attılar. Sonra orta sahaya geçtim, pas atmaya, asiste başladım. İkinci yarıda sol baldırımı çektim, bedenimi kontrol etmem zorlaştı, o yüzden üç faul yaptım ama bilerek değil. Genel olarak harika bir oyundu. Sportif Lezbon’la oynamayı çok sevdim.”

Uluslararası Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks Birliği (ILGA) raporunda 2019’da Türkiye LGBT eşitlik yasaları ve politikaları açısından Avrupa’da Azerbaycan’dan sonra, Ermenistan’dan önce en kötü ikinci sırada yer aldı.

Araştırma aynı zamanda bu yasalar ve politikaların toplumların ilerlemesi ve daha adil, açık ve eşit olması için önemli olduğunu gösterdi. Bir futbol oyunu okyanusta yalnızca tek bir damla olabilir, olsun. Arman’ın da söylediği gibi “Bu gibi etkinlikler bizi bir araya getirebilir, birbirimizi yenmek yerine birbirimizi desteklemeye, birbirimizi zayıf ya da değersiz hissettirmek yerine zihinsel ve fiziksel olarak daha iyiye gitmeye teşvik etmeye odaklanmak hayatlarımızda bir fark yaratabilir. Birinin kimi sevdiğinin ne önemi var? Hepimizin sevgi dolu yaşamlar sürmesi ve birbirimizin içindeki en iyi yönleri ortaya çıkarması daha önemli değil mi?” (DF/EÖ/EMK) 

Yazar metni İngilizce bianet için kaleme aldı, Ege Öztokat Türkçeleştirdi. 

https://bianet.org/bianet/lgbti/220294-homofobiye-bir-tekme

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın