İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Esad üzerine bir tartışma

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***

Ahmet Hakan

BEN dedim ki:

“Esad 5 askerimizi daha şehit etti.”

*

O dedi ki:

“Çok üzüldüm çok. Ama adamın memleketi kardeşim. Bizim ne işimiz var adamın egemen devletinde?”

*

Ben dedim ki:

“Topraklarında yuvalanan terör örgütleri bize saldırıyor. Sınırlarımıza yüz binlerce kişi yığılmış. Bu nasıl egemen devlet?”

*

O dedi ki:

“Esad’la görüşülseydi… Bunlar olmazdı?”

*

Ben dedim ki:

“Yahu adam aciz… Resmen aciz… Görüşülse ne olur? Acizliği mi son bulur? Ayrıca bir haftada 13 askerimizi şehit eden bu adamla bu saatten sonra görüşme falan olmamalı.”

*

O dedi ki:

“Seni biraz fazla katı buldum. Böyle değildin sen.”

*

Ben dedim ki:

“Kusura bakma. Şehitler var. Kafam bozuk.”


TAKSİM’DE CAMİ TAMAM KİLİSE DE MEYDANA ÇIKSIN

BİR grup gazeteci olarak… Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’la Hatay’da buluştuk.

Esad üzerine bir tartışma

Bakan bize “Beyoğlu Kültür Yolu” projesini anlatıyordu.

Projenin Taksim ayağına geldiğimizde Sözcü gazetesinden bir arkadaşımız, “Hamburgerci dükkânlarının önünü kapattığı bir kilise var orada… Onun önü açılamaz mı?” diye sordu. Bakan Ersoy, “Öncelikle şu kültür yolu işini bitirmemiz gerekiyor” dedi.

*

Tam da bu konuşmanın gerçekleştiği günün ertesinde geldi bu fotoğraf önüme…

Tamamlanan Taksim Camisi’nin fotoğrafıydı bu.

*

Ben camiyi mimari olarak, tasarım olarak çok beğendim.

Meydana da yakışmış.

Önündeki Taksim Maksemi diye bilinen tarihi yapıyla da gayet uyumlu duruyor.

*

Baktım, fotoğrafta bir de kilise var. “Aya Triada” adını taşıyan tarihi Rum kilisesi, mimari açıdan göz dolduran bir eser.

Fakat önü dükkânlarla kapatılmış.

*

Buradan tüm yetkililere sesleniyorum:

*

Cami tamam… Kilisenin de önü açılsın… 

Bir tarafta cami olsun, bir tarafta kilise… 

Böylece İstanbul’un göbeğinde bizim medeniyet anlayışımızın çok güzel bir örneği ortaya çıksın.


YÜZDE YÜZ

– Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sosyal medya tam bir çöplüktür” dedi. Yüzde yüz katılıyorum.

*

– Hakkında açılan soruşturmanın selameti için Meltem Şişli, belediye genel sekreter yardımcılığı görevinden istifa etti. Yüzde yüz doğru karar.

*

– İstanbul Arnavutköy’de zabıta simitçinin arabasına el koymaya kalkınca, çevredeki esnaf bütün simitleri satın almış… Yüzde yüz güzel hareket.

*

– Bir taraf hükümetin yaptığı zamları diline dolarken, bir taraf da belediyenin yaptığı zamları diline doluyor. Yüzde yüz kutuplaşmış ülke manzarası!

İNŞAATTA TÜRKÜ SÖYLERKEN KEŞFEDİLEN İKİNCİ KİŞİ

BİRİNCİYİ hepiniz tanıyorsunuz:

Esad üzerine bir tartışma

İbrahim Tatlıses…

*

İbrahim Tatlıses’ten sonra inşaatlarda çalışırken türkü söyleyen çok yanık sesli çıktı ama hiçbiri İbrahim Tatlıses olamadı.

*

İddia ediyorum:

Zülfü Livaneli’nin sosyal medyadan bulup elinden tutacağı inşaat işçisi genç, inşaatta türkü söylerken keşfedilen ikinci büyük ses olabilir.

*

Söylediği Kürtçe türküye azıcık kulak verenler bile… “Bu ne yaman ses! Bu ne özgün tavır! Bu ne içe işleyen seda!” demekten kendilerini alamıyorlar.


EYVAH ABDÜLHAMİD!

HENÜZ Sağlık Bakan Yardımcısı’nın makam odasındaki Abdülhamid tablosununşokunu üzerinden atamayanlara ikinci Abdülhamid şoku!

*

Olay şu:

Esad üzerine bir tartışma

Saadet Partisi’nin düzenlediği “Büyük Kudüs Mitingi”nde kürsünün hemen yanı başına Erbakan ve Abdülhamid portreleri asıldı. Mitinge katılan Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu gibi siyasiler de Abdülhamid portresinin hemen altında konuşma yapmak durumunda kaldılar.

*

Sağlık Bakan Yardımcısı’nın makam odasındaki Abdülhamid portresine fena halde sinirlenmiş olanlar…

Bu kez de…

Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nun arkasından görülen Abdülhamid portresine maruz kalmış oldular.

*

Kaderin bir cilvesi mi desek, Abdülhamid’in intikamı mı desek… Bilemedim.



T24’TE YAYINLANAN BİR BOYKOT YAZISI

SÜLEYMAN İrvan… İletişim profesörü… T24 adlı muhalif sitede yazıyor. Son yazısında CHP’nin CNN Türk boykotunu yazmış. Objektif bir dille yazılan bu yazıdan bazı alıntıları sunuyorum:

*

– CHP gibi her zaman düşünce ve basın özgürlüğünden yana olduğunu dile getiren bir partinin boykot gibi nihayetinde medya özgürlüğüne zarar verecek bir eyleme başvurması doğru değil.

*

– Elbette bir partinin yönetimi, bir kanaldaki programlara katılmama kararı verebilir. Bence o da yanlış ama bunu daha ileri götürüp bir kanala tümden boykot uygulamak, partilileri kanalı izlememeye davet etmek demokratik bir tavır değildir.

*

– Kuşkusuz Türkiye’de medya düzeni ciddi sorunlara sahiptir ve bu sorunların çözümü konusunda ana muhalefet partisi politikalar geliştirebilir, kamuoyu oluşturabilir.

*

– Geçmişte Erdoğan’ın Başbakan olarak yaptığı boykot çağrıları ne kadar yanlış idiyse CHP’nin boykot çağrısı da aynı derecede yanlış. O dönemde Erdoğan’ı eleştiren gazeteci örgütlerinin CHP’nin CNN Türk’ü boykot çağrısına sessiz kalmalarını da anlamış değilim.

*

– Denilebilir ki ikisi aynı şey değil, birisi Başbakan, elinde güç var, diğer muhalefet partisi. Ancak önemli olan elinde güç olup olmaması değil, aldığı tavrın demokratik olup olmamasıdır.

*

 Ekrem İmamoğlu’nun Tarafsız Bölge’ye çıkmama kararı da doğru değil. İmamoğlu CHP’lilerin belediye başkanı olmadığını hatırlamalı, parti rozetini çıkarmalıdır. Aksi halde partizanlıklarını eleştirdiklerimizden hiçbir farkı kalmaz. 

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/esad-uzerine-bir-tartisma-41444357

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın