İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermenistan nüfusunu göç kemiriyor

Alin Ozinian

Ermenistan’da nüfusun artması konusuna hükümet ciddi adımlar atmaya başladı. Ancak reformlar yürürlüğe girse bile Ermenistan’ın nüfusu azalmaya devam ediyor. Ocak 2019 itibariyle, 1990’lardan bu yana en düşük sayı olan 2.962 milyonluk kalıcı nüfus sayısı kaydedildi.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, 2019 Ağustos ayında Karabağ’ın başkenti Stepanakert’te Pan Ermeni (Hamahaygagan) oyunlarının açılışında yaptığı konuşmada 2050 yılına kadar Ermenistan’ın gelişmesine yönelik stratejik hedeflerini sıralamış, Ermenistan nüfusunun en az 5 milyon olması, 1 buçuk milyon yeni istihdam açılması, 2 buçuk milyon insanın iş sorunu ve fakirliğinin giderilmesi gibi öncelikleri belirtmişti. Paşinyan’ın Ermenistan’ın güçlü bir sanayi ülkesine dönüşüp gayri safi milli hasılanın 15 kat artması hedefini de ortaya koyduğu bu açıklamalardan sonra Ermenistan’da nüfusun artması konusuna hükümet ciddi adımlar atmaya başladı. Ancak reformlar yürürlüğe girse bile Ermenistan’ın nüfusu azalmaya devam ediyor. Ocak 2019 itibariyle, 1990’lardan bu yana en düşük sayı olan 2.962 milyonluk kalıcı nüfus sayısı kaydedildi. SSCB’nin dağılmasından önce 3.5 milyona yaklaşan nüfusunun azalmasının sebepleri, alınması gereken önlemler ve yeni politikalar hakkında Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) araştırmalar gerçekleştiriyor. 

UNFPA Ermenistan Temsilciliği Yardımcısı Tsovinar Harutyunyan, CivilNet ile yaptığı söyleşide Ermenistan’ın demografik zorluklarıyla ilgili gelişmeler hakkında konuştu.
BM nüfus projelerinin iki yıllık küresel nüfus tahminleri sunan Birleşmiş Milletler Sekreterliği Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi’nin (UN DESA) Nüfus Bölümü, projeksiyonlarını geçmiş eğilimlere, yani göç, doğumlar, ölümlere ilişkin ana demografik göstergelere göre hazırlıyor.

Harutyunyan bu açıdan Başbakan’ın 2050 itibariyle Ermenistan’ın nüfusunun 5 milyona ulaşacağına dair ifadesinin geçmişin eğilimlerine değil, geleceğe yönelik vizyon yorumuna dayandığını söylüyor.  Ona göre BM projeksiyonlarını, siyaseti hedef olan rakamlar ile karşılaştırmak doğru değil.
Harutyunyan verileri tersine çevirme, yani nüfusta artışın nasıl sağlanabileceği konusunda kapsamlı aile dostu hak temelli politikaların kabulünü ve uzun vadeli kesintisiz uygulanmasını işaret ediyor. “Bu politikalar yardımıyla çiftler, geçim kaynakları, sağlık, eğitim açısından mümkün olan en iyi noktaya gelecek ve çocuklarının sosyal, sağlık, eğitim, kültürel ve politik anlamda refaha kavuşmuş bir ortamda yaşayabileceklerinden emin olacaklar.” diyor.

Tsoviner Harutyunyan
Tsoviner Harutyunyan

Çocuklar için yardımlar artırıldı
Ermenistan Hükümeti bu yılın ilk 6 ayında birinci ve ikinci çocuk için yapılan sosyal yardımları yükseltti. İlk çocuğunun doğumunda sadece bir kereye mahsus yapılan 100 $ ‘lık yardım 630 $’ a çıkarılırken, ikinci çocuk için yapılan 300 $ lık yardım da 630 $’ a yükseltildi. Üçüncü ve daha sonraki çocuklar içinse 3200 $ yardım yapılmaya başlandı. 
Harutyunyan’a göre bu adımlar oldukça olumlu fakat önemli olan Ermenistan yurttaşlarının kendilerini refah ve ekonomik güven içinde hissetmeleri ve daha kalıcı politikaların süreceğinden emin olmaları. Bununla birlikte, demografik trendlerdeki değişikliklerin çok uzun sürdüğünü ve ilgili politikaların çok maliyetli olduğuna da dikkat çeken temsilci, aylık çocuk bakımı ödeneklerinin sağlanması, uygun çalışma saatleri ile düşük fiyatlı gündüz bakım tesislerinin (kreşlerinin) çoğaltılmasının doğurganlık üzerinde büyük etkisi olacağını vurguluyor.

Bu konularda Ermenistan Hükümeti ile yakın işbirliği içinde çalışan ve hükümetteki ortaklarının Ermenistan’daki demografik durumu iyileştirmek için gereken adımların önemini ve aciliyetini kabul ettiklerini söyleyen Harutyunyan, 2019 yılında hükümetin Ermenistan’daki demografik durumu iyileştirmek için Başbakan Paşinyan tarafından yönetilen özel bir üst düzey konsey kurulduğunu hatırlattı. Tsovinar Harutyunyan UNFPA’nın konseyin faaliyetlerinin bir parçası olmaktan ve uzmanlığını sağlamaktan gurur duyduğunu, bunun Ermenistan yararına uluslararası en iyi uygulamalardan birisi olacağını kaydetti.

Komşular daha “hızlı”
Tüm bu politikaların hayat geçmesinin yanında bölgedeki doğum oranlarını hatırlamakta yarar var.
Ermenistan’daki doğum oranı 1,57 ile en düşük seviyede kalırken, komşu Gürcistan ve Azerbaycan’daki rakamlar sırasıyla 1,76 ve 2,1. Bir toplumun normal doğurganlık oranlarının 2.1 civarında olması gerektiği biliniyor.
Diğer taraftan, bir ülkenin nüfus kaybı yaşamaması ve nüfusun olumsuz bir şekilde büyümemesi için doğum sayısının ölüm sayısından yüksek olması gerekiyor. Kısacası, bazen bir ülkenin toplam doğurganlık hızı 2.1’i aşabilir, ancak yine de nüfus azalması yaşanabilir. Veya, toplam doğurganlık oranı 2.1’in altında olabilir, ancak ülke yine de nüfusun pozitif doğal büyümesine sahip olabilir. Bununla birlikte, toplam doğurganlık hızı veya çocuk doğurma yıllarında kadın başına doğacak çocuk sayısı da, belirli bir ülkenin uzun vadeli demografik yapısı üzerinde hayati etkileri olan önemli bir demografik gösterge.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından hemen önce Ermenistan’daki demografik göstergelerdeki duruma tekrar bakarsak, nispeten olumlu bir tablo görülüyor.  Ermenistan, 3.5 milyonluk nüfusu, yaklaşık 80.000’e ulaşan yıllık doğum sayısı ve 2,62  doğurganlık hızı ile çıtanın üstendeydi.

Başlıca faktör göç
Tsovinar Harutyunyan, Ermenistan’ın nüfusun düşüşündeki başlıca faktörün göç olduğunun unutulmaması gerektiğini de hatırlatıyor.
1990’ların başından bu yana, bir milyondan fazla insan Ermenistan’dan ayrıldı. Yine de aynı dönemde azalan fakat  pozitif doğal büyüme yakalandı. Fakat işler 2017’den sonra değişmeye başladı.
Temsilciye göre genel olarak işsizlik, mesleğe özgü işlerin bulunmaması gibi sosyo-ekonomik faktörler göçün arkasındaki temel nedenler olduğundan, istihdam fırsatlarını artırmak için aranabilecek çözümlerden biri genel ekonomik kalkınma ile bağlantılı olmalı. Harutyunyan bununla birlikte, iş arayan insanların mevcut istihdam olanaklarıyla becerilerini eşleştirme sorununu hatırlatarak buna en çok gençlerin özellikle yeni mezunların maruz kaldığını söylüyor.
“Göç açısından da önemli rol oynayan başka faktörler de var. 2009 yılında yapılan bir UNFPA Ermenistan araştırması, katılımcıların yaklaşık % 44’ünün Ermenistan’da çocuklarının geleceğini görmediklerini söyledi. Bu rahatsız edici figürün arkasında, adalet bulamama, hukukun üstünlüğünün eksikliği, bireyin kendi ve çocukları için duyduğu endişenin 
psiko-sosyal sebepleri de vardı. Bugünkü Ermenistan’da, bu nedenlerin en azından bir kısmının ortadan kaldırılacağı umudu var. Psikolojik atmosferin değişmesi, hukukun üstünlüğü ve iyileştirilmiş ekonomik faktörler bu alanda olumlu bir değişime yol açabilir.” diyen temsilci seçici (selective) kürtaj konusunda Ermenistan’da önemli yol katedildiği halde, doğumdaki kız sayısının hala 111 erkeğe göre 100′ olduğunu, bunun 102-106 dengesinde sınırlı kalması gerektiğini söyledi.

Her durumda, bu boşluğun ve negatif seyrin ana nedeni olarak göçü işaret eden Harutyunyan, göçmenlerin cinsiyet kompozisyonun da oldukça dikkat çekici olduğunu, göç edenler arasında erkeklerin % 82.1 ve kadınların % 17.9 oranında temsil edildiğini söylüyor. Bunun seçici kürtajı da açıkladığını belirten temsilci Ermeni kadınların yabancılarla evlenmesinin ve bekar (single mother) anneliğin de dikkate alınması gerektiğini belirtiyor.

http://www.agos.com.tr/tr/yazi/23571/ermenistan-nufusunu-goc-kemiriyor

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın