İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

HOYBUN

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

Bir arkadaşım ziyaretime geldiğinden sohbet ettik ve bana” Hoybun nedir bilirmisin” diye sordu.

Bende evirip çevirdim ve tam bilmediğimi söyledim.

Arkadaşım Emekli bir Albay ve emekli bir doktor.

Dedi ki;

Dünkü HOYBUN ne ise, bugünkü  FETO ve Fetocular da aynıdır.

Merak ettim ve Hoybon’u araştırdım. Sevgili arkadaşım Saygı Öztürk’ün “ İsmet Paşa’nın kürt raporu” adlı kitabında da bu konuda genişce yer var. İsteyen alıp okusun.

İşte Hoybon…

Kürtçülerin ve Ermenilerin Türkiye’ye karşı hain ittifakı: Hoybun…

Şeyh Said isyanından kaçanlar , 5 Ekim 1927’de, Lübnan’ın Bihamdun kentinde ‘Hoybun’ adıyla gizli bir örgüt kurarlar.

Ancak bu örgütün diğerlerinden önemli bir farkı vardı, o da ilk kez ve resmen Ermeni Taşnaksutyun Partisiyle siyasi Kürtçülerin bir araya gelmiş, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı bir ittifak kurmuşlardı… Peki bu işi nasıl başarmışlardı?

Cumhuriyet’ten kaçan siyasi Kürtçüler, İngilizlerin Revanduz Kaymakamı olarak atadığı Seyit Taha aracılığıyla Irak’taki Siyasi Komiser Yardımcısı ve İngiliz Gizli Servisi ajanı olan C.J.Edmods’la bağlantıya geçtiler. Edmonds ile yapılan görüşmeden sonra, bir başka İngiliz ajanı Modfold(Motfoltre) eşliğinde Revanduz’a geldiler.

İlk toplantı, Şubat 1927’de, Seyit Taha’nın Revanduz’daki evinde yapıldı.

Bu toplantıya şu isimler katıldı; İngiliz Ajanı Yüzbaşı Modfold, Seyit Taha, kardeşi Seyit Musluhittin, Balik Aşireti Reisi Mahmet Ağa, Munkuri Aşireti Reisi Suvar Ağa namına katibi, Şeyh Said’in adamlarından Hınıslı Mehmet Emin(diğer ismi Broski).

Alınan karar şuydu;

İngilizler daima mazlum milletlerin hamisi olmuşlardır. Kürtlere de yardım edeceklerdir. İcabında kendilerine silah ve cephane verecekleri gibi, Nesturilere de Kürt elbisesi giydirerek yardım edeceklerdir. Fakat her şeyden evvel muvaffak olmak için de birleşerek bir cemiyet vücuda getirmek lazımdır; Şemdinan(Şemdinli) tarafına büyük taarruz ve Van işgal edildiği takdirde İngiliz yardımı her sahada kendini gösterecektir’ [2]

Mart 1927’de, yine Seyit Taha’nın evinde ikinci bir toplantı daha yapıldı.

Amaç, ilk toplantı alınan kararları ve İngilizlerin taleplerini müzakere etmek idi.

Toplantıya bu kez İhsan Nuri ve Şeyh Sait’in oğlu Ali Rıza da katılmıştı.

Türkiye’ye karşı yapılacak harekatın detayları şöyle tespit edildi; ‘Irak’tan Şemdinli bölgesine, İran’dan Celali bölgesine ve Suriye’den Urfa bölgesine taarruz etmek; Aynı zamanda Ağrı dağında bulunan Celali Aşireti Reisi Halit Bey ile Maku civarında Haydaran Aşiretinden Yusuf Abdal, Haco, Remanlı Emin Bey, Şırnaklı Ali Han ve Şahinzade Hırço Mustafa’ya haber ulaştırıp harekata katılmaya davet etmek.’

Sayılan kişilere davetiyeler gönderildi.

Daha bir cevap alınmadan, Seyit Taha ve adamları Şemdinli’ye bir saldırı teşebbüsünde bulunduysa da, başarı sağlayamadı, geri çekildi.

Seyit Taha’nın evi üçüncü ve son bir toplantı daha sahne oldu.

İngiliz Ajanı Yüzbaşı Modfold’un da hazır olduğu bu toplantıda, daha güçlü bir saldırı yapabilmesi için Haydaranlı ve Celali aşiretlerinin de işin içine çekilmesine karar verildi. İhsan Nuri aracılığıyla bu aşiretlerle gerekli irtibatı kurdular. İhsan Nuri’ye masrafları karşılığı olarak, İngilizler tarafından  2.000 altın ödeme yapılmıştı.

Yapılan toplantılar, alınan kararlar ve saldırı teşebbüsleri bir sonuç vermeyince, İngilizler bu kez Ermenileri bu oyuna çekmeye karar verdiler. Ermeni Taşnak örgütü bu teklifi olumlu karşıladı. Çünkü Ermeni davasını bu siyasi Kürtçülerin desteğinide kazanmak, onların da siyasetine uygun düşüyordu.

Ermeni-Kürt ittifak sahnesine temel atan bu toplantı Irak’ta yapıldı.

Katılan isimler şunlardı; ‘Ermenilerden Leon Paşa, Urfalı Emir Ziyan, Bağdat’ta Londra Oteli işletmecisi Sultanyan ve Muşlu Aris; Kürtlerden Şeyh Said’in oğlu Ali Rıza, Doktor Mehmet Şükrü(Sekban), firari subaylardan Hurşit, İhsan Nuri, Hınıslı Mehmet Emin(Broski), Liceli Fehmi Efendi, Süleymaniyeli Abdulkerim Şalul…’

Toplantıya katılanlar özellikle kurulacak yeni örgütün adının bir yanda Kürtler arasında bir sempati oluşturacak ve bu şekilde örgütün içinde yer alacak Ermeni varlığını gizleyebilecek, öte yanda Ermenilere de sıcak gelebilecek bir isim olması üzerinde duruyordu. Sonunda, ‘Hoybun’ adı üzerinde karar kılındı.

Hoybun; Kürtçe ‘istiklal’, Ermenice ‘Ermeni yurdu’ anlamını taşıyordu.

Geniş anlamda Hoybun; Osmanlı’da ve Türkiye Cumhuriyeti’nde adı Kürdistan olan ayrı bir devlet kurmak emeliyle bir araya gelmiş olan ayrılıkçı Kürtlerin, Doğu Anadolu’yu da kapsayan büyük Ermenistan emelindeki Ermenilerle birlikte oluşturduğu ittifakın kod adıydı.

Hoybun; temeli ve çatısı Ermeni, siyasi fikri İngiliz ve piyonu Kürt olan bir gizli örgüt olarak tarihe yazılmıştı[3]…

Ermeniler bu yeni siyasi ittifakı Avrupa kamuoyuna duyurabilmek amacıyla, Paris’te bir kongre yapılması karara bağladılar. Cemiyet-i Akvam’a başvurulabilmesi için, Kürt aşiretleri namına birer temsilci gönderilmesini istediler.

Suriye’deki Kürt aşiretlerini temsilen seçilen şu isimler oldu; Berazi aşiretinden Hüsnü, Irak Kürtleri namına Şerif Paşa ve diğerleri için de Doktor Şükrü Sekban.

Ermeni temsilcileri ise şunlardı; Rupen Paşa, Vahan Papazyan, Bogos Nubar Paşa, Erivan namına Ahadisyan ve Vaharonyan.

Bu toplantıda; biri Kilikya(Adana ve çevresi)’da diğeri Erivan mıntıkasında olmak üzere iki Ermeni devleti ve bunlar arasında bir Kürt devleti kurulması kararı alındı.

Bu siyasi hedefler, bir zamanlar İngilizlerin yaptığı ‘Ermeni-Nesturi-Kürt’ projesine tıpatıp uyuyordu.

Aynı süreçte ve aynı amaçlarla Beyrut’ta da bir kongre düzenlenmişti.

Katılanlar arasında çarpıcı isimler vardı; Celadet Ali Bedirhan ve Kamuran Ali Bedirhan. Goms adıyla bilinen Vanlı Papaz Vahan Papazyan da katılmıştı.

Kongrenin ana gündem maddesi, Ermeni-Kürt ittifakının kurulması oldu. Büyük tartışma ise Paris’te alınmış olan ‘Adana ve Erivan merkezli iki Ermenistan, arada bir Kürdistan’ kararı üzerinde yaşandı…

Şeyh Said’in kardeşi Şeyh Mehdi, bu karara çok sert tepki gösteriyor, iki Ermeni, bir Kürt devletini gösteren haritayı masaya fırlatarak tepkisini şu sözlerle açığa vuruyordu;

Buraya kadar oynanan oyunun mahiyeti artık anlaşılmıştır. Şu şekle bir bakınız… İki Ermenistan ve ortada iki yumruk arasında kalmış bir Kürdistan. Bunu hangi akıl kabul eder! Sonra, kurulan cemiyet bir Kürt cemiyeti olduğu halde reisi Ermeni oluyor… Bu da gösteriyor ki, Kürtler ortadan kaldırılmak için gizli bir uçuruma doğru götürülüyorlar. Ben Ali Rıza ve taraftarlarımız namına şimdiye kadar verilen kararların hiçbirini kabul etmiyorum’.

Hoybun örgütünün kurulması kararı Beyrut kongresinde alınmıştı.

Kürdistan İstiklal Komitesi neydi?

Bu komite Süreyya Bedirhan tarafından Mısır’da kurulmuş, Ocak 1919 tarihi itibariyle de faaliyete geçmişti. Kahire’de ‘Kürdistan ou Armenie’ (Kürdistan ya da Ermenistan)’ adında bir broşür yayınlıyordu.

Bu komitenin programının dokuzuncu maddesi şuydu; ‘İstiklale kavuştuktan sonra, hayatı şaibedar olmamış Kürt hanedanından bir zat, Kürdistan’a hükümdar tayin edilebilecektir’.

Bu zat, hiç şüphe yok ki Süreyya Bedirhan’ın ta kendisiydi. Ocak 1919’da, Komite bir Kürt devletinin kurulması için İngilizlere başvurmuştu. [5]

Yukarıda geçen bu dört siyasi örgüt, Hoybun’a katılarak kendilerini feshettiler.

5 Ekim 1927’de, Lübnan’ın Bihamdun kentinde Hoybun Örgütü kuruldu.

Burada ismi geçen Vahan Papazyan; 1892 yılında yılında, Tiflis’te kurulan Ermeni Taşnak Örgütü’nün merkez komite üyesi ve kendisi aslen Van yöresi Ermenilerindendir.

Barzani aşireti reisi Mustafa Şahin, Uğur Mumcu’nun Şeyh Sait isyanında dile getirdiği Umum Bozan reisi Şahin Bey’dir. Aralarında bir de küçük Seyit Taha vardır…

Celadet Ali Bedirhan’a gelince…

Uğur Mumcu, Celadet’in sırlarını şöyle açıklıyor;

‘(İngiliz istihbaratçısı) Noel, Bedirhanoğullarının Çarlık Rusya’sı ile de işbirliği yaptıklarını, ailenin en önemli adamının da Emin Ali Bedirhan olduğunu yazıyor. Bu sırada Fransız istihbaratı da boş durmayacak ve 1920 başlarında Bağdat’taki Yüksek Komiserlikleri’ne Bedirhanoğullları’yla ilgili olarak şu bilgiyi ulaştıracaktı: Botan aşiretinden Bedirhan Ailesi(Zaho-Van arası), İngiliz ajanlarıyla anlaşmış ve İngiliz mandasını kabul etmiştir.’ [6]

İşte bugünkü PYD/YPG’ye ulaşan, bugünkü PKK’ya ulaşan Taşnak-Hoybun örgütünün kuruluş hazırlıkları ve bu hazırlıkları yapan kişiler ve de amaçları işte böyle sıralanıyordu.


http://www.hakimiyet.com/hoybun-14838yy.htm

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın