İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Önder: Davutoğlu’yla Her Şey Baş Aşağı Gitmeye Başladı

11 aylık cezaevi sürecinin ardından, bundan iki ay önce serbest kalan Sırrı Süreyya Önder, Kısa Dalga podcast yayınında gazeteci Kemal Göktaş’ın cezaevi günlerine ve gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski milletvekili Sırrı Süreyya Önder, gazeteci Kemal Göktaş ile Kısa Dalga Podcast için yaptığı dört bölümlük “Sırrı Süreyya Önder Anlatıyor” başlıklı podcast dizisinde çözüm sürecini, yargılanmasını, cezaevinde geçirdiği günleri, yeni siyasi oluşumlara ilişkin görüşlerini, sinema ve edebiyattaki yeni projelerini anlattı.
Podcast serisinin ilk bölümü bugün Kısa Dalga’da yayınlandı.
11 ayda 200 kitap
11 ay cezaevinde kaldıktan sonra, 4 Kasım 2018’de serbest bırakılan Önder, tahliyesinin ardından verdiği ilk söyleşide, cezaevine hazırlıklı girdiğini ve bu süreci kendisi açısından okumak ve düşünmek için bir fırsat olarak değerlendirdiğini söyledi.
11 ayda 200’ün üzerinde kitap okuduğunu veya taradığını, düşünme ve notlar alma fırsatı bulduğunu ifade eden Önder, roman yazdığını ve bununla ilgili olarak özellikle Süryani ve Ermeni meselesine dair okumalar yaptığını da belirtti.
Ameliyattan vazgeçişi
Cezaevindeyken, ameliyat olmaya karar verdiğini ifade eden Önder, gittiği doktorun kendisine “Ya biz sizi kişi olarak seviyoruz, hani bize güvenin, nasıl yapacağımız bizim işimizdir ama o şerefsiz partide ne işiniz var” dediğini, bunun üstüne ameliyat olmaktan vazgeçtiğini söyledi.
“Niyetimiz halisti, takatimiz buna yetmedi”
Önder, AKP’den ayrılarak Gelecek Partisini kuran eski başbakan Ahmet Davutoğlu ile ilgili olarak özetle şunları dedi:
“Sürecin içeresindeki birisi olarak söyleyeyim ki, Sayın Davutoğlu’nun sorumluluk aldığı dönemden sonra her şey süratle baş aşağı gitmeye başladı.
“Barışı toplumsal bir talep haline getiremememiz sürecin sonlanmasının en büyük sebeplerinden biridir. Çünkü devlettir, yüzyıllık bir ezberi vardır, tekçidir, erildir falan, bunları zaten biliyoruz.
“Bunları bugün keşfetmedik ama bize düşen hüner bu aralıktan bir barış koridoru açmaktı. Hakşinaslık adına kendimizden başlatıyorum çünkü barış için uğraşanların mazereti olmaz.
“Bu bir mazeretse bunu da aşacak yol ve yordamlar bulabilirdik, bulamadık. Barışı toplumsallaştıramadık, gücümüz yetmedi, imkanlarımız kısıtlıydı. Bu bir niyet ve takat meselesidir. Niyetimiz halisti, takatimiz buna yetmedi.”
* Sırrı Süreyya Önder’le söyleşinin ilk bölümünü dinlemek için tıklayın.
(EKN)


bianet

Yorumlar kapatıldı.