İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Cağaloğlu’ndaki yıkık dökük binanın her katı farklı döneme ait: Roma, Bizans, Osmanlı, Cumhuriyet

Cağaloğlu’nda Roma, Bizans, Osmanlı İmparatorluğu’ndan izler taşıyan bina yıkık dökük haliyle satılığa çıkarıldı. Tarih araştırmacısı Mehmet Dilbaz, bina için “Üç farklı imparatorluk, üç farklı dönem, üç farklı devlet, hepsi üst üste yığılmış ve ortaya çıkmış” dedi.

Cağaloğlu’nda bulunan 4 katlı bina görenlerin dikkatini çekiyor. Bina Bizans, Roma, Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet döneminin izlerini taşıyor. Binanın üstünde is satılık ilanı var. Binanın sahibi olduğunu söyleyen Ömer Civan, satış fiyatının 1 milyon 750 bin dolar olduğunu belirtti.

Civan, ailesinden kendilerine miras kalan binayı ortak olduğu ağabeyinin vefatı nedeniyle satmak istediklerini, binanın 152 metrekare ve 4 katlı olduğunu söyledi.

‘Üç farklı dönem, hepsi üst üste yığılmış’

Demirören Haber Ajansı’na (DHA) değerlendirmeler bulunan tarih araştırmacısı Mehmet Dilbaz, “İstanbul, Bizans İmparatorluğu malum öncesinde Roma İmparatorluğuyla beraber farklı farklı katmaların üst üste birikerek yığıldığı bir şehir. Farklı dönemlerdeki depremlerle veya inşaat sebebiyle binaların çökmesi ile ortaya çıkan enteresanlık şu anda bizim gördüğümüz. Çok ilginç bir yapı çünkü en altında Roma İmparatorluğu döneminden yaklaşık 1800 yıllık sarnıç var. Daha sonra sarnıç şehrin yükselerek kot farkının artmasıyla toprağa gömülmüş. Osmanlı İmparatorluğu döneminde bambaşka bir bina yapılmış. Fakat daha sonra Osmanlı İmparatorluğu döneminde de bu bina gömülmüş ve cumhuriyet döneminde hala duran bina yapılmış. Üç farklı imparatorluk, üç farklı dönem, üç farklı devlet, hepsi üst üste yığılmış ve ortaya çıkmış” dedi.

© DHA /

© DHA / 1 / 2 © DHA /

‘Benzer bina sayısı çok’

Dilbaz, binanın İstanbul’da birçok örneği bulunduğu belirterek, “Bunun gibi onlarca örneği şehrin çok farklı yerlerinde, özellikle Fatih ilçesi sınırlarında bunun görmeniz mümkün. Bu da İstanbul’un ne kadar geniş kültürlü bir şehir olduğunu ortaya çıkarıyor” diye konuştu.

180 sarnıç var

Dilbaz, “İstanbul’da normalde 180 civarında açık ve kapalı sarnıç olduğu biliniyor. İstanbul’da sur içi dediğimiz bölge ilk şehir kurulduğundan beri susuz bir bölge. Yani İstanbul’a bu kadar çok sarnıç yapılmasının nedeni şehrin sürekli kuşatma altında olması değil. Sur içindeki alan coğrafi nedenlerden dolayı su kaynaklarını neredeyse hiç barındırmayan bir yer. Sürekli su ihtiyacı olduğundan dolayı hem farklı su yolları yapılmış, yağmur sularının toplanması için şehrin farklı yerlerine sarnıçlar inşa edilmiş. Yapının bulunduğu bölge Roma İmparatorluğu ve Bizans döneminde bir ticaret merkezi. Kapalıçarşı’nın devamındaki alan. Muhtemelen o bölgedeki esnafın ihtiyacı için böyle bir sarnıç yapılmış. Küçüklü büyüklü pek çok sarnıç var. Bu da bunlardan biri. Ama bu unutulmuş, kaybolmuş ve üst üste katmanlarla günümüze gelmiş” diye konuştu.

‘Bu binanın satılması aslında bir garabet’

“Aslında burası birinci dereceden sit alanı. Bu binanın satılması aslında bir garabet. Binanın hemen koruma altına alınması şart ki, altındaki yapılar değerlendirilsin” diyen Dilbaz, şöyle konuştu:

“Hızlı bir şekilde üstündeki yapının yıkılıp, altındaki sarnıcın ve Osmanlı yapısının kalıntılarının ortaya çıkarılması gerekiyor. Bu yapının hemen arkasında Osmanlı İmparatorluğu döneminde yeniçerilerin kullandığı bir hamam da var. Aslında burası geniş bir kompleks. İyi bir değerlendirme yapılması lazım. Ama eğer ticari ve teknik nedenlerle satın alınması ve devletin, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu işe el atması gerekiyor.”


Sputnik Türkiye

Yorumlar kapatıldı.