İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Ezidi kadınların travması suistimal ediliyor’

Medyaya eleştiri: Ezidi kadınların travması suistimal ediliyor

IŞİD’in Irak’ta soykırımla hedef aldığı, binlercesini kaçırdığı ve cinsel saldırıya maruz bıraktığı Ezidilerin yaşadıkları nasıl haberleştirilmeli? Medyanın sansasyon ve reyting ihtiyacının sınırı nereye çekilmeli?

IŞİD’in 2014’teki saldırılarının ardından, binlerce Ezidi kadın yanlarına çocuklarını alarak kaçmıştı.

DUVAR – Ezidi bir kadının kendisini esir alıp cinsel saldırıya maruz bırakan IŞİD’liyle karşı karşıya getirildiği televizyon programı, Ezidilerin yaşadıklarının medyada temsili konusunu bir kez daha gündeme getirdi. Psikiyatrlar ve insan hakları savunucularıysa, soykırımdan kurtulan Ezidilere dair haberlerin ‘sansasyonel’ olma kaygısıyla kişilik haklarını suistimal ettiği görüşünde.

Söz konusu tartışmanın odağında, geçtiğimiz ay Irak devlet televizyonu el Irakiye’nin yayınladığı bir görüntü var. Görüntülerde, 19 yaşındaki Ezidi kadın Ashwaq Haji Hamid, kendisini 14 yaşındayken esir alan, üstelik kurtarıldıktan sonra gittiği Almanya’da da bulup tehdit eden IŞİD’liyle karşı karşıya getiriliyordu. Görüntüler, Hamid’in ‘sesinin titrediği’ ve ‘yüzleşmeye dayanamayarak bayıldığı’ vurgusuyla dünya çapında birçok medya kuruluşu tarafından haberleştirildi.

‘MEDYA HASSAS VE SAYGILI YAKLAŞMALI’

Uzmanlar ise travmatik bir deneyimin hatırlatılmasının fiziksel tepkileri tetiklemesinin haber değeri taşımayan normal bir durum olduğunu söyleyerek, Hamid’e yaşatılan sahnenin haberleştirilme şeklini eleştirdi. Alman hükümetinin Ezidi kadınlara destek programında çalışan Ezidi psikolog Jan İlhan Kızılhan, “Travmatize olan birçok kişi geçmişle şu an arasındaki ayrımın farkına varamaz. Hafızalarındaki tecavüz ve şiddetten kaçmak için beden bayılır” diyerek, Irak devlet televizyonunun haberine tepki gösterdi: “Bu tür karşılaşmalar, eğer illa ki gerekliyse, öncesinde ve sonrasında profesyonel bir özen gösterilerek uzmanlar tarafından hazırlanmalı.”

Kızılhan, “Mağdurlar çok fazla kayıp yaşadı ve huzura, üzerlerine gidilmemesine, her şeyden önce de saygıya ihtiyaçları var. Gazetecilerin bunu da göz önünde bulundurması gerekiyor” diye konuştu. Ezidi psikolog, ‘hassas bir yaklaşım’ gerekliliğine vurgu yaptı.

‘HABER KİŞİDEN ÖNEMLİ DEĞİLDİR’

Irak’taki Özgür Ezidi Vakfı’nın kurucusu Pati İbrahim ise soykırımdan kurtulan Ezidilere dair haberlerin genellikle ‘reytingler tarafından belirlendiğini’; Ezidi kadınların haklarının, iyiliğinin ve dileklerinin çok az dikkate alındığını söyledi. “Haber kişiden daha önemli değildir” diyen İbrahim, medyanın yaşananları kendi amaçları doğrultusunda suistimal edebildiği eleştirisi getirdi.

‘MAHKEME OLMADIĞI İÇİN MEDYAYA BAŞVURUYORLAR’

Ancak İbrahim, Ezidilerin bir ikilemle karşı karşıya bulunduğuna da dikkat çekerek, “Mahkemede adalet sağlanması gibi bir ihtimal şu an gerçek görünmüyor. Kamuoyuna yönelik her tür anlatımı ve yaşananları dünyaya anlatma çabasını görmemizin sebebi de bu” dedi. Ezidi insan hakları savunucusu, “Bana göre, medyanın yapabileceği en iyi şey onları rahat bırakmak veya haberi hazırlarken hukuki ve psikolojik açıdan uzmanlara danışmak” ifadelerini kullandı.

‘Unutulmuş Halk’ isimli kitabı için 20’den fazla Ezidi’yle derinlemesine söyleşiler yapan Hollandalı gazeteci Brenda Stoter Boscolo ise soykırımdan kurtulanların, yaşadıklarının unutulup gitmemesi için gazetecilerle yakın temas kurmayı kabul ettiğini söyledi. Boscolo, “Ezidiler medyaya başvuruyor çünkü konuyla ilgilenecek birilerine ihtiyaçları var” dedi. (DIŞ HABERLER)


Gazete Duvar

Yorumlar kapatıldı.