İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

ABD SENATOSUNUN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ..

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

Arslantürk AKYILDIZ

ABD senatosunun “Ermeni Soykırım” tasarısını  kabul etmesi, defalarca oynatılmış olan tiyatronun yeniden sahneye konulduğunu göstermektedir. Zira Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan 41 eyalette “Soykırım Masalı” tiyatrosu, eyalet parlamentolarında da aynı tarzda kabul edilmişti. Senatonun bilimsel gerçeklerden uzak, yalan ve iftiraları içeren, tamamen siyasi saiklerle aldığı bu karar, Ermeniler üzerine sahnelenen tiyatronun son gösterimi olarak kayıtlara geçti.  

              Buna benzer kararlar, Avrupa’da, Afrika’da, Amerika’da bulunan birçok ülke tarafından defalarca alındı. Fransa gibi devletler, iş daha da ileri götürerek sözde “Ermeni Soykırımını” kabul etmeyenlere hapis cezası vermeye kadar işi götürdü… Bununla da yetinilmedi, Dünya Kiliseler Konseyi, Avrupa Parlamentosu; BM Ayrımcılığın Önlenmesi ve Azınlıkların Korunması Alt Komisyonu; Avrupa Konseyi gibi onlarca Uluslararası örgüt bu yalan, iftira ve karalama kervanına katıldılar.  

              Bizleri hiçte hak etmediğimiz ithamlarla karşı karşıya bırakan, uluslararası arenada zaman zaman büyük zorluklar yaşamamıza neden olan bu karar tasarıları, dünyanın birçok ülkesindeki parlamentolar tarafından kabul edildiğinde, geçici bazı tepkilerin dışında bir şeyler yapmak çoğu defa aklımıza gelmedi veya umursamaz tavırla “Buda geçer yahuuu” demeyi yeğledik. Dünyada aleyhimize estirilen rüzgara baktığımızda durumun ürkütücü boyutlara geldiğini her nedense fark edemedik!

Dünyayı adeta bir ahtapot gibi saran Ermeni Diaspora teşkilatları, tarihi olayları çarpıtarak, yalan ve iftiralarla dolu propaganda enstrümanlarıyla çok önemli bir yol almışlardır. Bu uğurda literatüre binlerce kitap ve makale yazmanın ötesinde, filmler çekmişler, tiyatrolar oynatmışlardır. Bunlarla da yetinilmeyerek anıt açılışları, anma günleri, paneller ve sempozyumlar gibi daha nice etkinlikler gerçekleştirmişlerdir. Netice itibariyle Diaspora teşkilatlarının bu çalışmaları sonuç vermiş, dünya kamuoyunu bizim aleyhimize çevirmeyi başarmışlardır. Diasporanın çalışmalarının devam etmesiyle birlikte Türkiye için durum daha da kötüye gitmektedir.

              Birlikte bulunduğumuz bir toplantıda, TTK Başkanı eski başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu Hocamız konu ile ilgili paylaştığı bir anısında; “Ermenistan ve Diasporanın yaptığı yıkıcı faaliyetlerinin önünü alabilmek için, TTK Başkanı olarak dedim ki; gelin bu meseleyi uluslararası tarih komisyonuna havale edelim. Bizim ve sizin tarihçilerinizin yansıra, dünyada bu konuda uzman olan hocaları toplayalım, başta bizim arşivlerimiz olmak üzere, bütün arşivleri açalım ve inceleyelim. Ama sizde Taşnaksutyun Cemiyetinin arşivlerini de açacaksınız şartını da koştum….. Uzun süre cevap vermediler. Biz bastırınca dediler ki… Buna gerek yok. Geldiğimiz noktadan niye geri dönelim. Olay Uluslararası bir mecraya oturdu..  Zaten bizimde hedefimiz buydu… “Evet maalesef işin özü bu… “Büyük Ermenistan” kurma emellerine adım adım yürüyorlar.. diye belirtti.

Bütün bu yaşananlar karşısında şimdiye kadar maalesef bizler geçici hamaset edebiyatının ötesinde hiçbir ciddi adım atamadık. Atılan adımları da umursamaz tavırlarla önemsemedik veya elimizin tersiyle ittik.. Bunun en güzel örneğini Iğdır’da büyük zorluklarla yapılan “Ermeni Mezalimi Anı- Müzesi’dir”. Müze diyorum fakat ortada müze diye bir şey yok.. Yapının fiziki mekânı müsait olmasına rağmen “Ermeni Mezalimi Müzesi” olmasını bir türlü sağlayamadık. Yıllarca kim veya kimler buna engel oluyor, oda belli değil.. yıllarca her defasında bir bahane ile iş savsaklanarak geçiştirilmeye çalışıldı.. Bütün çabalarımıza ve ısrarlarımıza karşın, kimse bu konuda somut bir adım atmadı.

 Son olarak konunun önemine binaen , Türk Tarih Kurumu ve Iğdır Üniversitesinin işbirliği ile yapılan 16-18 Ekim 2019 tarihleri arasında Iğdır’da  yapılan “ 1. Uluslararası 20.yy.ın İlk Yarısında Türk – Ermeni İlişkileri Sempozyumu’nun” sonuç bildirisinde de açık bir şekilde belirtilmiş ki; 1914-1920 yılları arasında Ermenilerin bölgede estirdikleri terörden etkilenen bir milyondan fazla masum insanın anısına, acıların doruğa çıktığı bu coğrafyada her yıl saygı yürüyüşü yapılması teklif edilmişti. Bu ve benzeri tekliflerin yerine getirilmesi, o yıllarda acımasız şekilde katledilen binlerce masum insanımıza olan vefa göstergesinin dışında, aleyhimize dünyada estirilen menfi propagandalara verilecek güzel bir cevap olacağından kimsenin kuşkusunun olmaması gerekir.

             Tarihi vesikaların haklılığımızı doğruladığı bu konuda artık günü kurtarma şeklinde tekrarlanan demeçler veya benzeri çıkışların ötesine çıkıp eyleme geçmek gerekiyor. İlk olarak bu müzenin açılması ve akabinde Erzurum – Nahcivan arasında bir saygı yürüyüş güzergahı tespit edilerek her yıl bu yürüyüşü tekrarlamalıyız ve bu yürüyüş dünyada ses getirecek tarzda yapılmalıdır. Yarın çok geç olmadan, bugünden eyleme geçmek gerekiyor.

https://yesiligdir.com/yazar/yazi/7543

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın