İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Patrik Maşalyan Sabah’a konuştu! Ermeni tezi Türkiye’yi sıkıştırmak için kullanılıyor

Türkiye Ermenileri’nin 85’inci Patriği Sahak Maşalyan oldu. Türkiye’de yaşayan yaklaşık 60 bin Ermeni vatandaşın yeni dini lideri Maşalyan, SABAH’a konuştu. ABD Senatosu, 1915 Ermeni olaylarını ‘Soykırım’ olarak tanıyan bir karar tasarısını kabul etmesini değerlendiren Maşalyan, “Türkiye’yi sıkıştırmak için ortaya konulan bir ‘Ermeni tezi’ bir kullanılmış duygusu yaratıyor. Bunun da çok ahlaki olduğunu düşünmüyorum” dedi.


Uğur YILDIRIM

Sahak Maşalyan, yaklaşık 12 yıl boyunca başsız kalan Türkiye Ermeni toplumunun yeni partiği oldu. Tartışmalı geçen bir seçim sürecinin ardından Kumkapı Meryem Ana Patriklik Kilisesi’nde düzenlenen seçimde 119 oyun 102’sini alarak rakibi Başepiskopos Aram Ateşyan’ın önünde yarışı tamamladı. Türkiye’de yaşayan yaklaşık 65 bin Ermeni vatandaşın yeni dini lideri, Seçim sürecinde yaşanan tartışmaları, güncel konuları ve Ermeni toplumunun biriken sorunları için izleyecekleri yol haritasını anlatı. Önümüzdeki hafta içinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir görüşme gerçekleştireceğini ifade eden Patrik Sahak Maşalyan, yurt içinden ve yurt dışında onlarca tebrik telefonu aldığını söyledi. 

“SORUNLARIMIZI KONUŞARAK ÇÖZELİM”

ABD Senatosu, 1915 Ermeni olaylarını ‘Soykırım’ olarak tanıyan bir karar tasarısını kabul etmesiyle ilgili konuşan Maşalyan şunları söyledi: 

* Bazı şeyler önemsenmemeli. Parlamentolarda sürekli bir şeyler geçiyor. Bizi ilgilendiren ve doğrudan müdahil olmamızı gerektiren bir şey yok. Türkiye’deki Ermeniler olarak 100 yıl önce bu topraklarda yaşanan acıların başka ülkelerin parlamentolarında stratejik, ekonomik, politik baskı unsuru olarak kullanılmasını bizi üzüyor. Ecdadımıza yöneltilmiş uygunsuz bir durum olarak görüyoruz.

* Biz isterdik ki bu topraklarda yaşanan sorun, bu topraklarda yaşayan insanlar tarafından konuşulsun. Özellikle Türkiye ve Ermenistan ilişkileri düzelsin, taraflar konuşabilsin. Taraflar konuşamadığı için üçüncü, dördüncü taraflara, okyanus ötelerine söz söylemek hakkı doğuyor. Keşke Ermenistan-Türkiye protokolleri hayata geçirilebilseydi, Viyana buluşmaları gerçekleşebilseydi, ortak tarih komisyonları kurulsaydı. Bütün bunlar bizim halletmemiz gereken durumlar. Bunlar ertelendiği için Türkiye’yi sıkıştırabilmek için bir koz olarak kullanıyor. Türkiye’yi sıkıştırmak için ortaya konulan bir ‘Ermeni tezi’ kullanılmış duygusu yaratıyor. Bunun da çok ahlaki olduğunu düşünmüyorum

* İşin siyasi bir boyutu var. Ben bir siyaset adamı değilim. Bunu yorumlamak siyasetçilere düşer. Biz Ermeni toplumu olarak Türkiye’ye entegre olmuş insanlarız. Kader birliği yaptık bu ülkeyle. Bu ülkenin bütün unsurlarıyla uyum içinde bir yaşam kurduk. Biz 100 yıl önce yaşananları hatırlayarak unuttuk. Unutarak hatırlıyoruz. Bu İstanbul Ermeni toplumunun bir seçimi. Biz bu ülkede yaşamayı seçtik. Bu bizi diasporadan ve Ermenistan Ermenilerden ayıran bir durum. Biz 1915 travmasını yaşadık ve bir şekilde bu ülkede kalarak tedavi ettik. Türkiye Ermenileri’nin dışında gelişen politik olaylar ister istemez bizi de etkiliyor. Bu şeylerin Türkiye’de kışkırtılması nefret söylemini de artırıyor.

“ERMENİLER 12 YIL SONRA PATRİK SEÇMENİN SEVİNCİNİ YAŞIYOR”

İçişleri Bakanlığı’nın 23 Eylül tarihinde yayınladığı seçim talimatnamesi, Patriklik seçiminde tartışmalar yarattı. Bazı kesimlerden seçime boykot çağrısı gelirken Delege seçimlerinde ise yaklaşık 14 bin kişi oy kullanırken, bunların sadece 300’u protesto amaçlı boş kağıtları sandığa attı. Seçim sürecinde yaşanan tartışmaları da değerlendiren Sahak Maşalyan sözlerine şöyle devam etti: 

*Ermeni toplumu çok demokratik aslında her çeşit görüş yer alabiliyor, destek bulabiliyor bu bizim açımızdan sevindirici bir olay. Tepkilere gelince merhum patriğin hastalığı nedeniyle imza yetkisi 2008 yılında imza yetkisi elinden alındı. Bu durumlar için yazlı bir tüzüğümüz olmadığı için cemaat de kilise de ne yapacağını bilmiyordu. Kilise tarihinde ilk defa yaşanan bu durum karşısında devlet de ne yapacağını bilmiyordu. 2 seçim talebi devletten geri döndü. İç işlerin bakanlığının talimatnamesi kısaca yurt dışında bulunan Episkoposların seçime girmesine engel oluyordu. Elbette ki daha geniş bir çerçeve ile seçim yapabilseydik daha iyi olurdu ama devletten gelen bu talimatnameler tarihi bir protokol gibidir. Dolaysıyla bu durumda gelen talimatnameyi bazıları beğenmedi. Muhalif kesimler bunu kullandı. Mahkeme süreçleri başlatıldı. Cumhuriyet tarihindeki bütün seçimlerde bugüne kadar 2 adayın yarıştığı bir seçim olmuştu. Bugün de durum değişmedi. Geleneksel, şeffaf, eşit bir seçim oldu. 14 bine yakın oy kullanıldı. 700 geçersiz. 300 boş oy çıktı. İnsanlar 12 yıllık yönetimin devam etmemesi için turuncu harekata, şahsıma oy verdiler. Boykot talepleri karşılık bulmadı. Bu cemaatte hiç kimse devletin onaylamadığı bir patriğe oy vermek istemez. Çünkü bizim önümüzde yapılacak birçok işimiz var. Bu işler resmi mercilerle kurulacak diyalogla çözülecek sorunlar. Biz seçim sonucundan memnunuz. 

“VAKIFLAR ÜSTÜ BİR KURUM KURACAĞIZ”

12 yıl sonra Türkiye Ermenilerinin Patriği seçilen Maşalyan göreve geldikten sonra yapacağı projeleri de anlattı: 

“12 yıl boyunca bizler cemaatin bütünü olarak yönetilemez olduk. Okullarımız, hastanelerimiz kapanmadı ama cemaat olarak biz giderek azalan giderek sorunlarını çözemez bir hale geldik. Bu dönem cumhuriyet tarihinde azınlıklara en büyük pozitif ayrımcılıkların yapıldığı dönemdi. 2008 vakıflar yasası birçok hakkımızı bize geri verdi. Bundan faydalanan birçok vakfımız zenginleşti ama ortada bir sistem olmadığı için varlıkları artmayan diğer vakıf ya da okullarımız büyük zorluklar yaşadı. Biz bu açılımların yaşandığı zaman eğer başımızda bir patrik olsaydı devlete tüzel kişilik olarak başvurabilirdik. Biz örgütlenememe ve yönetilmeme sorunları yaşadık. Bizim gençlerimize, çocuklarımıza, okullarımıza, kültürümüze, dinimize, dilimize yönelik projelerimiz var ama bunun için insan kaynakları ve finansman ayaklarını da kurmamız lazım. Bunun yapabilmek için vakıflar üstü bir kurum oluşturmamız lazım. Bunun için devletten onaylı Merkezi İdare Heyeti kurmamız lazım. Bunu yaparsak cemaatimize yönelik bütün ortak sorunları çözebiliriz. En temel sorunumuz gerekli kanun ve talimatnamelerle kendimizi yönetme hakkımızın bize tanınması. Eğer bunu başaramazsak bütün Türkiye azınlıkları gibi bizi bekleyen tehlike de sıfırlanmak. Devletten bu tehlikeyi görmesini bekliyoruz. Doğan 12 bebeğimize karşı, 26 kişi ölüyor. Karma evlilikler yüzde 50’ye yaklaştı. Çok hızla eriyen bir cemaatimiz var. Bu bürokratik sorunları devlette çözmek istiyoruz. Devletimiz de çok anlayışlı. Bu sorunu çözmek için öneriler İçişleri Bakanlığından da geldi. Gayrimüslim azınlıklar bu ülkenin önemli renklerinden biri ve korunması gerekiyor. Biz bu ülkede politika yapıcılardan biri değiliz, sayımız ve siyasal gücümüz buna elvermiyor. Sorunlarımızın çözülmesini bekliyoruz.”


BAYRAMPAŞALI PATRİK

Karadenizli bir ailenin çocuğu olan Patrik Sahak Maşalyan, 1962 yılında Bayrampaşa’da Şahin Maşalı olarak dünyaya geldi. Vaftiz töreninde Şahan, 1992’de ruhaniliğe adım attığında da Sahak Maşalyan adıyla kutsandı. 1979’da İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği’ni kazanan Maşalyan, 1982 yılında rahip olmaya karar vererek İTÜ’den ayrıldı. İstanbul Üniversitesinde felsefe eğitimi almaya başladı. 20 yaşında Ermenice öğrenmeye başladı. 1994’de Londra Ermeni Kilisesi’nde bir süre diyakoz papaz yardımcısı olarak görev yapan Maşalyan, ardından 3 yıl Kudüs’te eğitim aldı. 1997-1999 yılları arasında Master çalışmalarını, Dublin’deki Milltown Felsefe ve Teoloji Enstitüsü’nde yürüten Patrik, tezini 2000 yılında tamamladı. 1999-2005 yıllları boyunca İstanbul Kınalıada, Kumkapı Dışı Surp Harutyun, Gedikpaşa ve Galata kiliselerinde ruhanilik ve vaizlik görevlerini yürüten Maşalyan, Ruhani Kurul’un Başkan yardımcılığına yükseldi. 2005-2011 dönemi boyunca Ermenistan’da Kevorkyan Teoloji Akademisi’nde; öğretim üyeliği, dekan yardımcılığı ile 3 yıl boyunca dekanlık görevlerini yürüten Maşalyan, 2011’de İstanbul’a geri döndü. İstanbul’da Ermeni Patrikhanesi Kiliserarası ve Dinlerarası İlişkiler Sorumlusu oldu. 4 Temmuz 2019 tarihinde Patrik Kaymakamı seçildi. Türkçe ve Ermenice’nin yanı sıra iyi derecede İngilizce biliyor. Dini eğitimin bir parçası olarak Yunanca, Latince ve İbranice de çalıştığı diller arasında bulunuyor.

https://www.sabah.com.tr/gundem/2019/12/14/patrik-masalyan-biz-kader-birligi-yaptik

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın