Patrik seçimi talimatnamesiyle seçimde aday olması engellenen Türkiye doğumlu, Ermenistan Gugark Bölgesi Ruhani Önderi Başepiskopos Sebuh Çulciyan, seçime günler kala yazılı bir açıklama yaptı.
Başepiskopos Çulciyan açıklamasında “Artık bir gerçeklik olarak ortaya çıktı ki, yönetmeliğin değiştirilmesinin altındaki esas sebep şahsımdır” derken destekçilerini “Seçimlere gitmeye ve 12 episkopostan herhangi biri lehine oy kullanmaya” çağırdı. Başepiskopos Çulciyan seçime girmesinin engellenmesi ile ilgili olarak “Sahnelenen bu oyunun sorumluları herkesçe malum birkaç dar görüşlü din adamı ve onların aynı oranda dar görüşlü sivil destekçileridir. Onlar, saygıdeğer İstanbul Ermeni halkının adına kara düşürdüler” ifadelerini kullandı. Başepiskopos Çulciyan’ın açıklaması şöyle:
“İmanlı Türkiye Ermeni halkına: Taşları dökme ve toplama zamanı
Mütevefa Mesrob Başepiskopos Mutafyan’ın hastalığıyla başlayan ve yıllar boyunca süren seçim süreci, ne yazık ki sayısız sorunlara, bölünmelere, dar, çıkarcı beklentilerin öne çıkarılmasına ve toplumun çıkarlarının ayaklar altına alınmasına sebep oldu. Yıllar süren bu kördüğüm patrik seçimi ile ne yazık ki çözülemedi ve değiştirilmiş seçim yönetmeliği umut yerine yeni bir umutsuzluğa yol açtı. Artık bir gerçeklik olarak ortaya çıktı ki, yönetmeliğin değiştirilmesinin altındaki esas sebep şahsımdır. Zira seçimlerde Türkiye’deki imanlı Ermeni toplumunun önemli bir kısmının bana göstereceği teveccüh sonuçları belirleyebilirdi. Sahnelenen bu oyunun sorumluları herkesçe malum birkaç dar görüşlü din adamı ve onların aynı oranda dar görüşlü sivil destekçileridir. Onlar, saygıdeğer İstanbul Ermeni halkının adına kara düşürdüler.
Cezasızlık, yasa tanımazlık ve boş vermişlik iklimi içinde Bekçiyan Sırpazan’ı seçilmiş Patrik Vekili olarak Patrikhane’den hukuksuz şekilde dışlayanlar, andığımız yönetmelik değişikliği komplosuyla Patrikhane’nin kapısını bana ve diğer episkoposlara karşı kapatanlardır.Yaşanan sadece günümüz İstanbul Ermeni toplumu için değil, gelecek nesillere karşı da tarihi bir haksızlıktır. Yeremya Peygamber’in dediği gibi, “Koruk yediler ve evlatlarının dişleri kamaştı”.Patrik adayı ruhani biraderlerim ile Müteşebbis Heyet, bizim ve toplumun ricalarını, önermelerini görmezden gelerek Türkiye Ermeni Patrikhanesi’ne ve imanlı toplumumuza yakışır bir seçim düzenleyemediler. Onlar, dar, kişisel, ortamdan kaynaklanan olanakları değerlendirdiler ve oluşan belirsizlik ortamının devamını sağladılar. Oluşan izlenime göre, içeride olduklarından muhtemelen yapılacak değişikliklerle toplumun sağalmasına yol açacak reçetelerin de farkında değiller.
Her neyse, her ne olduysa oldu ve bugün, ‘taşları toplama’ zamanı.Toplum sorunlarına sadece içeriden değil, dışarının gözüyle bakmanın zamanıdır. Beliren sorunları sadece iç dinamiklerle çözmek bugüne kadar mümkün olmadı ve inanıyorum ki toplumun ruhani ve sivil önderleri geçen 12 yılda göz göre yapılan yanlışlar ve usulsüzlüklerle yüzleşmediği sürece ileride de mümkün olmayacaktır. Geçen yıllar boyunca Patrikhane’nin kabul edilemez uygulamaları, yol açtığı bölünme ve itibar kaybının sebepleri konusunda değerlendirme yapmak zorundayız.
Türkiye’deki sevgili ruhban biraderlerime ve imanlı insanlarımıza seslenerek, samimiyetli belirtmek isterim ki patrik seçilmek istemem, patriklik makamı veya iktidar dürtüsüyle asla olmadı. İstanbul makamına karşı duyduğum sevgi ve Malatyalı kökenimle hizmet etme bilinciyle aday oldum. Dolayısıyla, değiştirilmiş yönetmelik, İstanbullu Ermenilere ve Patrikhane’ye karşı yükümlülüklerime engel olamaz. Dahası, bundan sonra herhangi bir gelişmede Türkiye Ermeni toplumunun yanında olmama, var olan sorunların çözümüne yardımcı olmama da engel olamaz.
Türkiye Ermeni toplumunun imanlı halkı, Ermeni Kilisesi’nin ruhani önderlerinden biri olarak, milletim karşısındaki sorumluluğumun bilinciyle beni destekleyenlere teşekkür ediyorum ve toplumun barışının tesisi adına, Ermeni Patrikhanesi’nin yücelmesi adına, seçimlere gitmeye ve 12 episkopostan herhangi biri lehine oy kullanmaya çağırıyorum. Burada adayımızın İstanbul’dan olup olmaması asla bir ön şart değildir. Sadece bu yolla toplumun zedelenmiş onurunu ve haklarını yeniden tesis edebiliriz. Şüphesiz ki herkes seçiminde özgürdür.
Patrik adayı ruhban biraderlerime tekrar çağrıda bulunarak birlik, Hıristiyanca sevgi ve toplumun çıkarlarının önemsenmesini öneriyorum. Kişisel çıkarların öne çıkarılmasının, toplumun taleplerine zıt adımlar atılmasının sonucu, halen sürmekte olan sağlıksız ve bölünmüş halimizdir. Patrik seçilen her kim olursa olsun, tüm dünyaya yayılmış olan Türkiye Ermeni toplumu üyelerinin desteğini alacak adımlar atmalı ve onların seçilmiş önderi, umut bağlanan patriği ve koruyucu babası olmalıdır.Umarım, seçilen patrik benim ve benim gibilerin kaygılarını, daha iyisini görme isteklerinden kaynaklanan fikirlerini dikkate alır.Hıristiyan affediciliğinden yola çıkarak haklarımın gasp edilmesine yol açan herkesi affediyorum.
Allah hepimizin yargıcı olsun.Barış dileklerimle ve dualarımla.”
İlk yorum yapan siz olun