İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“GEZ ÇİZ YAZ – İZMİT” WORKSHOP ETKİNLİĞİ Pişmaniye

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

Gül Anasal

 “Gez Çiz Yaz İzmit” Workshop etkinliğimiz artık bitti. Hem de içimde bir eksiklik bırakarak… Bu etkinliğimizin amacı bizlere İzmit tarihini anlatmak, kendi şehrimizde turist olabileceğimizi görmek ve göstermekti. Ben de duyduklarımı, gördüklerimi ve öğrendiklerimi sizlerle paylaştım kalemimden geldiğince.  Mayıs ayında Selim Sırrı Paşa Konağı ile başladığımız etkinlik;  Kocaeli Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi, Orhan Camii, Santa Barbara Kulesi, Kasr-ı Hümayun, Gayret Gemi Müzesi, İzmit Saat Kulesi, Fransız Ruhban Okulu, Atatürk ve Redif Müzesi, Saatçi Ali Efendi Konağı, İzmit Hoşgörü Anıtı, Fevziye Camii  ve Yeni Cuma Camii ile devam etti.  Ve İzmit’e ait olan tatlımız pişmaniye ile son etkinliğimizi gerçekleştirdik. İzmitli olup pişmaniye tatlısını sevmeyen yoktur herhalde.  

Ben çok severdim mesela,

Bizim pişmaniye imalatçısı olan bir akrabamız vardı, babam onların muhasebesini tutar, oraya her gittiğinde eve pişmaniye getirir ve özellikle eklerdi, “Necip ağabey sana gönderdi” diye. Ben o günkü çocuk aklımla evde kimsenin yemesini istemezdim. Necip ağabey bana göndermiş, bir kutu pişmaniye benim.

Geçen gün “Gez Çiz Yaz – İzmit”  Workshop etkinliği için gittiğimiz Kar – Üçcan pişmaniye’de etrafa bakınırken evdekilere pişmaniye yedirmediğim o günler geldi aklıma, şimdi hayatta olmayan Necip ağabey geldi gözlerimin önüne, makineyle çekildiğini gördüğüm pişmaniyenin o zamanlar nasıl el kuvvetiyle çekildiğini düşündüm. Sonra önlük, bone ve eldivenleri takınca eski anılardan çıkarak kendimi kalıpların içine pişmaniye koyarken buldum.

Pişmaniye İzmit’e ait bir tatlı türüdür. Şehir dışı yolculuklarda İzmit’ten geçenleri önce pişmaniye satıcıları karşılar. Kutular içindeki pişmaniyeler şehrin simgesi gibidir. Tüm yöresel şenliklerin, şölenlerin de vazgeçilmez yiyeceklerindendir. Pişmaniye 2009 yılında dünyanın en uzun tatlısı ünvanını alarak Guiness Rekorlar kitabına girmiştir. Bu tatlının neden pişmaniye olarak anıldığına gelince, ilk yapıldığı yerin İran olma ihtimali var. Bu ülkede “peşmek” diye adlandırıldığı için bu sözcüğün zamanla Türkçede “pişmaniye” biçimini almış olması muhtemeldir.

İzmit pişmaniyesine ün kazandıranlar İran ve Ermenistan’dan gelerek İzmit ve çevresine yerleşen ermeni ustalar olmuştur. Bu ustalardan biri Şekerci Hacı Agop Dolmacıyan’dır. I. Dünya savaşını izleyen yıllarda şekerci dükkanını kapatarak başka bir ülkeye göç eden Hacı Agop Dolmacıyan’ın ustalığını sürdüren kişi İzmit Muhasebe Başkatipliğinde görevli İbrahim Ethem Efendi olmuş ve  Hacı Agop Dolmacıyan’ın göç etmesi üzerine Kapanönü semtinde bir şekerci dükkanı açmıştır. 1892 – 1953 yılları arasında yaşamış olan İbrahim Ethem Efendi’nin imalathanesi zamanla pişmaniye ustası yetiştiren bir okul olmuştur. Özgün bir tatlı çeşidi olması ve hafifliği Türkiye’nin her yerinde tanınması ve ilgi görmesini sağlamıştır.

Pişmaniyenin ana maddesi un, şeker ve yağdır. Yapımı eskiden sadece insan gücüyle yapılan şimdi ise makine ile yapılmasına rağmen yine de insan gücü ile emek gerektiren bir tatlı türüdür. Pişmaniyeyi yapmak için ağda haline gelinceye kadar eritilen şeker, soğuduktan sonra büyükçe bir halka şekline getiriliyor. Bir sininin üstüne konan kavrulmuş una eritilmiş tereyağ dökülüyor. Sonra tepsinin üstünde duran ağdayı birkaç kişi unun üstünde çevirmeye başlıyorlar.  Her çevirişten sonra ağda tekrardan halka biçimine sokuluyor. Bu işlem sinideki unun hepsi ağdaya yedirilene kadar ve ağda tel tel oluncaya kadar devam ediyor.

 İzmit’e özgü bir tatlı türü olan pişmaniye sadece Türkiye’nin tüm illerine değil, dünyanın birçok ülkesine ihraç edilmektedir.

Pişmaniye yemenin zor olmasından ve aynı zamanda çok lezzetli olmasından dolayı kullanılan bir söz vardır. “Yiyen bir pişman yemeyen bin pişman” bundan dolayı da adının “pişmaniye” olduğu söylenir.

Eskileri anmak güzeldi, bu tarihi gezilerin beni eskilere, çocukluk anılarıma götürmesi de güzeldi. “Gez Çiz Yaz – İzmit” etkinliğinin bitmiş olması içimde tarihi bir eksiklik bırakarak biraz içimi burktu diyebilirim ama yediğimiz pişmaniye ile her şeyi tatlıya bağladık.

https://www.kocaeligazetesi.com.tr/makale/3404314/gul-anasal/gez-ciz-yaz-izmit-workshop-etkinligi-pismaniye

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın