İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Antik zaman bağbozumu şenlikleri

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***
Özel günler yaşıyoruz, ne olup bittiğini sonra anlayabileceğiz.

Ama şu an için bile söylenebilecekler var. Herhalde önemlisi şu:

“Küreselliğin Kırılganlığı”. Şuna inanıyorum:

Bugün farklı mevzilerde yer alanlar var tamamdır: Ana mahsuslar.

Ama bunların çoğu saf değiştirecek ittifaklar kurulacak.

İnsanlık tarihi için kısa bir sürede, “ortak değerler” etrafında birleşecekler.

Şu unutulmaya her fikrin, her birlikteliğin oluşmasının sancıları kaçınılmaz.

Bunun bizim yaşadığımız günlere rastlaması ise bizim şansımız!

Peki her şey olup bitince çerçeve nasıl çatılacak.

Avrupa Topluluğu bile küçük ölçek kalıp da…

Belki tek dünya devleti çatısına gidilirken…

Geleneklerimiz ve renklerimiz ne olacak?

Hepsi kaybolup buharlaşıp elimizden kayabilir mi?

Önümüzdeki çağın en önemli cevabı bu olacak.

Hem birlikte, hem de “şahsi renklerle” yaşamanın formülü nasıl olacak?

Bilemiyorum. Elbette çok meraktayım. Ama şundan da eminim.

Bu cevap aynı zamanda önümüzdeki çağın zenginliği olacak.

Yani, önümüzdeki çağın aristokratlarının şeceresine bakıldığında:

Şahsi renklerini bulundurmaya devam edebilenleri göreceğiz…

Bu önemli dönemde geleceğin Türkleri için ne yapabiliriz

Emin olunuz yapabileceğimiz en büyük iyilik şu olmalı:

“Hem kuvvetimiz, hem de zaafımız” hayata çağırmak

Doğunun yapmaktan hoşlanmadığı bir şeyi yapmak:

Gelmiş geçmiş mahalli renklerimizi kayda geçmek.

İşte epey zamandır yazmak için fırsat kolluyorum,

İzmir Belediyesi’nin “Tarihten Günümüze İzmir Mutfağı” kitabı…

Tam da böyle bir çalışma, bir kez daha kutluyorum

Son sözü baştan söyleyeyim. Alkışlanacak bir derleme yapmışlar.

Türk Mutfağının önde gelen mahalli renklerinden birisi Gaziantep’tir.

Diğeri Ege Sahil Coğrafyamıza sahili ve arkası ile ait olan mutfaktır.

Kitap bunun dökümünü yapıyor ve başka hevesleri de kışkırtıyor.

Bu kitabın yazarı A. Nedim Atilla, yakın dostumdur.

Kendisi hem şirinlik muskası hem de bir atom karıncadır.

“İzmir Methiyesi’nden” çok şey öğrenmek mümkün.

Haydi geliniz işe komşulara dokunarak başlayalım.

Malum çabuk kızsalar da, eğlenceliler.

Üstelik de bizim için muamma sayılmazlar,

Tuhaf terkipli his dünyaları aşinamızdır.

Geliniz ortaya eğlenceli bir itiş kakış dosyası atalım

“Anadolu’dan Yunanistan’a taşınan yemekler”:

Sucukaki Zimirnika,

Pabucaki Zimirnika,

Şeftali Kebabı,

Cevizli Patlıcan Salatası,

.

Nasıl baştan çıkartıcı değil mi?

Ama bitmedi,

İskorpit Yahnisi,

Karides Saganaki,

Hindi Stifado.

Nohutlu Paça.

İzmir’in önemi, rengarenk oluşundan.

77 milletin mozaiği burada.

Elbette Yahudi Mutfağı da var.

Can Franko, bana neler anlatmıştı

Vaatleri var, eski yemeklerden yaptıracak.

Tabii ki unutmuyorum: Takipçisi olacağım.

En eski usulü ile. Avas con Espinaka.

Yani Ispanaklı Kuru Fasulye. Sonra Ayva Peltesi.

Gelelim Ermeni Dostlarımıza…

Ermeniler mutfak işlerinde marifetlidirler.

Ama tam burada bir muhalefet şerhim var:

Yazarın ve D. Hızlan’ın “Şoven İzmirli” edalarına…

Ve bu eda ile düştükleri nota ben katılmıyorum:

“İzmir Ermenilerinin Mutfağı, Türk Mutfağına Çok Benziyordu!”

Nasıl yani? Kullandıkları bir iki malzemeyi harice alırsak…

İzmir Ermenilerinin diğer bölgelerden farklı bir üslubu mu vardı? Hayır…

Kitapta elbette tariflerde yer alıyor.

Ve net bir şekilde düzenlenmiş.

Bu anlayış uygulama için önemli.

Çok hoşuma giden bölüm mutfak dünyasına gösterilen vefa:

İzmir’de herkesin bildiği Kemal’in Yeri vardı:

Kemal Demirok. Sonra büyük Nevzat Usta…

Efes Oteli unutulmayacak bir efsane ise…

Bu biraz da Nevzat Peker’in sayesindedir.

İzmir’i, mutfağını anlatmaya devam edeceğiz.

Ekim ayında İzmir’deki bir bağbozumuna davetli idim.

İzmir’in hemen yanı başındaki bağların kenarında…

Yüzlerce yıllık bir çınarın altında hoş bir gece düzenlemişti.

Anadolu’nun bağcılık ve şarap geleneğine…

Ve bu hazineyi tekrar hayata çağırmaya çalışanlara selam vermeliyiz.

O gece üzümleri ezen genç kızları görünce …

Hititleri, Eski Yunan ve Roma’yı hayal ettim.

Antik bağbozumu törenlerinin mirasçısı bizleriz. .

Bunları “geleceğin küresel ittifakına” taşıyacak bizden başka kimse olamaz!


https://www.haberturk.com/yazarlar/ali-esad-goksel/2544900-antik-zaman-bagbozumu-senlikleri

Yorumlar kapatıldı.