İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Holokost’tan ders alınsaydı, Bosna’da binlerce Müslüman katledilebilir miydi?’

Barış Kop

Avrupa’nın 35 farklı ülkesinde organize edilen ve 2001 yılından itibaren Türkiye’de de kutlanan ‘Yahudi Kültürü Avrupa Günü’, 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi ile 1986, 1992 ve 2003 yıllarında bombalı saldırıya uğrayan Neve Şalom Sinagogu’nda düzenlenen bir takım etkinlikle gerçekleşti.

‘Struma’ vicdanları sorgulatmaya devam ediyor

Türkiyeli Yahudilerin kültürü ve geleneklerinin tanıtıldığı etkinliklerde, Yazar Aaron Nommaz’ın, “Vicdanları Sorgulatan Hikaye: Struma” kitabı hakkındaki söyleşisi dinleyenler tarafından ilgiyle takip edildi.

Nommaz, katılımcılara İkinci Dünya Savaşı sırasında Holokost’tan kaçan 768 Yahudi’nin bulunduğu ‘Struma’ isimli geminin, Filistin’e gitmek umuduyla Romanya’nın Köstence limanından yola çıkarak, bir ara İstanbul Sarayburnu’nda karantinaya alınması ve 24 Şubat 1942 günü de Karadeniz açıklarında batırılmasına giden süreci anlattı.

Ardından Yako Taragano ve Sefarad İlahileri Korusu tarafından İspanya’dan göç eden Yahudilerin, sinagogda söyledikleri ilahiler seslendirildi.

Shape Created with Sketch. Yahudi Kültürü Avrupa Günü Türkiye’de de kutlandı Hepsini göster 16 Yahudi Kültürü Avrupa Günü Türkiye’de de kutlandı

“İnsanları gaz odalarında katledenler miydi insan?”

Hiç tereddüt etmeden insanları gaz odalarında katledenler, onlar mıydı insan? Tıbbi deneyler adı altında insanları denek olarak kullananlar, onlar mıydı insan?

Almanya’nın ırkçı kanunlarına göre ari ırktan olmayan, ari ırkı bozdukları iddia edilen sakatları, engellileri, eşcinselleri, Romanları, bir buçuk milyonu çocuk olmak üzere altı milyon Yahudi’yi katledenler, onlar mıydı insan?

Yoksa insan, hemcinsine sonsuz kötülük yapma yetisine sahip olan bir canlı mıydı?

“Holokost neden herkese öğretilmelidir?” konuşmasına bu sorular ile başlayan Süzet Sidi, insanın sınırsız kötülük yapabilme eğilimine dikkat çekti.

“Sınırsız kötülük her insanın doğasında var”

Sınırsız kötülüğün belirli bir takım şartlar oluştuğunda diğer tüm nitelikleri karanlıkta bırakıp insanı caniye dönüştürebildiğini söyleyen Sidi, “Sınırsız kötülük her insanın doğasında var” dedi.

İnsanın sınırsız kötülüğünü bastrılılmış bir yeti olarak tanımlayan Sidi, “İnsanlık tarihinde çoğu zaman eğitimle, ahlakla ve kanunlarla bastırılmış yeti olarak bilinirdi. Bastırılmış yeti. Ama bu bir yeti. Çok dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü karşımızda sinsi bir olgu var. Onu bastıracak güçlerin yok olması için pusuda bekliyor, uygun bir ortamda hemen ortaya çıkabiliyor” şeklinde konuştu.

Sidi, Holokost’un, insanoğlunun bu korkunç yetisinin devlet tarafından kanunlarla desteklenmesiyle mümkün olduğunu ifade etti:

1933’te iktidara gelen Naziler, çıkardıkları ırkçı Nünberg yasalarıyla Yahudilere karşı Nazilere bu korkunç yetilerini kullanma yetkisi vermiş, vahşet kanunla yasallaşmıştır.

“Holokost, herhangi bir soykırım değil”

Sidi, “sistematik bir katliam” olarak tanımladığı Holokost’un herhangi bir soykırım olmadığına dikkat çekti:

Tarihte ilk olarak bir devletin bilim insanları, mimarları, mühendisleri, sosyologları, psikologları el ele vererek, büyük bir titizlikle çalışarak fizibilite raporları hazırlamış, ölüm fabrikaları kurmuştu.

Bir devlet ve işbirlikçileri, tüm Yahudileri yeryüzünden silmek amacıyla altı milyon insanı sistematik şekilde katletmiştir.

“Holokost, bütün insanlığın meselesidir”

Holokost’un sadece Yahudilerin meselesi değil, bütün insanlığın meselesi olduğunu ifade eden Sidi, “Tarihin bu zamana kadar yaşanmış bu en vahşi sayfasını, yalnızca Yahudi toplumunun bir sayfası olarak kabul edip, sayfayı çevirmek mümkün değil. Holokost, insanın insana yapabileceği kötülüklerin sınırsız olduğunu göstermiştir ve bu yüzden sadece Yahudi meselesi olmaktan çıkmıştır” dedi.

Sidi, İnsanın içindeki sonsuz kötülüğündışarı çıkması için yeterli şartların oluşturulup, gerekli emirlerin verilmesiyle yaşanan katliamın mümkün olduğunu söyledi.

“Sonsuz kötülük, devlet hatta devletler tarafından desteklenmişti” diyen Sidi şu ifadeleri kullandı:

Holokost’u sadece Yahudi meselesi olarak görmek, bir buz dağının sadece su üstündeki kısmını görmek, tüm insanları tehdit eden, çok daha büyük ve tehlikeli olan suyun altındaki asıl tehlikeyi göz ardı etmektir.

“74 yıl geçmesine rağmen gerekli dersler alınmadı”

Holokost’un üzerinden 74 yıl geçmesine karşın, yaşananlardan gerekli derslerin alınmadığını hatırlatan Sidi, “İnsanoğlu içindeki bu korkunç yetiyi yok etme teşhisini bulamamış, bu yetisini körleştirememiş ve insanın insana yapabileceği kötülüğün sınırsızlığı dünya üzerinde varlığını sürdürmektedir” şeklinde konuştu.

“21. yüzyılda hala etnik katliamlar, etnik temizlikler mümkün oluyorsa bunun sebebi, insanlığın Holokost’tan gerekli dersleri almamış olmasıdır” diyen Sidi sözlerini şöyle sürdürdü:

Çok açıktır ki, Holokost’tan gerekli dersler alınabilmiş olsaydı, ne Bosna’da Srebrenitsa, ne Sudan’da Darfur, ne Ruanda’da, ne de Myanmar’da benzer katliamlar mümkün olurdu.

Eğer ders alınsaydı, Boşnak Müslümanlar dünyanın gözleri önünde katledilebilir miydi?

Eğer gerekli dersleri alabilmiş olsaydık, binlerce Boşnak Müslüman tüm dünyanın gözleri önünde katledilebilir miydi?

Eğer Holokost’tan gerekli dersleri almış olsaydık, Sudan’da 2000’li yılların başında başlayan Darfur katliamı gerçekleşebilir miydi?

Eğer gerekli dersleri alabilmiş olsaydık, etnik yapılara ayrıştırılmış Ruanda’da insanlar Hutu ve Tutsi olarak ayrılabilir miydi? 800 binden fazla insan katledilebilir miydi?

Daha da korkuncu o günlerde Fransa Cumhurbaşkanı olan Francois Mitterrand bu soykırım için, “O ülkelerde bir soykırım yaşanması o kadar da önemli bir olay değil” diyebilir miydi?

Gerekli dersler alınmış olsaydı, bundan sadece iki yıl önce Myanmar’da Müslüman etnik azınlık yok edilmek amacıyla saldırıya uğrayabilir miydi?

Sidi “Dünya insanı Holokost’tan gerekli dersleri almış olsaydı tüm gücüyle bu yaşananların karşısında durur, engeller ve bu acılar yaşanmazdı” dedi.

“Holokost, herkese anlatılmalıdır”

Sidi, acıların karşılaştırılamayacağını, Holokost’un bir insanlık meselesi olduğunu ve herkese anlatılması gerektiğini ifade etti.

Sidi, “İnsanlık tarihinin bu korkunç gerçeğini öğrenemez ya da unutursak başka Holokostlar, insanlık tarihinde yerlerini almak için gizlendikleri mağaralardan çıkmakta tereddüt etmeyecektir” diye vurguladı.

Holokost’un anlatılmamasının, Holokost’u sıradanlaştırmak, yalanlamak, inkar etmek, insanlığı yok etme sürecini başlatmak anlamına geleceğini söyleyen Sidi şöyle konuştu:

Eğer Holokost, inkarcıların amaçlarına ulaştığı gibi dünya insanı Holokost’u bir yalan, bir uydurma olarak görmeye başlar, bugüne kadar anlatılmaya çalışıldığı gibi insanın insana yaşattığı felaketi reddederse, bir Holokost planının ilk ve en büyük adımı atılmış olur.

“Kötülük ve mesnetsiz kin, dünyamızda var olan birer olgudur”

“Holokost’un anlatılması bir insanlık görevidir” diyen Sidi şu ifadeleri kullandı:

İnkarcılar amacına ulaşırsa hepimiz yarın bir gün cellatların beğenmediği herhangi bir özelliğimizden dolayı toplama kamplarına gönderilebiliriz.

Holokost anlatılmalıdır çünkü, insanoğlunun içindeki yetinin dürtülmesi ve beslenmesi halinde onun başka bir insana yapabileceği kötülüklerin inanılması güç boyutlara ulaştığı Nazizm döneminde gözler önüne serilmiştir.

Bu vahşet anlatılmadığı takdirde içindeki yetinin dürtülmesine tekrar izin verebilecektir. Kötülük ve mesnetsiz kin, dünyamızda var olan birer olgudur. Sonsuz kötülük yapma yetisi kontrol altına alınmadığı takdirde dünyayı yok edebilecek bir güçtür.

“Totaliter rejimlerin yok etme içgüdüsünü durdurmak için bir şeyler yapmalı”

Holokost’un anlatılmasının, günümüz insanı için önemini vurgulayan Sidi sözlerini şöyle sürdürdü:

Bugünün insanı, totaliter rejimlerin, paranoyak diktatörlerin yok etme içgüdüsünü durdurmak için bir şeyler yapması gerektiğini zamanında anlamalıdır.

Devletlerin desteklediği ve dini kurumların karşı çıkmadığı bir vahşet söz konusu olduğunda günümüz insanının neler olabileceğini bilmeli ve bu vahşeti durdurma görevinin kendisine düştüğünün farkındalığıyla davranmalı.

“Ayrımcılık ırkçılığa, ırkçılık savaşlara neden olur”

Holokost anlatılmalıdır, çünkü insanoğlu farklıyı kabul etmemenin, sosyal ön yargının ayrımcılığa, ayrımcılığın ırkçılığa dönüşebileceğinin, ırkçılığın ise savaşlara neden olacağının, savaşların da hiçbir sorunu çözmeyeceğinin ancak erteleyeceğinin bilincinde olmalıdır.

Holokost anlatılmalıdır, çünkü bilinmelidir ki, Holokost çok iyi eğitimli hukukçuların, mimarların, mühendislerin, kimyagerlerin, işletmecilerin, sosyologların, tıp doktorlarının hepsinin işbirliğinin sayesinde olmuştur. Okul, yüksekokul, üniversite eğitimleri Holokost’u engellemeyecektir.

“Dünyanın vicdanlı yüreklere ihtiyacı var”

Holokost anlatılmalıdır, çünkü günümüzde bilim ve teknolojinin etik ve ahlaki değerlerden çok daha çabuk ilerlemiş olması görünmeyen ama çok büyük tehlike arz etmektedir. Artık ileri teknolojiyle neleri yapabileceği değil, bu teknolojinin kimin elinde olduğu çok daha yarar taşımaktadır.

Einstein’ın dediği gibi ‘Artık dünyanın, atom çekirdeğinin parçalanabilirliğini bulacak dehalara değil, vicdanlı yüreklere ihtiyacı var.’

“Tehlikenin olduğu zamanlarda tarafsız kalma hakkı yoktur”

Holokost anlatılmalıdır, çünkü insanların, grupların ve ulusların kendi gözleri önünde gelişen olaylara tepki verme ile tepki vermeme arasında yaptıkları seçimde tepki vermemekten, ilgisizlikten yana olmaları sonucu mümkün olmuştur.

Tehlikenin gelmekte olduğu ya da var olduğu zamanlarda insanoğlunun tarafsız kalma hakkı yoktur. İnsanlığın bireyleri, hakları, yaşamı herhangi bir tehlikeyle karşılaştığında tarafsızlık kabul edilemez.

Zira, tarafsızlık hep tehlikeyi yaratanın yanında yer alır. Taraf olmanın da tek yolu vardır; bilgi edinmek. Holokost bu yüzden anlatılmalı, öğretilmelidir.

“Başkaları acı çektiğinde sessiz, bilgisiz, apatik kalmak çok tehlikeli”

İnsanlığın, kendisini inanç, milliyet, gelenek ya da başka bir özelliği nedeniyle başkalarından ayırırması halinde, bundan kötülük ve şiddet doğacağını öğrenmesi gerektiğine dikkat çeken Sidi sözlerini şu şekilde tamamladı:

Demokratik kurumların devamlılığı için çaba göstermek, onları devamlı beslemek ve korumak gerekir.

İnsani bir dünya için insanın önce kendisiyle diyalog başlatması gerekir.

Başkaları acı çektiğinde ya da başkalarının insan haklarına tecavüz edildiğinde sessiz, bilgisiz, apatik kalmak çok tehlikelidir.

Süzet Sidi’nin Neve Şalom Sinagogu’nda “Holokost neden herkese öğretilmelidir?” başlıklı sunumundan sonra programda, Türkiye Yahudilerini yakından tanımak amacıyla “Gelin Tanış Olalım” etkinliği düzenlendi.

Etkinlikte, Yahudi Kültürü Avrupa Günü kapsamında, Neve Şalom Sinagogu’nda tüm gelenekleriyle canlandırılan emsili geleneksel düğün töreni düzenlendi.


Independent Turkce

Yorumlar kapatıldı.