İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Soykırım Yalanı’nın üreticisi: ABD

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

Meliha ÜNLÜ / Cumhuriyet Kadınları Derneği Eğitim Komisyonu

“Soykırım Yalanı”nın üreticisi ABD; bir ülkeye dediğini yaptırabilmek, onu her yönden kendi uydusu gibi kullanabilmek için yalanlar üretip tüm dünyaya yayar bu haberleri.

Yalana şerbetli ABD, dünyayla ilişkilerini, yalanlar üzerine kurgular. Elbette bu yalanlar, kendi çıkarları doğrultusunda üretilir. İşte bu nedenle, toplumlar birbirine düşman edilir; halklar birbirine kırdırılır; silah satılır, kan akıtılır, ülkeler parçalanır ve yutulur. Oraların zenginlikleri yağmalanır, hatta kültürler yok edilir. “Yeni Dünya Düzeni”ni bu yalanlar üzerine kuran ABD; tek kutuplu Küresel Sistemi 1980’lerden bu yana böyle inşa etmiştir.

Yalanların hayata geçmesi, tasarının (projenin) varlığını sürdürebilmesi için içindeki karteller (Soros’un Rusya’daki çabaları gibi) aktif görev üstlenir. Çünkü bu planlarda onların etkisi ve kârı azımsanmayacak derecede büyüktür. Hatta varlıklarını sürdürebilmeleri bu yalanlara bağlıdır.

ABD; ülkeleri, ürettikleri yalanların gölgesinde, Yugoslavya gibi parçalar ve yönetime kendi sözünü dinleteceği, buyruğundan çıkmayacak kişileri getirir. Tunus, Ürdün, Yemen vb. ülkelerde izlediğimiz buydu işte! Peki, bu anlayışı sürdüren yalnız ABD mi? Batı Emperyalizmini temsil eden ülkelerin hepsinin anlayışı benzer: İngiltere, Fransa, Almanya… Eğer, başa getirilen kişi, bir süre sonra verdiği sözden cayıp başına buyruk davranırsa Irak Lideri Saddam’ın akıbetine uğrar. ABD’nin, büyük görünen, aslında karşılığını kat kat aldığı yardımlarla; sahte diplomatik destekle, askerî üslerin kurulmasıyla sinsice oltaya düşürdüğü ülkeleri denetlemeye başladığını bilmeyen var mı? Adım adım ilerler: Buralardaki fabrikaları kapattırır, üretimi durdurur. Ülkedeki stratejik kurumları özelleştirmeler yoluyla ele geçirir.

Eğitime, basın yayın organlarına adamlarını yerleştirir. İthal programlarla evrilir gençler. Böylece bir yandan kendi kültürünü şirin gösterip gençler arasında yayarken onları öz kültürleriyle alay edecek, onu küçümseyecek duruma getirir. Özellikle gelişebilecek, uygarlık yolunda emin adımlarla ilerleyebilecek ülkeler içindir bu çabaları! Ardından, herhangi birinin aklı başına gelir de dik bir duruş sergilerse bu kez tehditlerini devreye sokar. Gelişmekte olan ülkeleri gözlemleyince bu gerçek daha açık, daha net bir şekilde görülüyor.

Reklamdan sonra devam ediyor 

ABD’NİN GERÇEK KİMLİĞİ

Bizde de I. Dünya Savaşı’ndaki parçalama planlarının devamı olan Kürt sorunuyla birbirine düşman etmeye çalışıyor halkları. Çünkü bir Mustafa Kemal, arkadaşları ve Memetler çıkıp tuz buz etmiştir hayallerini emperyalizmin. Evet; Kaç yıldır Terörist başını yetiştiriyor, elinde kalmış silahlarla donatıyor, terörü besliyor. Sonra kardeşkanı akıtıp Holivut filmi seyrettiriyor. Bu tavrıyla aslında birincil terörist başı, ABD’nin kendisidir.

Bunda da başarılı olamayacağı ihtimaline karşı farklı bir eyleme geçiyor: Bu kez dini kullanılıyor; cemaatler hortlatılıp eğitiliyor. FETÖ’yü besleyip 15 Temmuz’da üzerine salıyor Türkiye Cumhuriyeti’nin. Yani darbe girişimi sahneye konuyor. Bunda da başarılı olamıyor. Çünkü Türk ulusunun genleri sağlam…

Böylece, Atlantik’in gerçek kimliği apaçık ortaya çıkmıştır. Yönetim, daha temkinli hareket etmek zorunda olduğunun farkında artık! Bunun içindir ki Suriye sınırında önlem alınmaya; Türk askerinin varlığı, gücü hissettirilmeye başlandı. Tarihten gelen birikimiyle Türk Ordusu dünyaya ne denli büyük olduğunu ve kahramanlığını kanıtladı. Doğal olarak Batı emperyalizmi telaşa kapıldı. Nasıl kapılmasınlar? Adına “Kürdistan” dedikleri II. İsrail Devletini kurabilmek için PKK, FETÖ ve DEAŞ gibi terör örgütlerine verdikleri bunca emek boşa gitmiş oluyordu. Onlar, bu telaşla depoda saklı tutup sıkıştıkça kullandıkları bir yalana başvurdular: Ermeni Soykırımı Yalanı. Oysa bu yalan; “İsviçre Perinçek Davası”yla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce (STRASBURG) karara bağlanmıştı. Ayrıca o dönem, Osmanlıda yaşayan Ermeni nüfusundan daha fazla Türk- Kürt, kışkırtılan Ermeniler tarafından katledilmişti.

Bakın Ermenistan’ın İlk Başbakanı Yohannes KAÇAZNUNİ; 1923 Taşnak Kongresinde ne diyor: Türklere savaşı biz açtık. Türklere karşı ayaklandık. Hepimiz Türklerin düşmanı olan İtilaf devletlerinin kampındaydık. (…) Öldük ve öldürdük. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. (…) Herkes Fransızlar, İngilizler, Amerikalılar, Ruslar tek kelimeyle bütün dünya bizi kolayca aldattı. Emperyalistler bizi kullandı.

Son olarak diyoruz ki Kendine gel Amerika! Senin Kızılderililere uyguladığın soykırım, yalan değil, yüzde yüz gerçektir.

https://www.aydinlik.com.tr/soykirim-yalani-nin-ureticisi-abd-ozgurluk-meydani-kasim-2019

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın