İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dipsiz Göl “define” iddiasına verilen yasal kazı izniyle yok edildi

Gümüşhane merkeze bağlı Dumanlı köyü sınırları içerisinde yer alan Taşköprü Yaylası’nda doğal güzelliğiyle görenleri etkileyen Dipsiz Göl’de, yasal izinle yapılan ancak gölü katleden kazının nedeni ortaya çıktı. 5 gün süren kazıda, bölgede M.Ö. 5. yüzyılda kalan, Roma İmparatorluğu’nun 15’inci Apollinaris lejyonuna ait olduğu iddia edilen ganimetlerin arandığı öğrenildi. Öte yandan Dipsiz Göl’ün kazı sonucu yok edilmesine akademisyenler ve yöre halkı öfkeli. Bölgede oturan yurttaşlar, “Kazıya izin verilmemeliydi” derken, akademisyenler hem ekolojik olarak tahribat yaratılmasına hem de 12 bin yıllık tarihe define söylentisiyle zarar verilmesine tepki gösterdi.

Gümüşhane kent merkezine 50 kilometre uzaklıkta, deniz seviyesinden 2 bin 140 metre yükseklikteki temiz havası, bitki örtüsü, dağ çayırlarıyla kaplı manzarasıyla ilgi çeken Taşköprü Yaylası’nda yer alan, kaynağı ve akarı olmayan Dipsiz Göl’de, “define” iddiası üzerine ismi açıklanmayan bir kişi, kazı için başvuruda bulundu. Gümüşhane Valiliği ile Kültür ve Turizm Müdürlüğü de kazı için izin verdi. Gümüşhane Müze Müdürü Elif Öktem ile jandarma yetkililerinin de eşlik ettiği kazıda, suyu tahliye edilen göl alanı iş makineleri ile kazıldı. Jandarma görevlileri, kazı alanına kimsenin yaklaşmasına izin vermedi. Dipsiz Göl’de, 5 gündür sürdürülen kazı çalışmaları iddia edilen “define” bulunamayınca sonlandırıldı. Kazıdan geriye susuz bir göl kaldı. Kazının kim tarafından yapıldığı ise hâlâ açıklanmadı.

LEJYONA AİT YAPITLAR YAZ DÖNEMİNDE ORTAYA ÇIKARILMIŞTI

DHA’nın haberine göre, Gümüşhane’de yaz döneminde Sadak köyü sınırlarında bulunan Satala Antik Kenti’nde, Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle kazı çalışması yapılmıştı. Roma İmparatorluğu’nun Anadolu’da bulunan 4 lejyonundan birisinin Satala Antik Kenti’nde olduğunun belirlendiği kazıda, 15’inci Apollinaris lejyonunun kalesine ait büyük duvar ve yapılar ortaya çıkarılmıştı. Antik kentin, Roma’nın doğudaki en önemli üssü olduğu belirlenmişti.

PROF. DR. KANDEMİR: 12 BİN YILLIK DEĞER YOK EDİLDİ

Prof. Dr. Raif Kandemir | Fotoğraf: DHA

Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raif Kandemir, kazı sırasında suyu boşaltılan Dipsiz Göl’ün son buzul döneminde oluştuğunu ve en az 12 bin yaşında olduğunu belirtti.

Kandemir, “Dünya üzerindeki buzul göller, son buzul çağından kalmadır ve yaşları 18 bin ile 12 bin yıl arasında değişir. Ülkemizde başta Kaçkar Dağları olmak üzere, dağlarımızın yüksek kotlarında buzul göller bulunur. Böyle kıymetli bir oluşuma, kendi kafalarına göre hiçbir uzmana danışmadan nasıl müdahalede bulunuyorlar? Buzul göller, dünyadaki en temiz sulardır ve küresel ısınmanın konuşulduğu şu günlerde gelecek kuşakların belki de ihtiyaç duyacağı böyle bir kaynak fütursuzca yok edildi. 12 bin yılda oluşan bu gölü nasıl olacak da siz doldurarak eski haline getireceksiniz? 12 bin yıllık bir değer ve ekosistem göz göre göre yok edilmiştir” dedi.

DOÇ. DR. DÜZGÜNEŞ: EKOSİSTEM TAHRİP EDİLDİ

Doç. Dr. Ertan Düzgüneş | Fotoğraf: DHA

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Peyzaj Mimarlığı Bölümü Öğretim Üyesi Doğa Koruma Alanları Uzmanı Doç. Dr. Ertan Düzgüneş de “define” iddiasıyla gölün boşaltılmasının talihsiz bir olay olduğunu belirterek şunları dedi:

“Dipsiz Göl’ün suyunun boşaltılmasıyla ekosisteme darbe vurulmuştur. 12 bin yıllık veritabanı yok olmuş durumda. Tekrardan buranın suyla doldurulacağı söyleniyor ama doldurulacak su şimdi kullandığımız su. Gölde yapılan tahribatın yarattığı kayıp çok büyük. Bu talihsiz girişim sonucunda alanın turistik değerini konuşmak bence yanlış. Burada ekosistem tahribatı var ve bu ekosistem geri dönülemez biçimde yok olmuştur. Tekrardan doldurulduğu taktirde 12 bin yıllık belleği geri kazanabilecek miyiz? Kazanamayacağız. Dolayısıyla kendi kendini rehabilite edebilir mi? Bu da onlarca veya yüzlerce yıl sonra görülebilir.”

DOÇ. DR. ERUZ: EKOLOJİK VARLIK DARMADAĞIN EDİLDİ

Doç. Dr. Coşkun Eruz | Fotoğraf: DHA

KTÜ Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı Doç. Dr. Coşkun Eruz ise şunları söyledi:

“Böyle bir alanda, bilim insanı olarak bizler araştırma yapabilmek için en az 5 kurumdan herhangi bir şekilde müdahalede türlerin zarar görmeyeceğini, ekosisteme zarar verilmeyeceğini ve elde edilen sonuçları da raporlarla ilgili kurumlara sunmak suretiyle izin alabiliyoruz. ‘Hazine var’ denilerek böyle bir ekolojik varlığı darmadağın etmek çok yazık oldu. Bölgemizin tarihi açısından çok kötü oldu. Böyle bir değeri kaybettik. Dipsiz Göl’ün tahrip edilmesi ulusal kayıp. Dipsiz Göl’de define olması mümkün değil. Böyle bir cehalet olamaz. Bugünkü çağda dahi zorla boşaltılan bir gölü ya da yararak boşaltılan bir göl alanının, nasıl altına bir şey gömüp üstüne suyla doldurdular? Bunu anlamak, böyle bir şeyi düşünmek, kabul etmek bilime, hukuka, insanlığa çok da yaraşır bir durum değil. Yazık ettik o göle” diye konuştu.

YÖRE HALKI TEPKİLİ: İZİN VERİLMEMELİYDİ

Yöre halkından Mahmut Demir, “Bence böyle bir kazıya gerek yoktu. Tabiatı korumak gerekiyor. Hazine olup olmadığı kesin de değil. Böyle bir kazıya müsaade edilmesini doğru bulmuyorum. Tabiat varlıklarının korunması gerekir diye düşünüyorum” dedi.

Osman Özlü adlı yurttaş ise, “Doğal güzelliğin bozulmaması lazımdı ve kazıya gerek yoktu. Doğal güzellik bir kere bozuldu. Gölü ne kadar eski haline getirmeye çalışsan da eski haline gelmesi zor. Bu tarz bir izne de gerek yoktu. Kırılan testi aynı yerine gelmez” ifadelerini kullandı.

Bu arada kazı öncesi yapılan çalışma sonrası göle su verilerek eski haline getirileceği belirtilmişti.


Evrensel Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.