İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türk-ABD ilişkilerinin geleceği, bu buluşmanın sonuçlarına bağlı

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

Mehmet Koçak

Başkan Erdoğan, tüm olumsuz tavır ve sürekli artarak devam eden tehdit, baskı ve şantajlara rağmen ABD Başkanı Trump’ın davetine icabet ederek Washington’a gitti.

Çok zor bir görüşme olacağı kesin.

Kritik görüşmede birçok konu başlığı masada olacak.

Ancak, Barış Pınar Harekâtı ve imzalanan Ankara mutabakatının selameti, sözde Ermeni Soykırımı ve Ekonomik Yaptırım tasarıları öncelikli konular olacak.

Görüşmede ayrıca, Türkiye’de gerçekleştirilen birçok kanlı terör eylemlerini yönlendiren olması nedeniyle kırmızı bültenle aranan PKK’lı terörist Ferhat Abdi Şahin’in ABD Başkanı ve yönetimi tarafından muhatap alınmasının yanlışlığı hatırlatılarak bazı bilgi ve belgeler takdim edilecek.

Kısacası Suriye meselesi ve ona bağlı konular enine boyuna konuşulacak.

Erdoğan – Trump’ın buluşması öncesinde Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien, Türkiye, Rus yapımı S-400’lerden vazgeçmezse ekonomik yaptırımlarla karşı karşıya kalmasının ihtimal dahilinde olduğunu ileri sürerek, Amerika’nın Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası’na (CAATSA) gönderme yaptı.

Görüşme öncesi danışman düzeyindeki bu açıklamalar aslında uyarıdan öte açık bir tehdittir ve baskı oluşturma amaçlı seviyesiz bir davranıştır.

Ayrıca, hem S400’ler hem de sözde ‘Ermeni Soykırımı’ gereksiz ve zamansız olduğu kadar gündemdeki konularla da hiç bir alakası yoktur.

Başkan Erdoğan, uyarı adı altındaki bu baskı ve tehditleri tanımayacaklarını görüşmede muhatabı Başkan Trump’a ve ABD yönetimine “Böyle geldi ama böyle devam etmeyecek” diyerek hatırlatmış olacak.

Bazı konularda esnek davranışların olabileceğini ancak Türkiye’nin bağımsızlığı, egemenlik hakları ve toprak bütünlüğü ile güvenliğinin asla tartışılma konusu bile edilmesine müsaade edilmeyeceğini bir kere daha iletecek olan Başkan ErdoğanTürkiye karşıtı politikalara son verilmesi gerektiği uyarısında bulunacak.

Anlaşıldığı üzere Washington buluşması kıran kırana bir mücadele ve derin hesaplar üzerinden pazarlıklar ağırlıklı olacak.

BU DURUMA NASIL VE 

NEDEN GELİNDİ?

Türkiye ile ABD ilişkileri karşılıklı çıkarlar açısından her iki ülke için çok önemlidir.

Aslında her iki ülkenin, küresel ve bölgesel konularda stratejik ve askeri alanlarda önemli oranda birbirlerine ihtiyaç duyduğu açıktır.

Her iki ülkenin tüm dış politika konuları ve hatta iç siyasetin ritmi, bu ilişkiden önemli ölçüde etkilenmekte olduğu son yıllarda yaşanan siyasi gelişmelerden de anlaşılmaktadır.

Ancak, müttefik olarak stratejik ortaklar olmanın veya stratejik işbirliği içinde bulunmanın, her zaman ve de her konuda aynı görüşlere sahip olunduğu anlamına gelmediği gerçeği, ilişkilerin genel seyrine bakıldığında görülmüştür.

Fakat müttefik olmanın getirdiği sorumluluklar vardır.

… Ve yine, geçmişten gelen ekonomik, siyasi ve stratejik ilişkiler sonucu kurulan bağlar ile çok yönlü iş birliğinin devamı her ülke için çok önemli olduğu kadar da bir zorunluluktur.

Türkiye-ABD ilişkilerinde Türkiye, her zaman müttefiklik hukukuna saygı çerçevesinde sorumluluklarını yerine getiren ve her seferinde uyum ve uzlaşmaya yaklaşan taraf olmuştur.

Ancak, ABD için aynı cümleleri kurmak mümkün değildir.

ABD, elindeki ekonomik ve askeri üstünlüğünü, müttefiki olan Türkiye’ye karşı kullanmakta ve tek taraflı kararlara onu mecbur tutmaktadır.

Kendi politik çıkarlarına hizmet edecek rolleri üstlenmesini Türkiye’ye şart koşuyor.

Türkiye, kendi çıkarlarını koruma adına yaptığı itirazlar karşısında ise ABD’nin ekonomik ve askeri konulardaki yaptırımlarına maruz kaldı ve kalıyor.

Gelinen noktada Türkiye, bu ilişkilerin bu şekilde devam edemeyeceği düşüncesinden hareketle ABD’yi sürekli hem uyarıyor hem de bu yanlış politikalardan vazgeçilmesi çağrılarında bulundu, bulunuyor.

Washington buluşmasında, Başkan Sn. Erdoğan muhataplarına bir kere daha uyarı ve çağrılarını tekrarlamış olacak.

Bu buluşmadan, sorunların çözümü ve Türkiye’yi mutlu edecek kararlar çıkmasını beklemek hayâlcilik olur.

Çünkü ABD’de Türkiye karşıtı cephe, Başkan Trump ve yönetimi üzerindeki baskısı zannedildiğinden de fazla etkili.

Ayrıca, iç politik mücadele ile Trump’ın bir azil sürecinin de gündemde oluşu, görüşmeleri olumsuz yönde tetiklemektedir.

Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceği, bu buluşmanın sonuçları üzerinden yeniden şekilleneceği bir gerçektir.

Onun için çıkacak sonuçları itibarıyla bu buluşma bir tarih ve bir milat olacaktır.

Dileğimiz, ilişkiler kopmadan iki ülke arasındaki iş birliğinin karşılıklı çıkarlara dayalı olarak sürmesidir.

Ancak, Washington buluşması ve sonuçları ne olursa olsun, iki ülke arasındaki ilişkilerin “Böyle geldi ama böyle devam etmeyecek” olduğu gerçeği bilinmelidir.

ABD’nin tavrında bir değişiklik olmazsa Türkiye, kendi kararlarını alarak yoluna devam edecektir… 

https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/mehmet-kocak/turk-abd-iliskilerinin-gelecegi-bu-bulusmanin-sonuclarina-bagli-30358.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın