İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

​​​​​​​Milli Dava sürüncemede

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

 

Uluslararası siyasette Türkiye’nin değişmeyen tek sorunu Ermeni soykırımı ile ilgili üzerimize atılı suçlamalar değil mi?

Evet!

Peki yıllardır sürekli karşımıza çıkarılan bu mesele karşısında ne yapıyoruz veya yaptık?

Önceki yazımda sorduğumu soruyu tekrarlayayım: Devlet aklı (eğer varsa) nerede? Neden yıllardır tepemizde dolanan bu iftira kampanyasına karşı kimse ciddi bir çaba içine girmiyor?

Ne zaman Ermeni meselesi gündeme gelse, basında aynı şeyler konuşuluyor. “Türkiye’nin kendini savunacak, kendisine yöneltilen tezleri çürütecek karşı tezler üretmesi lazım lazım ama bu konuda geciktik…”

Uluslararası bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu ve gerçekten ülkemize zarar verecek ağır bir sorun olduğunu anlamamız için üzerimize gökten taş mı yağması lazım?

Eğer uluslararası hukuk sorunuyla karşılaşırsak  bu konuda donanımlı hukukçulara ihtiyacımız olacak.

Yetiştirdik mi?

Elbette bir siyasi sorunumuz var ve tam da göbeğindeyiz. Bu konuda nitelikli diplomasi yürütecek adamlarımız var mı?

Geçmişte Ermenileri kullanan Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin arşivlerini tarayacak, Rusya’dakileri derleyip toparlayacak, Amerikan arşivlerinden konuyu destekleyen belgeler çevirecek, kopyalayacak, uluslararası yayın haline getirecek bir arşiv dokümantasyon merkezi kurduk mu?

Peki sinema, dizi, çizgi roman, müzik, dini yayın yapıyor muyuz?

Hepsinden önemlisi kendi ülkemizde kendi insanımıza meselenin özünü kavratacak bir yayınımız var mı?

Hangi ders kitabında (bırakın onlarca sayfayı) birkaç sayfada İngiliz, Fransız, Amerikan ve Rus tezleri anlatılıyor? Onu da bırakın, hangi ders kitabında bu ülkelerin yaşadığı somut olaylar örnekleriyle aktarılıyor?

Hiçbirinde..

Niye?

Irkçı oluruz diye mi? Ermeni yurttaşlarımız kızar, üzülür diye mi?

Yoksa barışseverliğimize zarar gelir, kindar nesil yetiştiririz diye mi?

Tarihsel gerçekleri, tarihsel, öfke dili kullanmadan usulüne uygun lisan ile anlatmak, hem toplumlardan gerçeği saklamamak ve hem de tarihsel gerçekleri öğreterek bir daha olmaması için yeni nesilleri bilgilendirmek  görevimiz değil mi?

Türkiye’de devleti yönetenler ısrarla bunu yapmıyor. Muhalefet de aynı şekilde ısrarla konunun üzerine gitmiyor. İşin doğrusu şu: Herkes günü kurtardıktan sonra bir kenara çekiliyor. Ertesi yıl veya birkaç yıl sonra aynı konuyla karşılaşınca eskisini tekrarlayarak bu sefer de o içinde bulunduğu günü kurtarıyor. Biteviye aynı süreçte ilerleyerek bugüne geldik. En sonunda Amerikan temsilciler Meclisi de Türkiye’ye öfkesini belli etti.

Lakin Batı kendi içinde bizim gibi davranmıyor. Kendi yarattıkları Ermeni isyanlarını ve Türk’e yapılan katliamları görmezden gelerek ders kitaplarına koyuyor.

Türklerin Ermenileri katlettiğini, sürgün ettiğini, öğretiyor. Böylece tarihsel yalan her Hristiyan’ın kafasına “Türkler Ermeni katliamcısı” şeklinde yazılmış oluyor. Adamlar ürettikleri yalanı yazmaktan korkmuyor, “yahu halkımızı aldatıyoruz, birkaç kuşak sonra yalanı gerçek sanan, kendi kusurlarımızı yok sayan, haklı gören nesiller yetiştireceğiz olmaz bu” demiyor, sen ezeli hakikati anlatmaktan çekiniyorsun.

Bu ne biçim zihniyet?

Hukuk alanında uzmanın yok.

Hukuk fakültelerinde uluslararası hukuk bölümünde anabilim dalı kurmaya gerek görmemişsin.

Başlı başına bir Bilim enstitün yok.

İngilizce, Fransızca ,Almanca  karşı yayınların da yok.

Derdini bütün insanlığa anlatacak, belgesel kitaplar yazmamışsın. Uzun uzun anlatmaya gerek olmadan, popüler dille yazılmış, içinde kimi belgelerin nasıl sahtece kullanıldığının örneklerini de içerek yayınların da yok.

Sinemada zaten yoksun..

Onlarca dizi yapıp Araplara bile satıyorsun, tekinin içinde bu konudan söz edecek, çarpıcı birkaç sahne kesinlikle yok. Zaten genel olayların içine sindirilmiş (gömülü) bir anlatım senaryosu ara mesajlar şeklinde seyirciye konuyu aktarabilirse daha etkili olur. Bunu yapabilmen için öncelikle meseleyi kendi toplumuna anlatman lazım.

İnsanların (mesela Almanya’da çalışan bir işçinin) Alman komşusuna haklılığımızı göstereceği, yalanların çürütüldüğünü açıklayan yazılı ve görsel materyallerin bulunduğu bir web sayfası bile yok. Varsa da  kimsenin haberi yok.

Kısacası milli davamız sürüncemede. Kimse gerektiği gibi mücadele etmiyor.


https://www.yenicaggazetesi.com.tr/milli-dava-suruncemede-53778yy.htm

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın