İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Asuriler savaş cephesinde

Türk ordusunun saldırısı altındaki Til Temir’de Asuri savaşçılar da direniyor. Asuri Askeri Meclisi ile birlikte Asuri İç Güvenlik Güçleri ve Heres El Xabur Güçleri, ön mevzilerde işgalci Türk ordusuna karşı savaşıyor.

Asuri İç Güvenlik Güçleri (Naturo) Komutanı Robert Îşo, Asuri ve Ermenileri katleden faşist zihniyete karşı mücadeleyi büyüteceklerini vurgulayarak, “QSD ile birlikte halkları katliamlardan koruyacağız” dedi.

Türk devleti ve ona bağlı DAİŞ artığı çetelerin işgal saldırılarına bölgedeki tüm halk ve inançlar, birlik içerisinde cevap veriyor. Asuri İç Güvenlik Güçleri (Naturo) Komutanı Robert Îşo, saldırılara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Naturo olarak QSD ile birlikte hareket ettiklerini belirten Robert Îso, “Ülkemiz, Türk devleti ve çeteleri tarafından çok çetin saldırılara maruz kalıyor. Til Temir’in köylerinde konuşlanan Naturo güçleri olarak bu saldırılara karşı QSD’nin yanındayız. Bu toprakların saldırılara karşı savunulması bizim de görevimiz” dedi.

Katliam peşindeler

Türk devletinin tarihten beri Asuri, Ermeni ve Kürt halklarına saldırdığını hatırlatan Îso, ”Erdoğan’ın amacı Suriye topraklarını işgal etmek ve parçalamak. İşgali altındaki toprakları genişletmek istiyor. Türk devletinin saldırıları binlerce Asuri ve Süryani’nin yaşamını tehlikeye sokuyor. Sefo ve Simele katliamlarını unutmuş değiliz. Bugünkü saldırılar bu katliamları tekrarlama amacı taşıyor” şeklinde konuştu.

Direniş devam edecek

Bulundukları bölgeleri her türlü saldırıya karşı koruyacaklarını vurgulayan Îso, “Her türlü saldırıya karşı koyacağız. Ermeni ve Asurileri katleden faşist zihniyete karşı direnişimiz büyüyerek devam edecek” dedi.

Hava sahası kapatılsın

Uluslararası kamuoyuna da çağrıda bulunan Îso, Kuzey-Doğu Suriye bölgesinin uçuşa yasak bölge ilan edilmesini istedi. Uçuş yasağının olması halinde Türk devletinin hiçbir saldırıyı yapacak gücü ve inancı olmadığını söyleyen Îso, her şart altında direnişlerini sürdüreceğini vurguladı.

QAMIŞLO

Kiliseler tehdit altında

Süryani Birlik Partisi Eşbaşkanı Senherîb Bersûm, Türk devletinin işgal saldırıları nedeniyle Süryani halkı ile kiliselerin tehdit altında olduğunu belirterek, “Türkiye, ateşkese uymuyor. Türk devlet işgalciliği bitirilmelidir” dedi.

Türkiye’nin topraklarında özgürce yaşayan halklar için büyük tehdit oluşturduğunu söyleyen Bersûm, “Saldırılar nedeniyle göçler yaşandı. Bu saldırılar, bölgede yaşayan Süryanilerin yok edilmesinin önünü açıyor. Halk zorla yerinden ediliyor. Bu da bir insanlık suçudur” şeklinde konuştu.

Mutabakata da uyulmuyor

Türkiye’nin bölgenin demografik yapısını değiştirmeyi hedeflediğini belirten Bersûm, Türkiye ve Rusya’nın vardığı mutabakata dikkat çekerek, “Türkiye, vardığı mutabakatın şartlarını dahi yerine getirmiyor. Bu mutabakattan önce ABD ile varılan ateşkes anlaşmasını da yerine getirmedi. Tek derdi Suriye’ye saldırmak” dedi.

Türkiye’nin DAİŞ artığı çetelere desteğine dikkat çeken Bersûm, Birleşmiş Milletler ve uluslararası kamuoyuna Türkiye’ye karşı harekete geçme çağrısında bulundu.

Türk devletinin cenazelere dahi saldıracak kadar insanlık dışı muamelelerde bulunduğunu söyleyen Bersûm, bunun da Türk devletinin halklara duyduğu kinin bir göstergesi olduğunu belirtti. Bersûm, halkın güvenli bir şekilde evlerine dönebilmesi için işgalin sona erdirilmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye’nin sınır hattındaki kent ve köyleri gelişigüzel bir şekilde bombaladığını ve sivillerin direkt hedef aldığını hatırlatan Bersûm, sınır hattındaki kent ve köylerde yaşayan Süryanilerin göç etmek zorunda kaldığını söyledi.

Türkiye’nin saldırılarında dini mekanları hedef aldığını belirten Bersûm, şunları ifade etti: “Türk devleti ve çetelerinin Efrîn işgalinde kilise ve Êzîdîlere ait kutsal mekanlara nasıl saldırdığını tüm dünya gördü. Türk devleti çetelerinin tek derdi, kutsal mekanları talan etmektir. Türkiye’nin girdiği alanlarda kutsal mekanlarımız büyük tehdit altındadır. Zaten bombardımanda kimi kutsal mekanlar direkt hedef alınmıştı.”

Papaz Neîm Yûsif: İşgalciye karşı birlikteyiz

Türk devletinin tarihinin katliamlarla dolu olduğunu ve işgal saldırıları ile halkları bir kez daha katliamlardan geçirdiğini söyleyen Papaz Neîm Yûsif, işgalciliğe karşı halkların birlik olması gerektiğini belirtti.

Papaz Neîm Yûsif, Türk devletinin tarihinin katliamlarla dolu olduğunu hatırlattı. Yûsif, “Hiçbir devletin Suriye topraklarına saldırma hakkı yok. Bu uluslararası anlaşmalarda da garanti altına alınmış bir kanundur. İşgale sessiz kalan devletler bu işgallerden sorumludur” dedi. İşgale karşı halkların birlik olması gerektiğini ifade eden Yûsif, “Dış güçler kendi çıkarlarına göre hareket ediyor. İşgal altındaki halklar sadece birbirlerine güvenebilir. İşgale karşı birlik olmaları gerekir. Türk devletinin tarihi katliamlara dayanıyor. Türk devleti sadece kendini kabul ediyor. Kendisi dışındaki tüm halkları katliamdan geçirmeye çalışıyor” şeklinde konuştu.

Suriye topraklarını işgal eden Türk devletinin kullandığı SMO çetesi hakkında konuşan Papaz Yûsif, “Kendilerine Suriye Milli Ordusu diyen teröristler Suriye topraklarını işgal ediyor. Onlar silahlı çetelerdir” dedi.

Halklar arasındaki ayrılıklardan dış güçlerin güç aldığını söyleyen Yûsif, bu nedenle düşmana karşı birlik olmanın gerektiğini söyledi.

Heres El Xabur Güçleri de Til Temir savunmasında

Türk devletinin amacının Kuzey-Doğu Suriye halklarını katliamdan geçirmek olduğunu söyleyen Til Temir’deki Heres El Xabur Güçleri, saldırılara karşı QSD’yle birlikte mücadele ettiklerini ve bölgeyi işgalcilerden temizlemek için üzerlerine düşen görevi yapacaklarını kaydetti.

QSD’nin yanında yer alan Asuri Heres El Xabur Güçleri (Xabur Nöbetçileri) Xabur köylerine konuşlandı. Heres El Xabur güçleri QSD ile birlikte meşru savunma temelinde Türk saldırılarına karşılık veriyor.

Til Temir ilçesindeki El Heres Xabur Meclisi komutanlarından Nebil Werde ve El Heres Xabur savaşçıları ANHA’ya konuştu.

İşgalci Türk devleti ve ona bağlı çetelerin Kuzey-Doğu Suriye’yi işgal saldırılarına karşı mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Nebîl Werde, “Türk devleti bölge halklarını ve tüm bileşenleri hedef alıyor. Amacı halkları katliamdan geçirmektir. Bizim görevimiz işgalcilerin saldırılarına karşı bölgelerimizi korumaktır. Topraklarımızdaki terörü bitirmek için bütün gücümüzle saldırılara karşı duracağız” ifadelerini kullandı.

Güçlerimiz ön mevzilerde
Heres El Xabur güçlerinin QSD’nin bir parçası olduğunu kaydeden Nebîl Werda, şunları söyledi: “QSD güçleri ile birlikte aynı mevzide Türk devleti ve ona bağlı çetelere karşı savaşıyoruz. Teröre karşı savaşta ve topraklarımızı terörden temizleme mücadelemizde şehitlerimizin kanı bir oldu. Güçlerimiz ön saflarda konuşlanmaya hazır. Bölge halklarını ve işgalci Türk devletinin işgali altındaki bölgeleri korumak için bizden hangi görevi yapmamız istenirse hazırız.”
Etnik temizlik peşinde
Görevlerinin bölgeyi korumak olduğunu dile getiren Heres El Xabur Güçleri savaşçısı Karas Doş, “Hiçbir dini tanımayan işgalci Türk ordusu ve çetelerinin bölgeyi işgal etme çabalarına karşı duracağız” dedi. Filip Hoşabe isimli savaşçı ise şunları ifade etti: “QSD güçleriyle birlikte mevzilerdeyiz. Türk devleti ve ona bağlı çetelerin vahşi saldırılarına karşı duracağız. İşgalci Türk ordusu yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan bileşenleri ve halkları göç ettirip yerine yabancıları yerleştirmek istiyor. Bu nedenle bölgede binlerce kişinin göç etmesine neden oldu. Türk devletinin amacı etnik temizliktir.”

Osmanlı’nın katliam varisi
Demokratik Asuri Partisi’nden Şemûn Kako, Türk devletinin işgal saldırısıyla saldırıyla Osmanlı’nın varisi olduğunu gösterdiğini belirterek, halkları da bir kez daha katliamlardan geçirmek istediğini söyledi.
Türk devletinin Osmanlı işgalciliğini yeniden diriltmeyi ve böylelikle halkları Osmanlılar zamanında olduğu gibi bir kez daha katliamdan geçirmeyi istediğini belirten Şemûn, şöyle konuştu: “Tarihte Asurilere yönelik gerçekleştirilen katliamları unutmadık. Seyfo ve Simele katliamlarını halen unutmadık. Türk devleti, DAİŞ’i kullanarak Asuri halkını yok etmek istedi ve bugün bir kez daha Simele ve Sefo katliamlarını tekrarlamak istiyor.”
Şemûn, Türk devletinin işgal saldırılarıyla bölgedeki tüm halk ve inançları hedef aldığına dikkat çekerek, Kuzey-Doğu Suriye’de yaşayan halkların Özerk Yönetim çatısı altında ortak bir yaşam sürdürdüğünü hatırlattı. Şemûn, “Hiçbir saldırıya sessiz kalmayacağız. Halkların bir kez daha katliamlardan geçirilmemesi için direnişimizi yükselteceğiz” dedi.
Türk devletinin kabul ettiği ateşkese uymadığını ve köylere dönük saldırılarını aralıksız bir şekilde sürdürdüğüne dikkat çeken Şemûn, saldırılara karşı hiçbir uluslararası güce değil, kendi güç ve iradelerine güvendiklerinin altını çizdi.

Güçlerimiz ön mevzilerde

Heres El Xabur güçlerinin QSD’nin bir parçası olduğunu kaydeden Nebîl Werda, şunları söyledi: “QSD güçleri ile birlikte aynı mevzide Türk devleti ve ona bağlı çetelere karşı savaşıyoruz. Teröre karşı savaşta ve topraklarımızı terörden temizleme mücadelemizde şehitlerimizin kanı bir oldu. Güçlerimiz ön saflarda konuşlanmaya hazır. Bölge halklarını ve işgalci Türk devletinin işgali altındaki bölgeleri korumak için bizden hangi görevi yapmamız istenirse hazırız.”

Etnik temizlik peşinde

Görevlerinin bölgeyi korumak olduğunu dile getiren Heres El Xabur Güçleri savaşçısı Karas Doş, “Hiçbir dini tanımayan işgalci Türk ordusu ve çetelerinin bölgeyi işgal etme çabalarına karşı duracağız” dedi. Filip Hoşabe isimli savaşçı ise şunları ifade etti: “QSD güçleriyle birlikte mevzilerdeyiz. Türk devleti ve ona bağlı çetelerin vahşi saldırılarına karşı duracağız. İşgalci Türk ordusu yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan bileşenleri ve halkları göç ettirip yerine yabancıları yerleştirmek istiyor. Bu nedenle bölgede binlerce kişinin göç etmesine neden oldu. Türk devletinin amacı etnik temizliktir.”

Osmanlı’nın katliam varisi

Demokratik Asuri Partisi’nden Şemûn Kako, Türk devletinin işgal saldırısıyla saldırıyla Osmanlı’nın varisi olduğunu gösterdiğini belirterek, halkları da bir kez daha katliamlardan geçirmek istediğini söyledi.

Türk devletinin Osmanlı işgalciliğini yeniden diriltmeyi ve böylelikle halkları Osmanlılar zamanında olduğu gibi bir kez daha katliamdan geçirmeyi istediğini belirten Şemûn, şöyle konuştu: “Tarihte Asurilere yönelik gerçekleştirilen katliamları unutmadık. Seyfo ve Simele katliamlarını halen unutmadık. Türk devleti, DAİŞ’i kullanarak Asuri halkını yok etmek istedi ve bugün bir kez daha Simele ve Sefo katliamlarını tekrarlamak istiyor.”

Şemûn, Türk devletinin işgal saldırılarıyla bölgedeki tüm halk ve inançları hedef aldığına dikkat çekerek, Kuzey-Doğu Suriye’de yaşayan halkların Özerk Yönetim çatısı altında ortak bir yaşam sürdürdüğünü hatırlattı. Şemûn, “Hiçbir saldırıya sessiz kalmayacağız. Halkların bir kez daha katliamlardan geçirilmemesi için direnişimizi yükselteceğiz” dedi.

Türk devletinin kabul ettiği ateşkese uymadığını ve köylere dönük saldırılarını aralıksız bir şekilde sürdürdüğüne dikkat çeken Şemûn, saldırılara karşı hiçbir uluslararası güce değil, kendi güç ve iradelerine güvendiklerinin altını çizdi.

Yazarın diğer yazıları

None Found


http://yeniozgurpolitika.net/asuriler-savas-cephesinde/

Yorumlar kapatıldı.