İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Işık hep Oradaydı’ raflarda

ABD’li yazar Nancy Kricorian, Türkçeye çevrilen üçüncü romanı “Işık Hep Oradaydı”da bu kez bizi işgal altındaki Fransa’nın başkenti Paris’e götürüyor. Zeynel Can Gündoğdu tarafından tercüme edilen, Aras Yayıncılık etiketiyle raflarda yerini alan roman Nazilerin Haziran 1940’ta Paris’e girmesiyle başlıyor. Kricorian romanında, Paris’in banliyölerinde yaşayan göçmen bir Ermeni ailenin dört yıl süren işgal ve savaşın getirdiği sefalet karşısında hayata tutunma çabasını anlatıyor. Siyasi şiddet, açlık, güvensizlik ve katliamların yaşandığı ortamda dahi direnişin ve umudun var olmaya devam ettiği Paris’te, aşk da romanda yer buluyor. Romanda, Ermeni aileler geçmişle bugün arasında gidip gelirken, onların tarihin tekerrür edeceğine dair duydukları korku, metindeki gerilimi artırıyor. Paris nasıl önce düşüp sonra direndiyse, romandaki karakterler de açlık, savaş ve verilen kayıplar karşısında tekrar tekrar yeniliyor, ancak pes etmiyor. Nancy Kricorian, bütün bu karanlığa rağmen çatlaklardan sızan ışığı gözler önüne seriyor.

Ailesi Adana’da yaşıyordu

ABD’nin New York kentinde yaşayan yazar ve aktivist Kricorian, Massachusetts eyaletinin Watertown kentinde, Ermeni toplumunun içinde büyüdü. Ailesi 1915’ten önce Adana ve Mersin’de yaşıyordu. İlk romanı Zabelle 1998’de basıldı. İkinci romanı Dreams of Bread and Fire ise 2017 yılında Ekmek ve Ateş Düşleri adıyla Aras Yayıncılık tarafından yayımlandı.

İSTANBUL


Yeni Yaşam Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.