İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Gonstantinoboli Hayları üstüne

Ragıp Zarakolu

Vercihan Ziflioğlu (Ziflian) bir anlamda İstanbul Ermeni toplumunun asi çocuğudur. Yeni çıkan Varla Yok Arasında /İstanbul Ermenileri (Sosyal Y.) kitabıyla da, bu asi kızlığını bir kez daha doğruluyor. Görüşlerinin bütününe katılmayabilirsiniz, ama sorunları örtmeden önemli sorular ortaya koyuyor. Vercihan her şeyden önce bir şair, yok olma tehlikesi altında olduğu saptanan diller arasında Batı Ermenicesi. 18. YY’dan itibaren rönesansını yapan, İstanbul’u bir kültür ve basın merkezine dönüştüren bir dil için bu çok acı. Bir anlamda, Doğu Avrupa Yahudilerinin dili olan Yidiş dilinin ya da, İspanyol/Safarad Yahudilerinin dili olan Ladino’nun akıbetini paylaşıyor Batı Ermenicesi. Ermeni dilinde eğitimin Lozan Barış Antlaşmasının “koruması” altında olmasına karşın.

Belge’de dedesinin İzmir 1922 Günlüğü’nü yayımladığım için onur duyduğum Prof. Dr. Dora Sakayan, Batı Ermenicesini, akademik düzeyde inceleyen, bunları kitaplaştıran araştırmacılardan biridir. Marmara Gazetesinin Editörü Rober Haddeciyan, Batı Ermenicesini hem gazetecilik dili hem de edebiyat dili olarak inatla ayakta tutanlardan biridir. Ve elbette Agos’un Ermenice sayfalarının editörü olan üstat Gobelyan ve onun misyonunu devam ettiren Sarkis Seropyan’ı anmadan geçmeyelim. Ya da Batı Ermenileri folklorunu araştıran, yine ve kitaplarını yayımlamaktan onur duyduğum, İstanbul Ermenilerinin folklorunu kitaplaştıran Prof. Dr. Verjine Svazlian’ı…

Ama Vercihan aynı zamanda birçok ödül alan başarılı bir gazeteci. Daha önemlisi ilkeli bir gazeteci. Gazeteciliğin çıraklık dönemini de Marmara gazetesinde ve daha sonra Agos’un ilk döneminde yaptı.

Ve daha sonra başarılı gazeteciliğini büyük medyada sürdürdü. Bu da kolay iş değil, Hem ilkeli olmak hem de kendini kabul ettirip, saydırmak. Hele medyada. Hürriyet grubu içinde Hürriyet Daily News’un (devralınmadan önce adı Turkish Daily News) idi görece özerk konumu olmuştur. Türkiye’deki diplomatik çevrelerin, yabancı iş ve kültür çevrelerinin takip ettiği bir yayın organı olduğu için belli bir düzeyi tutturmak zorundadır. Bunun için Hürriyet’in giremediği konulara girme, daha nesnel olarak ele alma, ya da öyle bir izlenim yaratmaya çabalama kaygısı olmuştur Daily News’un. Türkiye, Avrupa, diyaspora ve Ermenistan’da yaptığı çok iyi röportajları yayınladı orada Vercihan ve vazgeçilmez elemanlarından biri oldu. Keşke Vercihan röportajlarını kitaplaştırsa. Erivan’da hapsedilen Sarkis Haspanyan ile hapishanede yapmayı başardığı harika röportaj aklıma düştü şimdi. İşte gazetecilik budur demiştim, biryandan da bunun hikayesini dinlerken gülerek.

Sadece Batı Ermenicesi değil, Türkiye basını da bir sönümlenme sürecinde, en ağır koşullarda misyonunu devam ettiren muhalif basın dışında…Neyse ki, Marmara’sı ile, Jamanak’ı ile, Agos’u ile Ermeni basını ayakta.

Vercihan, Ermeni toplumu içinde ’90’lı yıllarda başlayan uyanış dönemine ve bunun trajik sonlanışına tanıklık ediyor bu kitabında.

’90’lı yıllarda Türkiye Ermeni toplumu, bu uyanışın önünü açan iki insanı Hrant Dink’i ve Patrik Mesrop Mutafyan’ı trajik bir biçimde kaybetti. İki önemli kurban verdi bu toplum ve tam bir belirsizlik dönemine girdi. (*)

Kitabın 1960 sonrası kurulan ilk Marksist yayınevi Sosyal Yayınlar tarafından yayımlanması beni ayrıca sevindirdi. Sevgili Zeynep Aytekin’in, babası Enver Aytekin’den devraldığı yayıncılık misyonunu başarıyla sürdürdüğü için mutluyum.

Hasılı Vercihan’ın bu görünüşte pek hacimli olmayan kitabı, hayli belalı, çapraşık konulara el atıyor. Bunun sağlıklı tartışmalara yol açması dileği ile.

(*) Birlikte yola çıkan ve daha sonra yol ayrımına giren Hrant Dink/Patrik Mesrop Mutafyan’ın ortak trajedisine ilişkin şu yazılarıma bakılabilir:

İkinci Gomidas Olayı (27 Haziran 2011) ve  II. Mesrob çarmıhtan indi (10 Mart 2019)

https://www.evrensel.net/yazi/84796/gonstantinoboli-haylari-ustune

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın