İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türk Yunan düğünü.. Haydaaa hoppa….

Yalçın Aras

Çok severek izlemiştim ‘Yabancı Damat’ dizisini…
Kızımız Sezin ile oğlumuz Antonios, lise bittikten sonra ABD’ye üniversite eğitimine gitmişler ve orada tanışmışlar.
Genel olarak yurt dışına çıkıldığında bize en yakın kültürlerden biridir, komşumuz Yunanistan.
Çok uluslu toplantılarda, seminerlerde veya eğitimlerde de genel olarak Türkler ile Yunanlılar bir araya gelirler ve arkadaşlık kurarlar.
İki ülkenin politikaları, komşu ülke olmamız, geçmişe dayanan tarihteki rekabet ve iç içelik, bizleri birbirine uzaklaştırmamış tam tersine her zaman yakınlaştırmıştır diye düşünüyorum.
Şahsen Türk ve Yunan halklarının her zaman birbirini sevdiklerini ve aynı kültürü paylaştıklarını gördüm, yaşadım ve halen de müşterilerimle yaşıyorum.
Sözü fazla uzatmayalım…
Derken çok sevdiğim arkadaşlarım Dr. Sedat ve Halime Yiğit çiftinin biricik kızları Sezin Yunanistan’a gelin gitti.
Düğünlerin ilki  İstanbul’da diğeri ise Atina yakınlarında Kiato denilen bir küçük sahil kasabasının Klimenti köyünde gerçekleşti.
Eğer yolunuz bir gün Atina Patra arasına düşerse çok sayıda piramide benzeyen sivri sivri  dağlar göreceksiniz. İşte, bu dağların birinin en sivri tepesinde düğün gerçekleşti.
Yıllarca çalıştığım ve defalarca gittiğim, tesadüf aynı kasabasından bile geçtiğim yerlere arkadaşımın kızının gelin gideceği kimin aklına gelirdi.
Şimdi biraz da dedikoduya girelim…

Şaka bir yana damadımızın babası eskiden Kiato’da belediye başkanlığı yapmış bir inşaat mühendisi.
Klimenti isimli köyünden hiç kopmamış, köyün en tepesine, ormanların içine bir küçük şato misali ev yaptırmış ve ataerkil aile geleneğini bağlı, muhafazakar bir politikacı olarak yaşamını sürdürüyor.
Kilise merasimi ve çıkışta gelin ile damadın suratına Allah ne verdi ise pirinç yağmuru haricinde sanki Türkiye’de düğün yapılıyormuş gibi hissettiğimi söyleyebilirim.
Baba evinde yapılan düğüne hani magazin sayfalarında yazar ya ‘seçkin bir misafir topluluğu’ işte öyle bir kalabalık ve ciddiyet had safhada. Lakin yemekten sonra…!
Vur patlasın çal oynasın. Bizde genelde çifte telli ve göbek havası, onlarda ise ele ele tutuşup tıpkı Karadeniz horonu gibi veya halay şeklinde… 
İki ileri bir geri hoppa…!!!
Asıl samimiyet bundan sonra başlıyor ve biraz da içeceklerin etkisi ile Türk Yunan dostluğu zirve noktasında…. haydaaa….!!!!
Tam müzik ve oyun havaları kıvamına varmış arada bir Türkçe Tarkan’dan Yakalarsam şarkısı, arkasından oynamaya geldik oynamaya…
Düğün dernek göbek atmayaaaa..
Hayatlarını ABD’de sürdürecek çifte şimdiden bahtlarının açık olmasını ve ömür boyu mutlu olmalarını dileyerek sizleri ekonominin dışına çıkarmaya ve hayatta asıl bunlar için yaşadığımızı bir kez daha hatırlatarak…
Onlar erdi muradına biz çıkalım kerevetine diyerek bir düğünü dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım.

Saygılarımla

http://www.ekohaber.com.tr/ekohaber-yalcin-aras-10-09-2019-yazisi-yazi_id-32477.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın