İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Adana’da nereler gezilmeli? Adana’da ziyaret edilmesi gereken yerler!

Türkiye’nin en sıcak şehirlerinden biri olan Adana’yı bu yıl yerli yabancı turistler ziyaret ediyor. Adana’yı gezmek isteyen vatandaşlar, Adana’da nerelerin gezilmesi gerektiğini merak ediyorlar. Peki Adana’da nereler gezilmeli? Adana’da ziyaret edilmesi gereken yerler!

Turistik kentlerimizden biri olan Adana bu yaz da vatandaşlarımız tarafından ziyaret edilmeye başlandı. Adana‘yı gezmek isteyen vatandaşlar, Adana‘da nerelerin gezilmesi gerektiğini merak ediyorlar. Peki Adana’da nereler gezilmeli? Adana’da ziyaret edilmesi gereken yerler!

1. TAŞ KÖPRÜ – ADANA

Adana Taş Köprü Seyhan Nehri üzerindedir. IV. (385) yüzyılda Roma İmparatoru Hadrianus tarafından yaptırılmıştır. Yüzyıllarca Avrupa ile Asya arasında önemli bir köprü olmuştur. Harun Reşit (766-809) bazı eklerle Adana Kalesine birleştirmiştir. IX. yüzyıl başında Harun Reşit’in oğlu olan 7. Abbasi Halifesi Memun (786-833) tarafından onartılmıştır. III. Ahmet (1713), Kel Hasan Paşa (1847), Adana Valisi Ziya Paşa (1789) tarafından da değişik zamanlarda tamirat görmüştür. Bu üç onarımının yazıtları mevcuttur. Son onarım, 1949 yılında yapılmıştır.

Taş Köprü 319 m uzunluğunda ve 13 m yüksekliğindedir. 21 kemerinden 14’ü ayaktadır. Ortadaki büyük kemerde iki aslan kabartması görülmektedir. Dünya’nın halen kullanılan en eski köprülerden biri olarak bilinmektedir.


Nasıl Gidilir: Adana Yeni Valilik Binasına 3,7 km mesafede bulunmakta olup şehir Merkezinden şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir.

2. YILAN KALESİ – ADANA

Yılan Kalesi’nin Özellikleri Nelerdir?

Toros Dağları’nı aşarak Antakya’ya giden tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan Yılan Kalesi, Orta Çağ’da Çukurova’nın Haçlı işgali döneminde Bizanslılar tarafından yapılmıştır. Anavarza, Tumlu ve Kozan Kaleleri gibi ovadaki diğer kaleleri de görüş alanının içine alan kalenin 8 yuvarlak burcu vardır. Kalenin güneyinde yer alan nizamiye kapısından itibaren taş basamaklı merdivenlerle teraslara çıkılmaktadır. Kilise ve sarnıcı bulunan kalenin, garnizonu en üst bölümde yer almıştır. Sarp kayalar üzerine yapılmış olan kalenin önemli bir sanat değeri vardır.

Eski adı Govara (Kovara) olan kaleye, yörede Şahmeran efsanesinin geçtiği yer olarak kabul edilmesinden dolayı, ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi 17. yy’da Şahmeran Kalesi adını vermiştir. Daha sonra Yılan Kale adını alan bu yapı, son derece zeki biçimde tasarlanan ve yerleştirilen sağlam surları, burçları, kale meydanına üç kapıdan sonra ulaşılabilmesi ve kapıları birbirine bağlayan portatif merdivenleri ile fethedilmesi zor bir kale olmuştur. Yapı üzerinde Bizans, Haçlı ve Ermeni onarımlarına ait duvar kalıntıları göze çarpmaktadır. Ermeni onarımları, pervaz, pencere ve kapı üstü tonozlarında kendini gösterir. Bu onarımları belgeleyen bir Ermeni yazıtı da yapı üzerinde mevcuttur.

Yılan Kalesi’ne Nasıl Gidilir?

Ceyhan Nehri kıyısında Misis’in kuzey doğusundadır. Ceyhan İlçesine giden vasıtalar ile ulaşım sağlanır.

3. BÜYÜK SAAT KULESİ – ADANA

Adana Büyük Saat Kulesi Seyhan ilçesi Ali Münif Caddesi üzerinde bulunmaktadır. 1881 yılında Vali Ziya Paşa tarafından yapımına başlanmıştır.1882 yılında Vali Abidin Paşa tarafından tamamlattırılmıştır.

Kule, kesme taştan yapılmıştır. Uzunluğu 32 metre olan kule kare prizma şeklindedir ve kulenin duvarları tuğla ile inşa edilmiştir. Temel derinliği 35 metre olduğu söylenir. Saat kulesi dikdörtgen şeklinde taş tuğlalardan yapılmıştır. Kulenin inşası sırasında Osmanlıda Saat kuleleri vardı. Bu saat kuleleri arasında en uzunu Büyük Saattir. İkincisi ise Dolmabahçe Saat Kulesi’dir. Örme işlemi oldukça zor olan küçük taş tuğlalardan imal edilmiş ve yapımından uzun bir süre sonra Almanya’dan özel olarak saat makinesi getirilmiştir. O kadar sağlam yapılmıştır ki 1998’deki Adana depreminde ayakta kalmayı başarabilmiştir.

4. ANAVARZA – ADANA

Tarihi 2100 yıl öncesine giden ve en parlak dönemini Roma İmparatoru Septimius Severus’un ödüllendirmesiyle M.S. 2’nci yüzyılda yaşamaya başlayan Anavarza, zaman içinde önemli bir kent haline gelerek 408 yılında Kilikya Başkenti unvanına kavuşmuştur. Bizans Dönemi’nde önemini devam ettiren, sonraki yıllarda Ermeniler, Abbasiler, Selçuklular, Ramazanoğulları, Osmanlılar gibi çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan Anavarza’da farklı kültürlere ait izleri bir arada görmek mümkün. Bu kültürel zenginliği sayesinde de UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alması uygun görülen kent; kalıntıları, tarihi ve efsaneleri ile dikkat çekiyor.

Bir süreliğine bölge başkentliği yapan Anavarza’nın bu dönemde şenlik ve spor müsabakalarının da merkezi olduğu biliniyor. Stadyum ile tiyatro kalıntılarını gördüğünüzde bir zamanlar sahnelenen oyunlar ve heyecanlı yarışlar gözünüzün önünde canlanacaktır. Antik kentte sütunlu yol, mozaikli havuzlar ziyaretçilerin ilgisini çeken diğer kalıntılar. 6’ncı yüzyıla ait Kaya Kilisesi ve Havariler Kilisesi Bizans, batı kapısının dışındaki bir kulede görülen Arapça Kitabe ise Abbasi Dönemi’ne işaret ediyor. Anavarza ören yerini çevreleyen surlar bin 500 metre uzunluğunda ve giriş kapılarından biri 3’üncü yüzyıl olarak tarihlendirilen zafer takı biçiminde tasarlanmış. Halen devam eden kazı çalışmalarında tespit edilerek bir bölümü açığa çıkarılan 32 metre genişliğe ve bin 700 metre uzunluğa sahip olan yolu ise antik dünyanın en geniş ve büyük sütunlu caddeleri arasında. Kentin yüzlerce yıl stratejik önemini yitirmeyen kalesi 200 metre yüksekliğinde ovaya hâkim bir tepede yükseliyor. Yolu son derece dik ve sarp olduğu için çıkış zahmetli olsa da 11’inci yüzyılın ortalarına tarihlendirilen kiliseyi ve Çukurova’nın panoramik manzarasını görmek isteyenler için zor olmaktan ziyade keyifli bir tırmanış olacaktır.

Anavarza Ziyaret Saatleri Kış Dönemi: 09:00-16:30

Anavarza Ziyaret Saatleri Yaz Dönemi: 09:00- 19:00

Anavarza Giriş Ücreti: Ücretsiz

Nasıl Gidilir: Kozan İlçesinden Dilekkaya(Anavarza) Köyüne giden vasıtalarla gidilir.

5. SABANCI MERKEZ CAMİ – ADANA

Türkiye’nin ve Orta Doğunun en büyük cami’sidir. Adana’nın Reşatbey semtinde, Merkez Park’ın güneyinde ve Seyhan Nehri’nin batı kıyısında yer alan cami, 1998 yılında hizmete açılmıştır. 32 metre çaplı ana kubbesi vardır. Caminin proje mimarı Necip Dinç’tir. 20.000 kişilik cami (açık alanın düzenlenmesiyle 28.000 kişi), son cemaat mahaliyle birlikte 6600 metrekareye yayılmıştır; 9 fil ayağı üzerine oturur. Klasik Osmanlı mimarisi tarzında yapılmıştır. Genel görünüm olarak Sultan Ahmet Camii’ne, plan ve iç mekân olarak Selimiye Camii’ne benzer. 4 yarım-kubbe, 5 kubbe, 6 minaresi vardır; bunlar 4 halife ve 4 mezhebe, İslam’ın 5 şartına, imanın 6 şartına karşılık gelmektedir. 32 metre çaplı ana kubbe 32 farza, avludaki 28 kubbe Kur’an’da adı geçen 28 peygambere, ana kubbedeki 40 pencere Muhammed’in peygamber olduğu yaşa ve 40 rekat namaza, 99 metrelik 6 minare Allah’ın 99 güzel ismine karşılık gelir. Caminin temeli 13 Aralık 1988’de atılmıştır. 65 bin metrekarelik arsası Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından Türkiye Diyanet Vakfı’na devredilmiş; halkın bağışları ile caminin %50’si tamamlanmıştır. Geri kalan %50, Hacı Sabancı ve onun ölümünden sonra Sabancı ailesi tarafından karşılanmış; bu nedenle başlangıçta Merkez Camii olması düşünülen adı Sabancı Merkez Camii halini almıştır.

Nasıl Gidilir: Şehir merkezinin doğu tarafında yer alan bu camiye ulaşım çok kolaydır.Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir.

6. KIZILDAĞ YAYLASI – ADANA

Adını Kızıldağ’dan alan yaylaya, Karaisalı İlçesi’nden 27 km asfalt yolla ulaşılır. Karaisalı İlçesi halkının yoğun olarak rağbet ettiği Kızıldağ Yaylasında; kır kahveleri, kır lokantaları, bakkallar, fırınlar ve kasaplar hizmet vermektedir. Elma, armut, kiraz, vişne ve ceviz ağaçları ile iç içe olan yaylada kamp kurarak Kızıldağ’ da yürüyüş yapılabilir, yaban hayatı incelenerek fotoğraf çekilebilir.

Nasıl Gidilir: Karaisalı İlçesi’nden 27 km. asfalt yolla ulaşılır.

7. BEBEKLİ KİLİSE – ADANA

Tepebağ’da 1880’li yıllarda, St. Paul adına yaptırılmış, bir İtalyan Katolik kilisesidir. Kilisenin tepesinde, 2.5 m. boyunda tunçtan yapılmış Meryem Ana heykeli bulunmaktadır. Bu heykelin bebeğe benzemesi nedeniyle Bebekli Kilise adı verilmiştir.

Nasıl Gidilir: Şehir merkezinde yer aldığı için her türlü dolmuş, halk ve belediye otobüsleri ile gidilir.Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir.

8. ALADAĞ-MEYDAN YAYLASI – ADANA

Aladağ ilcesine 6 km. uzaklıkta olan yaylaya stabilize yol ile ulaşılmaktadır. 1700 m. rakımda bulunan yayla, ardıç, çam, köknar, sedir ağaçları ve meyve bahçeleri ile içiçedir. Kır lokantaları (Et ürünleri ağırlıklı) kahveler, bakkallar hizmet vermektedir. Telefon ve elektriğin mevcut olduğu yaylada, yayla mimarisine uygun ahşap ve taş yapılarda konaklanmaktadır. Ormanlık alan kıyısında kamp kurularak piknik yapılabilir. Aladağ ilçesinden minibüs ile gidilebilir.

Nasıl Gidilir: Aladağ ilcesine 6 km. uzaklıkta olan yaylaya stabilize yolla ulaşılmaktadır.

9. MİSİS KÖPRÜSÜ – ADANA

Adana’ya 27 km. uzaklıktaki Misis, Ceyhan Nehri (Pyramos) kenarında, tarihi yol üzerindedir. Misis’in tarihi; üzerinde bulunduğu muhtemelen neolitik döneme (M.Ö. 6000) tarihlenecek Höyük ile başlar. Misis’i Truva kahramanlarından Mopsus’un kurmuş olduğu söylenmektedir. Hitit, Asur, Makedonya ve Selevkosların eline geçmiş, Roma ve Bizans dönemlerinde de önemli bir merkez olmuştur. Daha sonra M.S. 8.yy.’dan itibaren yeniden imar edilmiş ve birçok savaşa sahne olmuştur. 1517’den sonra Osmanlı Devleti’nin hakimiyetine girmiş olan Misis’te bugün ayakta kalmış olan eserler; M.S. 4.yy.‘a ait mozaikler, 9 gözlü taşköprü, akropoldeki surlar ve şehir kalıntıları ile 1542 yılında yaptırılan Havraniye Kervansarayı ve 1648 yılında yaptırılmış tek kubbeli kübik mescittir. Misis ile Ceyhan arasında bulunan Sirkeli Höyüğü’nün tarihi de neolitik döneme kadar gider. Höyüğün kenarında bir kayaya oyulmuş 2 adet taş kabartmanın, Hititlere ait bir yol işareti olduğu sanılmaktadır

Nasıl Gidilir: Ceyhan Nehri kenarında olduğu için Adana İlinin Ceyhan İlçesine giden her türlü vasıta ile gidilebilir.

10. ULU CAMİ – ADANA

Ulu cami büyüklüğü ve tarihî açısından Adana’nın önemli eserleri arasında gösterilmektedir. Selçuklu, Memlûklu ve Osmanlılar devrine ait mimarî karakterleri üzerinde toplayan bu eserin üç ayrı kitabesinden, ilk defa 1513 yıllarında Ramazan oğlu Halil Bey tarafından inşasına başlandığı, 1541 yılında Halil Beyin oğlu Piri Mehmet Paşa tarafından bitirilerek ibadete açıldığı anlaşılmaktadır. Esas binanın batı tarafındaki giriş kısmının, Ramazan oğlu Halil Beyin yaptırdığı bilinmektedir. Giriş kapısının üzerinde kademeli bir sistemle yukarı doğru sivrilen stalâktitli konik çatının Selçuklu mimarisi karakterinde yapılmış olması, XVI. yüzyılda küçük bir beylik halinde bulunan Ramazanoğullar’ının burada önce küçük bir mescit yaptırdığı fakat daha sonra Beyliğin büyümesi ve mescidin yeterli olmaması ile bugünkü esas binanın yapılmış olduğu düşünülmektedir. Bütünüyle 34,50 x 32,50 m. ölçüsünde, kareye yakın dikdörtgen. plânlı olan Ulu Caminin, batı ve doğu yönündeki iki büyük kapısından avluya girilmektedir.

Caminin esas ibadet mekânına ilâveten, bölgenin sıcak oluşu ve daha fazla cemaatin ibadet etmesi düşünülerek avlunun bir kısmı ahşap örtü sistemi ile kapatılarak büyük bir son cemaat yeri haline getirilmiştir. Doğu cephedeki avlu kapısında ve caminin esas mekânının cephesinde, siyah ve beyaz mermer levhalar kullanılarak cephe görünüşüne renk katılmıştır. Yarı sivri kemerlerin konturları stalâktit ve bitki motifleri ile süslenmiştir. Enine uzanan dikdörtgen plândaki esas ibadet mekânı, Kıble duvarına paralel konmuş 4 sütun ile iki nef (şahın) teşkil etmekte ve sütunlar hafif sivri kemerlerle birbirine bağlanmaktadır. Kıble duvarında etrafı siyah mermerden yapılmış bir bordürle çevrilen mihrabı ile bilhassa caminin Kıble duvarını kaplayan XVI. ve XVII. yüzyıla ait Çinileri ilk bakışta dikkati çekmektedir. Adana Ulu Camisi, son cemaat mahalli formundaki harimin batısındaki dikine mekânı ile Adana Hasan Ağa Camisi, Adana Kemeraltı Camisi ve Ceyhan Kurtkulağı Köyü Camisi gibi bazı mahalli eserleri etkilemiştir.

Nasıl Gidilir: Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir.

11. AYAS ANTİK KENTİ – ADANA

Antik Kilikya’nın önemli liman kenti olan Aegeae M.Ö. 1.yy.‘da en parlak dönemini yaşamıştır. Kentin ayakta kalan eserleri, Ayas Kalesi, Süleymaniye Kulesi ve Marko Polo İskelesi’dir. Asklepieion adı verilen Helenistik döneme ait olan ayrıca hastane ve tapınak kalıntılarıyla da ünlü olan kenti, Marko Polo doğuya yaptığı geziler sırasında iki kez ziyaret etmiştir.

Nasıl Gidilir: Adana merkezden Yumurtalık İlçesine giden vasıtalarla gidilir.

12. VARDA KÖPRÜSÜ – ADANA

Adana-Ankara istikametinde, Karaisalı İlçesi Hacıkırı Köyünün yaklaşık 2 km. kuzeyinde bulunan Varda Köprüsü halk tarafından Koca Köprü diye anılmaktadır. Osmanlı Hükümdarı 2. Abdülhamit ile Alman İmparatoru Kaiser Wilhem tarafından imzalanan sözleşme ile İstanbul-Bağdat-Hicaz Demiryolu hattını tamamlamak üzere 1907-1912 yıllarında inşa edilmiştir. Köprü 99 m. yüksekliğinde ve 172 m. uzunluğunda olup derin bir vadiyi birbirine bağlamaktadır. Varda Köprüsünün bir diğer önemli ve ilginç özelliği ise düz bir köprü olmayıp virajlı olmasıdır.

https://www.superhaber.tv/basin-bayrami-onemi-nedir-ne-zaman-kutlanir-24-temmuz-basin-bayrami-haber-213548

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın