Akdamar Adası Van ve Bitlis illeri arasında Van Gölü’nün içinde yer alan ikinci büyük ada olarak biliniyor. Ayrıca adada mimarisi ve işlemeleri ile göz kamaştıran bir kilise bulunuyor. Ahh Tamara adlı hikaye de bu topraklarda geçmiş. Hem kiliseyi hem de bu hikayeyi Instagram’da Gezgininayakizleri hesabının sahibi gezgin Cüneyt Durhan sizler için yazdı. Keyifli okumalar!
Türkiye videosu çekimlerim sırasında ziyaret ettiğim şehirde görmek istediğim yerlerin başında geliyordu Akdamar Kilisesi. Yakın bir zamanda ziyarete açılan kilise oldukça ilgi görüyor. Akdamar Adası’nda bulunan bulunan kiliseye ulaşım için Van şehir merkezinden araç kiralamayaparak yaklaşık 1 saatlik yolculuğun ardından orada olabilirsiniz. Adaya gideceğinizi söylerseniz sizi adaya giden teknelerin kalktığı limana bırakırlar. Limandan doldukça kalkan teknelerle 15dakika süren bir yolculuktan sonra adaya ulaşıyorsunuz. Adaya 10TL ücret ödeyerek ya da müze kart ile ücretsiz giriş yapabilirsiniz.
MS 915-921 yılları arasında kral 1. Gagik denetiminde Keşiş Manuel tarafından inşa edilen Akdamar Kilisesi (Kutsal Haç Kilisesi), Kutsal Haç şeklinde tasarlanmış. Kilisede, İncil ve Tevrat’tan dini ve günlük konuların işlendiği kabartma ve taş işlemeciliğinin en güzel örneklerini görebilirsiniz. Kubbenin içindeki uzun duvarda yer alan Hz.İsa figürünün yapıldığı günden günümüze kadar korunması kilisenin değerini daha da arttırıyor.
Kilisenin duvarlarında ayrıca Hz.Davut ile Kral Goliat’ın mücadelesi, Yunus Peygamberin denize atılması, Hz.Meryem ve kucağında Hz.İsa ve ateşte üç ibrani gencinin resmedilişini görebilirsiniz. Diğerlerinin aksine Akdamar Kilisesi’nin dış süslemeleri de, özellikle zengin bir şekilde resmedilen hayvan figürleri, oldukça dikkat çekici. Van’a geldiğinizde mutlaka görmelisiniz diyeceğim yerlerden.
AHH TAMARA…
Adada geçen Ah Tamara hikayesini bilmeyen yoktur. Kısaca anlatmak gerekirse, Ahdamar (Akdamar) adasında yaşayan keşişin dünyalar güzeli kızı Tamara, bir gün Gevaş ilçesinin köylerinde babasıyla dolaşırken bir çobanın oğluyla karşılaşır. Tamara ile çobanın oğlu arasındaki ilişki zamanla büyür ve çobanın oğlu Tamara’yı görmek için Akdamar Adası’na yüzerek gitmeye başlar. Tamara ile genç bir fener yardımıyla birbirleriyle haberleşir ve buluşurlar. Derken keşiş durumu öğrenir ve kızının çobanın oğluyla görüşmesini istemez. Fırtınalı bir gecede keşiş kızından habersiz kayalıklara gider ve gence adaya yüzerek gelmesi için feneri yakar. Genç yüzmeye başlar ancak bir türlü kıyıya ulaşamaz çünkü keşiş gencin yorulması için feneri kıyı boyunca dolaştırır durur. Böylelikle genç yorulur ve daha fazla yüzmeye gücü kalmayınca “AH TAMARA, AH TAMARA” bağırışları suda yankılanarak boğulur. Bunu duyan Tamara ise kendini fırtınalı havada suya atar ve sevdiğiyle sulara gömülür.
Keşfetmeniz dileğiyle…
İlk yorum yapan siz olun