İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bir yazar ve onun üç değerli kitabı

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

Dönem içinde Türkiye’yi soykırımla suçlayan ülkelerin parlamentolarında aldıkları kararların hukuksuzluğu birçok uluslararası mahkemenin kararlarının yanı sıra son olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve AİHM Büyük Kurulu’nun kararlarıyla da tescil edilmiştir.

Dr. E. Kur. Alb. Ömer Lütfi Taşcıoğlu’nun üçü Nobel Akademik Yayınlarından ikisi Kayhan Yayınlarından olmak üzere toplam beş kitabı ve iki kitap bölümü yayımlanmıştır. Nobel Akademik Yayınları tarafından basılan “ABD’nin Küreselleştirme Politikaları, Ortadoğu’da Türkiye’ye Biçilen Rol” adlı eserinde 21. asrın tarihini yazmaya soyunan ABD’nin, ulusal hedeflerine ulaşmada hiçbir engel tanımayarak işgale bile başvurduğu, bu kapsamda Irak’ın kuzeyinde oluşturulan Güney Kürdistan üzerinden Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki ayrılıkçı unsurların kışkırtılması suretiyle Türkiye’yi zayıflatmaya ve BOP kapsamında parçalamaya çalıştığı belgeleriyle anlatılmaktadır.

Kitapta ABD ve İsrail’in Ortadoğu, Kıbrıs ve Türkiye üzerindeki hedefleri, Irak’ta kurulan Güney Kürdistan’ın Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile birleştirilerek konfederal yapıda Türkiye’ye bağlanması suretiyle

Türkiye’den ve Irak’tan kopartılacak topraklar üzerinde Büyük Kürdistan’ın (İkinci İsrail’in) kurulması planları, bu kapsamda Anayasa değişikliği ile Türkiye’nin parçalanmasının hukuki alt yapısının hazırlanması ve bölünmeye karşı direnen TSK’nin yıpratılması suretiyle direncinin kırılması için sürdürülen faaliyetler belgeleriyle ele alınmak suretiyle bu tehlikeli senaryolara karşı alınması gereken önlemler konusunda Türk halkına ve yönetim kademelerine ışık tutulmaya çalışılmıştır. Kitap bugüne kadar iki baskı yapmıştır.

TÜRK-ERMENİ LŞKİLERİNDE TARİHİ, SİYASİ VE HUKUKİ GERÇEKLER 

Ö. Lütfi Taşcıoğlu’nun Nobel Akademik Yayınları tarafından basılan 2. Kitabı “Türk-Ermeni İlişkilerinde Tarihi, Siyasi ve Hukuki Gerçekler” adını taşımaktadır. Kitap yazarın “Belgelere göre Türk-Ermeni İlişkilerinde katliam ve soykırım iddiaları” adlı doktora tezine dayanmaktadır.

Söz konusu kitapta Ermenilerin tarihi, kökeni, Büyük İskender, Partlar, Araplar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde Ermenilerin yaşam şartları ve özellikle Türk idaresinde Ermenilere verilen olağanüstü hak ve yetkilere rağmen Büyük Devletlerin kışkırtmalarıyla Ermenilerin Osmanlı Devleti topraklarında bağımsız bir Ermenistan kurmak için çıkardıkları isyanlar, bu isyanlar sonunda alınan zorunlu göç kararı ve göçün uygulanma şekilleri, Ermenilerin Türklere yaptığı mezalim, soykırım iddialarının hukuki ve siyasi açıdan incelenmesi, Ermenistan-Türkiye ilişkileri ile Ermenistan’ın ve dış ülkelerin Türkiye’ye yönelik faaliyetlerinin etkisiz kılınması için alınması gereken tedbirler detaylı olarak ortaya konulmuştur. Bu açıdan bakıldığında “Türk-Ermeni İlişkilerinde Tarihi, Siyasi ve Hukuki Gerçekler” adlı ilk kitap bu alanda kaleme alınmış önemli bir müracaat dokumanı niteliğindedir.

YABANCI DEVLETLERİN TÜRKİYE’Yİ PARÇALAMA PLANLARI 

Taşcıoğlu’nun Nobel Akademik Yayınları tarafından basılan 3. Kitabı ise “Yabancı Devletlerin Türkiye’yi Parçalama Planları” adını taşımaktadır.

Bu kitabın Ömer Lütfi Taşcıoğlu, tarafından kaleme alınan önsözünden, Türklerin tarihin her döneminde, güçlü bir devlet yapısına ve güçlü bir orduya sahip olmaya çalıştıkları, Anadolu’nun ilk yerleşiklerinin Türkler olduğu, dünyadaki alfabelerin kökeninin de Türkçeye dayandığı gibi, önemli tarihi gerçekleri öğreniyoruz:

“Dünya tarihi Milattan önceden günümüze kadar Türkleri tarih sahnesinden silmek isteyen kavim ve devletlerle Türkler arasında yaşanan mücadelelere sahne olmuştur. Bu nedenledir ki Türkler tarihin her döneminde güçlü bir devlet yapısına ve güçlü bir orduya sahip olmaya çalışmışlardır. Mete Han’ın M.Ö. 209 yılında ilk Türk ordusunu kurması Türklerin varlığını güçlü bir orduya dayanarak koruma ihtiyacından kaynaklanmıştır.

Esasen Türklerin Anadolu coğrafyasındaki varlığı bazılarının iddia ettiği gibi 1071 Malazgirt zaferi ile başlamamıştır. 1071 Türklerin Anadolu’ya kalıcı olarak son kez yeniden ayak bastıkları tarihtir. Rahmetli Kâzım Mirşan’ın ve Servet Somuncuoğlu’nun tespitleri Türklerin 16.000 yıldır Anadolu’da var olduklarını göstermektedir. Erzurum ilinin Karayazı ilçesinin Salyamaç köyünün Cunni mağarasında 1965 yılında Dr. Hermann Vary ve Prof. Dr. İsmail Yalçın tarafından tespit edilen kaya yazıtlarındaki harf ve resimlerin 24 Oğuz boyundan 12’sinin damgalarıyla aynı olması Anadolu’nun ilk yerleşiklerinin Türkler olduğunu tartışmasız şekilde ortaya koymaktadır.

Türklerin göçebe bir hayat yaşadıkları ve ileri bir medeniyet kurmadıkları tezinin yanlışlığı da Essik Göl civarında bulunan Altın Elbiseli Adam ve Tamgalı Say buluntuları ile kanıtlanmıştır. Kâzım Mirşan’ın Sölgentaş mağarasındaki ve Tamgalı Say vadisindeki tespitleri yazının M.Ö. 16.000 yılında Türkler tarafından icat edildiğini ve dünyadaki alfabelerin kökeninin de Türkçe’ye dayandığını göstermektedir.

Kâzım Mirşan Latin, Yunan, Fenike ve Kiril alfabelerinin ön Türkçe’den oluştuğunu, Roma kültürünü kuranların da Etrüskler olduğunu, İskandinavya ve Avrupa’da 5000’den fazla Türkçe yazıt olduğunu, Mısır’dakilerin iki katı büyüklüğündeki piramitlerin Türkler tarafından yapıldığını ispatlamıştır.

Kâzım Mirşan’ın tespitleri Atatürk’ün Türk Tarih Teziyle de örtüşmekte ve bilinen Türk tarihini 16.000 yıl geriye taşımaktadır. Son olarak Anadolu’nun merkezinde bulunan Göbekli Tepe de Kâzım Mirşan’ın tespitlerini doğrulamaktadır.

Bütün bu gerçekler ortada iken Anadolu’nun ilk yerleşiklerinin Ermeniler olduğunu öne sürmenin hiçbir bilimsel yönü yoktur. Diğer yandan Keğam Kerovpyan gibi Ermeni tarihçiler bile Ermeni tarihini ancak M.Ö. 149’a kadar indirebilmektedir.

Yukarıdaki bilgiler ışığında tarih boyunca SSCB dönemine kadar hiçbir zaman devlet kurmamış olan Ermenileri Anadolu’nun ilk yerleşikleri ve sahipleri, Türkleri ise onları topraklarından atan insanlar gibi göstermenin akıl ve mantıkla bağdaşmayacağı biraz tarih bilgisi olan herkesin kabul edeceği bir gerçektir.

Diğer yandan Türkiye’yi soykırımla suçlayan ülkelerin parlamentolarında aldıkları kararların hukuksuzluğu birçok uluslararası mahkemenin kararlarının yanı sıra son olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve AİHM Büyük Kurulu’nun kararlarıyla da tescil edilmiştir.

Ermeni meselesinde meydana gelen son gelişmelerin, Türkiye’yi soykırımla suçlayan ülkelerin Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde Ermeni tezlerine destek olmalarının arka planında yatan gerçeklerin ve özellikle Ermeni zorunlu göçünün soykırım olarak nitelendirilemeyeceğine ilişkin uluslararası yargı kararlarının Türk ve dünya kamuoyuna duyurulması amacıyla kaleme alınan “Yabancı Devletlerin Türkiye’yi Parçalama Planları” adlı kitap yazarın “Türk-Ermeni İlişkilerinde Tarihi, Siyasi ve Hukuki Gerçekler” adlı bir önceki kitabının devamı niteliğindedir ve Ermeni meselesindeki son güncel bilgileri içermektedir.

Kitabın Ermeni sorunu ile ilgili gerçeklerin ve Ermeni tezlerini destekleyen ülkelerin gerçek yüzünün ortaya çıkarılmasında büyük yarar sağlayacağı ve Ermeni meselesinde izlenmesi gereken politikalar konusunda Türkiye

Cumhuriyeti’nin yönetim kadrolarına ve gelecek nesillere ışık tutacağı düşünülmektedir.

Tarih elbette uydurulan yalanları ve saklanan gerçekleri ortaya çıkaracaktır.

https://www.aydinlik.com.tr/bir-yazar-ve-onun-uc-degerli-kitabi-ozgurluk-meydani-temmuz-2019

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın