İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Pontus tartışması 23 Haziran’da sonucu etkiler mi?

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), 31 Mart yerel seçimlerinden sonra 23 Haziran İstanbul seçimlerini de “beka meselesi” olarak gördüğünü yinelerken, siyasete Karadeniz ve Trabzonluluk üzerinden “kimlik tartışması” da girdi.

Millet İttifakı’nın Cumhuriyet Halk Partili (CHP) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nun Trabzonlu olmasından dolayı AKP’li bazı siyasetçilerin CHP adayını “Pontus Rumu” olarak tanımlayıp İstanbul’a da “Yunanların talip olduğu” söylemlerinde bulunması da, bazı gözlemciler tarafından “ulusal kimlik kartının oynanmaya çalışılması” olarak yorumlanıyor.

Trabzonluların ağırlıklı olarak yaşadığı İstanbul’un Göngören ilçesinde bu çıkışlar kimileri tarafından “ırkçılık” olarak görülüyor. Kimileri de “siyasetin şehri” olmaz diyor.

Trabzon’dan bakanlar da bu meseleyi diline dolayan siyasetçilerin bu tavrını kendilerine “yakıştıramadıklarını” söylüyor.

TÜİK verilerine göre İstanbul’da 404 bin 507 Trabzonlu yaşıyor. Üsküdar 24 bin 743 ile Trabzonluların en kalabalık olduğu İstanbul ilçesi.

Ama ilçe nüfusuna oranla bakıldığında 14 bin 496 Trabzonlunun yaşadığı Güngören yoğunluğun en fazla olduğu ilçe.

Gayrimüslimlerin, farklı etnik yapıların, mezheplerin ve dinlerin, tarihsel, kültürel zenginlik katarak kent kimliğini oluşturduğu İstanbul gibi bir şehirde etnik kimlik birçoklarına ve bu semte göre ayrıştırıcı değil, birleştirici bir özellik.

Güngören’de kayıt dışı sohbetlerde temsil ettikleri kurum, dernek, kuruluşları etkilememek adına açıkça oylarının rengini söylemekten kaçınan Trabzonlular arasında 31 Mart’ta Binali Yıldırım’a oy verip 23 Haziran’da Ekrem İmamoğlu’na oy vereceklerini söyleyenlerin sayısı az değil.

Burası ayrıca, Ekrem İmamoğlu’nun da siyasete atılmadan önce Akçaabat köftecisi işlettiği bir semt. Tanıyanlar, köfteciye gelip gidenler İmamoğlu’nun daha sonra Anavatan Partisi’nde (ANAP) kısa bir süre gençlik kollarında siyaset yaptığını da anlatıyor.

Güngören, Trabzonluların kimlikleri, kültürleri ve geleneklerini yaşattığı, siyasetin diline dolanan kimlik tartışmasının da en çok konuşulduğu bölgelerden biri.

31 Mart’ta Güngören’de ilçe ve İBB başkanlığı oyları

Genellikle de konunun rahatsızlık yarattığını söylüyorlar. Kimileri bu çıkışları “ırkçılık” olarak görürken, kimileri de “siyasette yeri olmayan, düşüncesizce yapılan açıklamalar” olarak yorumluyor.

Trabzon Dernekleri Federasyonu Başkanı İsmail Şatıroğlu, 23 Haziran’a kadar bu konuyla ilgili konuşmama kararı aldıklarını söyledi.

Trabzonspor Gurbetçi Taraftarlar lideri Hüseyin Zabun ise “Seçim öncesi Pontus kelimesinin, Trabzon’un zerre bir parçasının bile böyle bir şeye alet edilmesi son derece rahatsız edici. Geçmişte farklı partiler de böyle söylemlerde bulundular. Aynı tepkiyi gösterdik. İfade bozukluğu olabilir, özürler dileniyor. Ama toplum içinde kapanmaz bir yara açmanın da anlamı yok” diyor.

Image caption Trabzonspor Gurbetçi Taraftarlar lideri Hüseyin Zabun

Güngören’de AKP çadırında Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım için kampanya yürüten parti yetkilileri ise kendilerine gelen bazı vatandaşların “Ekrem İmamoğlu açıkça Rum olmadığını söylesin o zaman” gibi tepkiler gösterdiklerini söylüyor.

AKP Güngören yetkilisi Ekrem Aydın, “Bizim için öyle bir şey yok. Türk vatandaşıysa seçme ve seçilme hakkına sahiptir” diyor.

AKP’nin Trabzon Oflu üyesi Kevser Berber’e göre ise “Siyasetin memleketi yok. Hemşeri olması insanı siyasette sevdirmiyor ama hizmet için daha çok beklenti içine giriyor.”

Image caption Kevser Berber

CHP çadırındaki gönüllüler de özellikle Güngören’deki Trabzonluların bu tartışmalardan sonra oylarını İmamoğlu’na kaydıracağını söyleyenler olduğunu anlatıyor.

Pontus Rum tartışması nasıl başladı?

Pontus Rum tartışması, AKP Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu’nun Yunan gazetesi Ethnos’un İmamoğlu için kullandığı “Pontuslu Siyasetçi” ifadesini bağlamının dışına çıkarmasıyla başladı.

Gazetenin, 31 Mart seçimi sonrası İmamoğlu’yla ilgili haberinde “Erdoğan’ın şehrini elinden alan Pontuslu ile bir gün” başlığı attı.

AKP Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu da bu başlıktan yola çıkarak “Nasıl oldu Yunan medyası ‘İstanbul’u Yunan kazandı’ dedi bir ses çıkmadı. Olay büyük kardeşler, hesap büyük. Bu hesabı Esenler döndürecek Allah’ın izniyle” dedi.

Bir sonraki açıklamasında da başlığı yine gündemine taşıyan Göksu, “Yunan gazetesi ’31 Mart’ta Yunanistan fethetti’ dedi. Bunu İstanbul halkına soruyorum. Türk vatandaşı için böyle bir ifade nasıl kullanılabilir” diye konuştu.

Yunan gazetesi daha sonra yaptığı açıklamada Karadeniz için kullanılan “Pontus kökenli” ifadesine atıf yaptıklarını, haberlerinin yanlış çeviri ve bağlam dışı kullanımıyla çarptırtıldığını belirtti.

İstanbul’un tarihi kimliği üzerinden yürütülen tartışmaya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da 2 Haziran’da “Burası İstanbul, bir diğer adıyla İslambol. Burası Konstantinapol değil ama burayı böyle görmek isteyenler var. Böyle görmek isteyenlere karşı 22 günümüz var” diyerek katıldı.

Image caption Binali Yıldırım 31 Mart’ta Güngören’de 89 bin 456, Ekrem İmamoğlu ise 71 bin 648 oy almıştı. Bu oy farkı, İlçe Belediye Başkanlığı seçimindeki oy farkından 12 bin daha azdı

Konu, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin de gündemindeydi.

Canikli 4 Haziran’da Giresun’da yaptığı konuşmada Kurtuluş Savaşı döneminde Ege, Trakya ve Karadeniz’de Rumların, Ermenilerin ve Kürtlerin göçe zorlanmasında kilit rol oynayan İttihat ve Terakki dönemi isimlerinden Topal Osman’ı referans gösterip İstanbul seçimlerini kazanmak ile Rumlara yönelik Milli Mücadele dönemindeki devlet politikası arasında paralellik kurdu.

Atatürk’ün biyografisini kaleme alan İngiliz yazar Andrew Mango, Atatürk adlı kitabında Topal Osman için “Sadist bir etnik temizlikçi” ifadesini kullanmıştı.

Canikli ise partisinin “beka” vurgusunu Topal Osman üstünden yaptı:

“Topal Osman Ağa’nın Kurtuluş Savaşı döneminde Pontuslulara karşı bu bölgeyi Pontuslulaştırmak isteyenlere karşı verdiği mücadelenin bir benzeri şu anda yine biz torunları tarafından bu mücadelenin verilmesiyle karşı karşıyayız (…) O zaman Topal Osman Ağa hangi amaçla kime karşı bu mücadeleyi vermişse, şimdi de aynı hain projeyi hayata geçirmek isteyenlere karşı o projeyi akamete uğratmak için Giresunlular olarak bu çalışmayı yürüteceğiz.”

Topal Osman, Osmanlı Meclis-i Mebusan’da 6. Dönem milletvekili, TBMM’de de 1. Dönemde milletvekili olarak görev yapan, İttihat ve Terakki aleyhtarı Trabzonlu siyasetçi Ali Şükrü Bey’e suikast düzenlemekle suçlanıp öldürüldü.

Trabzon’un deneyimli gazetecilerinden Günebakış Gazetesi sahibi ve başyazarı Ali Öztürk, AKP milletvekili Canikli’nin bu sözlerinin rahatsızlık yarattığını söylüyor:

“Bizim nazarımızda Topal Osman bir çete lideridir. Ali Şükrü’yü katletmiştir. Çete lideri olarak o zaman Pontusçulara, Ermenilere, Kürtlere karşı da aynı şekilde çete olarak mücadele etmiş bir isimdir.

“Canikli’ye hiç yakışmadı. Ne onun birikimine, ne geldiği kültüre, ne dünya görüşüne. Eskiden beri tanırım kendisini. Canikli gibi birinin İstanbul seçimlerine Topal Osman hadisesini malzeme yapmasını yakıştıramadım. Ali Şükrü de yatıyor burada Boztepe’de gelsin neyle mücadele ediyor? Bu akıl tutulmasıdır. Siyasi malzeme olarak kullandılar ama kaçırıyorlar sınırları.”

Ali Öztürk’e göre Ekrem İmamoğlu’na AKP’li siyasetçilerin “Pontus Rum” demesi ve “olmadığı bir şeye itham etmesi” oyların da İmamoğlu’na kaymasına neden olacak:

“Dışarıdaki Trabzon birbirini tutar. Bir de bu tartışmayı eklediniz, ister istemez tepki olarak geri dönecektir.”

Ekrem İmamoğlu da Bayram’da Trabzon’a yaptığı ziyarette kimliğiyle ilgili tartışmalara şu yanıtı verdi:

“Neymiş Ekrem Yunanmış. Ekrem Pontus’muş, teröristmiş (…) Bir şey bulamıyorlar Ekrem’in inancıyla uğraşıyorlar, etnik kökeniyle uğraşıyorlar. Benim ailemi bu şehirde yaşayan herkes bilir. Ama etnik köken üzerinden insana hakaret edilmez. Bu ülkede yaşayan Rum, Ermeni, Süryani ve her vatandaşa saygı duyan bir ahlaka sahibim.”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerine günler kala özellikle Trabzonluların yaşadığı Güngören gibi ilçelerde belediyecilik hizmetlerinden çok kimlik konusu öne çıkıyor.

Siyaset Bilimci Deniz Yıldırım’a göre de “Kimlik siyaseti öne çıktığında Türkiye’de ne sosyal ne de ekonomik sorunlar tartışılabilir.”

Pontus Rum söylemi AKP’nin yeni stratejisi mi?

Değişen Karadeniz’i Anlamak kitabının yazarlarından siyaset bilimci Deniz Yıldırım, Pontus tartışmalarının çıkış sebebini “31 Mart’taki milliyetçi söylemin seçmende karşılık bulmamasına ve İstanbul üzerindeki belirsizlikle, AKP’nin strateji eksikliği sonucu ortaya atılmasına” bağlıyor:

“AKP bir ‘öteki’ yaratmadan duramıyor. Sürekli olarak ‘ötekileştirme’ üzerinden siyaset yürütüyor. Bu da ilginç çünkü AKP özünde bir Karadeniz partisi. Kurucular, İstanbul’daki ilk ilçe başkanlarının, belediye başkanlarının ağırlık noktasını hep Karadeniz tutuyor. Cumhurbaşkanı’nın da Rizeli olması. Karadenizlilik kimliğiyle iç içe geçmiş bir parti.”

Geleneksel siyasal İslam, Refah Partisi ve Milli Görüş geleneğinin Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da daha belirleyici olduğunu ifade eden Yıldırım AKP geleneğinde ise Karadeniz damarının, milliyetçi muhafazakar anlayışın öne çıktığını belirtip “Böyle bir ortamda bir insanın memleketi üzerinden kimlik tartışması açmak iktidara zarar veriyor” diyor.

Cumhur İttifakı’nın adayı AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım da kimlik tartışmalarına 6 Haziran’da Diyarbakır’da yaptığı ziyarette değinip “İstiklal mücadelesini başlatırken Ankara’da Büyük Millet Meclisi’ni toplayan Gazi Mustafa Atatürk’ün davet ettiği millet temsilcileri arasında Kürdistan mebusu da Lazistan mebusu da vardı. Bizi birbirimizden ayırmaya çalışanlara, kardeşliğimizi bozmak isteyenlere asla prim vermeyeceğiz” dedi.

Siyaset bilimci Deniz Yıldırım’a göre Diyarbakır’da yapılan bu açıklama AKP’nin de, “Karadeniz ve Güneydoğu sentezi yaratmaya dönük, İstanbul stratejisinin bir dışa vurumu.”

Güngören’deki Trabzonlulara göre “hemşehrilik” her kadar her dönem güçlü olsa da, kimlik üzerinden yapılan siyasetin de kendileri için bir tutkal oldu.

Kendisini milliyetçi olarak tanımlayan ve isminin yazılmasını istemeyen bir Trabzonlu “Benim elim 31 Mart’ta CHP’ye oy vermeye yanaşmadı. Düşünsem bile sandığa gittiğimde elim gitmedi. Ama bu sefer İmamoğlu’na vereceğim” dedi.

Pontus Rum tartışmasının seçmen eğilimlerine etkisine ilişkin siyaset bilimci Deniz Yıldırım’a göre de kimlikler ve hemşerilik kenetlenecek:

“Kimlikler böyle dönemlerde kendilerinin bir saldırı altında olduğunu düşünür ve bir tür kapanma ve savunma refleksi geliştirir. O anlamda da (AKP açısından) bir taktik hata olduğu görülüyor.”


BBC

Yorumlar kapatıldı.