İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kafkasya’da İslâm Şûrâsı ve İslâm Ordusu

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

 

M. Latif SALİHOĞLU

 

08 Haziran 2019, Cumartesi

Birinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru, Şark’ta ve Kafkasya’da iki mühim gelişme yaşandı.

Bunlardan birincisi, Kafkas İslâm Ordusunun kurulmasıdır. Diğeri ise, Kars’ta teşkil edilen Millî İslâm Şûrâsı’dır.

İslâmî uyanışı sağlamak maksadıyla yaşanan bu iki gelişmenin baş kahramanları arasında yer alan Enver Paşa, Kâzım Karabekir ve bilhassa Erzurum mebusu Hüseyin Avni Ulaş Beyi rahmetle anmak lâzım.

* * *

Kafkas İslâm Ordusunun en büyük hizmetleri arasında, Eylül 1918’de Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’yü kurması ve burada Azerbaycan Cumhuriyeti’ni kurması gelir.

Aynı ordunun bakiyesi ile, Şark’ta Ermeni çetelerine, Garp’ta ise Yunan işgalcilerine karşı büyük zaferler kazanıldı.

Üstad Bediüzzaman’ın “İslâm Ordusunun Yunan’a galebesi” ifadesiyle söz etmiş olduğu ordunun çekirdeğini, işte bu Kafkas İslâm Ordusu’nun bakiyesi teşkil ediyor.

Nitekim, Azerî kardeşlerimizin Enver Paşaya ve onun kurmuş olduğu bu İslâm Ordusuna olan hürmet ve muhabbetlerinin aslı-esası da, tâ yüz yıl önceki söz konusu  o fedakârâne hizmetlerine gidip dayanıyor.

Ve, Millî İslâm Şûrâsı

Evet, 1918 yılı sonlarında başlayan Millî Mücadelenin ilk şanlı direniş hareketlerinden birisi, şüphesiz Kars’ta sergilenmişti.

Mondros Mütarekesinden hemen sonra, yani 5 Kasım 1918’de “Kars Millî İslâm Şûrâsı Merkez-i Umumisi” teşkil edildi. Bu Şûrânın şubeleri ise, başta Ardahan olmak üzere yakın merkezlerde de hızla teşekkül ettirildi. (Bu şûrânın hukuk müşavirliğini, Trabzon mebusu Ali Şükrü Beyin can dostu, meşhur hürriyet hatibi Erzurum mebusu Hüseyin Avni Bey yaptı.)

Yaklaşık altı ay müddetle bu bölgeyi Rus, Ermeni, Gürcü ve İngiliz işgalcilerine karşı korumaya çalışan Kars Millî İslâm Şûrâsı, Nisan 1919’dan itibaren dayanılmaz derecede sıkıntılı günler geçirmeye başladı.

Devlet ve hükûmet merkezinden buraya hiçbir yardım yapılamıyordu.

Etraf, bütünüyle işgalci güçler tarafından kuşatılmış durumdaydı.

Şark Cephesine (15. Kolordu) gönderilen Kâzım Karabekir, 19 Nisan 1919’da Trabzon’a ancak ulaşabildi. (30 Nisan’da Erzurum’a doğru hareket ediliyor. Uzun süren çalışmaların ardından, işgalcilere karşı taarruz harekâtı başlatılıyor.)

13 Nisan 1919’da Kars ve çevresinin idaresini ele geçirdiğini duyuran İngiliz işgal kuvvetleri, Millî İslâm Şûrâsı merkezine baskın düzenleyerek 12 kişiyi tutuklattı.

Tutuklananlar önce Batum’a, ardından İngiliz idaresindeki Malta Adası’na sürgün edildiler. Hemen sonrasında ise, Müslüman nüfusa yönelik katliâmlar başladı.

Sahipsiz, çaresiz ve imkânsız duruma düşen Kars çevresindeki Müslümanlar, 19 Nisan’da başlayan Ermeni istilâsına da teslim olmak durumunda kaldı.

Ermeniler, hem Ruslar’dan cesaret, hem de İngilizlerden kuvvet alarak, her tarafta katliâm hareketlerine giriştiler.

Bu arada, Hıristiyan Gürcüler de, aynı yöntemlerle Ardahan ve Posof’u ele geçirerek, bir yandan onlar da savunmasız ve perişan durumda kalan Müslüman halka kan kusturmaya başladılar.

Böylelikle Kars, Ardahan ve çevresinde aylarca sürecek olan kanlı ve acıklı işgal süreci başlamış oldu. Bölgenin işgal altındaki vaziyeti, Kâzım Karabekir Paşa komutasındaki Millî Kuvvetlerin 30 Ekim 1920 tarihinde gerçekleştirdiği püskürtme harekâtına kadar devam etti.

Ayyıldızlı bayrak, Kars Kalesine Besmele-i Şerife ile işte o gün yeniden çekildi. Kars’ın ve Şarkî Anadolu’nun işgalden kurtarılması, bu tarih itibariyle tamamlanmış oldu.


https://www.yeniasya.com.tr/m-latif-salihoglu/kafkasya-da-islam-surasi-ve-islam-ordusu_495533

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın