İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye’nin ilk ve tek Hristiyan TV kanalı 4. yaşına girdi

Menekse Tokyay

Suriyeli mülteciler hariç yaklaşık 100 bin kadar Hristiyan nüfusun olduğu Türkiye’nin ilk ve tek Hristiyan televizyon kanalı olan SAT-7 TÜRK geçtiğimiz günlerde yayın hayatında dördüncü yaşına girdi.

2014 yılında RTÜK’ten 10 yıllık yayın lisansı aldıktan bir yıl sonra TÜRKSAT uydusu üzerinden yayına başlayan kanal, uluslararası yayın yapan SAT-7 organizasyonu bünyesinde ve finansal desteğinden yararlanan dört kanaldan biri.

SAT-7, Orta Doğu’da Hristiyanlık kültürünü yaşatmak üzere ilgili ülkelerde TV kanalı açılmasını destekleyen bir kurum.

2007 yılında Malatya’da İncil satan Zirve Yayınevi’nde üç Hristiyan’ın boğazının kesilerek öldürüldüğü saldırıdan dakikalarla kurtulan Gökhan Talas da, kanalın yayın müdürlüğünü yürütüyor.

Kanalın Genel Müdürü Melih Ekener, aynı zamanda Maskeli Beşler, Hababam Sınıfı gibi filmlerle sinema, tiyatro ve dizi dünyasından oldukça tanınan bir isim.

Hristiyanlık hakkında doğru bilgilendirme

Euronews Türkçe’ye konuşan Ekener, kanalın hedefinin Türkiye’de 2000 yıldır yaşanan Hristiyan kültürünü anlatmak, yanlış algılamaları bertaraf etmek ve Hristiyanlık hakkında doğru bilgilendirme yapmak olduğunu belirtiyor.

“SAT-7 Türk’ün hedef kitlesi, Türkiye’de yaşayan Hristiyanlar ve Hristiyanlık kültürünün ne olduğunu merak eden ve bilmek isteyen her kesim,” diyor Ekener.

SAT-7 Türk, ülkede şu anda mevcut tek Hristiyan kültür kanalı. Dolayısıyla, Hristiyanlık hakkında doğru bilgi aktarma ve tüm mezheplere de eşit uzaklıkta durma gibi bir misyonu var. Kanalın 25 Mayıs günü İstanbul’da düzenlenen tanıtım gecesinde toplantıya Katolik, Ortodoks ve Protestan kiliselerinden temsilciler katıldı.

Kanal, siyasi açıdan da tarafsız olduğunu vurguluyor ve programlarında da siyasete yer vermiyor. Kanala kiliselerin de bağışları söz konusu.

Ekener, “SAT-7 Türk ekümenik, yani bütün Hristiyan camiasını kapsayan bir kanaldır, hiçbir Hristiyan mezhebini temsil etmemektedir, bünyesinde ve yönetiminde her mezhepten temsilciler bulundurmaktadır,” diyor ve ekliyor:

“SAT-7 Türk’ün güvenilir bir Hristiyan kültür kanalı olması bu ekümenik yapısından kaynaklanmaktadır.”

Kanal, farklı inanç grupları tarafından da finansal olarak destekleniyor.

Farklı yelpazede programlar

Ayrıca, kanalın yayın içeriği sadece Hristiyan kültür yayınlarıyla sınırlı olmayıp; kadın, sağlık, yemek, çocuk, sinema ve kültür-sanat gibi programlar da ağırlıkla yer alıyor. Zira Anadolu’nun tarihinde Hristiyanlığa dair izler çok yaygın olarak bilinmiyor.

Örneğin her salı ve perşembe günleri, çeşitli meslekler ve zorluklarını tanıtan, bir mesleğin nasıl edinileceğini anlatan, zaman zaman da işçilerin hayatına ışık tutan Benim Mesleğim programı hayli revaçta. Öte yandan, İncil’e göre kadının yeri, resim yapmanın incelikleri ve sosyal medya kullanımına dair başka programlar da yayında.

Kanalın, yapılan anket çalışmalarına göre Türkiye çapında 1,5-2 milyon kadar sürekli izleyicisi var. Bunda dini bir kanal olmaması ve kültürel ögelerin ağırlıklı olması, Hristiyan olmayanların da başka kültürleri tanımasına imkan veren yayın politikası etkili.

“Hristiyanlıkla ilgili bilinen yanlışları olabildiğince objektif olarak düzeltmeye çalışıyoruz,” diyor Ekener.

Aradan geçen dört yılın ardından kanal yöneticileri, ilk baştaki “misyonerlik” çekincelerinin aksine, çok sert bir tepkiyle karşılaşmadıklarını, bilakis Müslüman topluluklardan izleyicilerinden geri dönüşler aldıklarını belirtiyorlar.

“Örneğin yaşlı Müslüman bir seyircimiz “Ne iyi oldu bu kanalı açtığınız. Doğruları görüyoruz. Biz Hristiyanlığı böyle bilmiyorduk. İlk kez kilisenin içini görüyoruz. Çok etkilendik,” diye mesaj atmıştı,” diye anımsıyor Ekener.

Bazı seyirciler de kanalı arayıp ilahi isteğinde bulunuyorlar.

Kanalda, sadece Hristiyanlar değil, Müslüman, Yahudi, ateist ve hatta Budistler bile çalışıyor.

Hristiyanlar-arası bağlar güçleniyor

Protestan Kiliseler Birliği Genel Sekreteri Umut Şahin, bu kanalın ilk defa Hristiyanlar için kendilerini ifade etme fırsatı bulduğunu kaydediyor.

Euronews Türkçe’ye konuşan Şahin, “Hristiyanların kültürel anlamda birbirleriyle bağları güçlendi, toplumda var olduklarını, vatandaş olduklarını hissettiler,” diyor.

Uzmanlar, Ankara’dan yayın yapan Hristiyan radyo kanalı Radyo Shema’dan sonra bu girişimin Hristiyan mezhepler arası önyargıların da kırılmasında etkili olduğunu kaydediyorlar.

“Ortodoks kilisesine dair bir haber, bir Protestan tarafından izleniyor,” diyor Şahin.

Şahin’e göre, kanalın Hristiyanlar arasındaki etkisinin yanı sıra Türkiye’deki diğer din grupları arasındaki anlayışın geliştirilmesine, önyargıların kırılmasına katkı sağlıyor.

“Devletin beş sene önce bu kanala yayın lisansı vermesi, o zamandan beri yasal bir sorun yaşanmaması da çok pozitif bir gelişme. Hristiyanların toplumun gözünde meşruiyet kazanmasında, geniş kitlelere ulaşmada önemli bir dönüm noktası oldu,” diye ekliyor Şahin.

https://tr.euronews.com/2019/06/01/turkiye-nin-ilk-ve-tek-hristiyan-tv-kanal-4-yasina-girdi

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın