Halka karşı sorumluluk duyan siyasetçiler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri duyarlılık gösterirlerse Ankara’ya yürümek gerek. Yoksa Kars’ın bu çilesi hep böyle sürüp gidecek.
Mahmut Alınak
Kars, sadece gençleri askere götürülürken, halktan vergi alınırken ve seçimlerde hatırlanır. Ama hizmet söz konusu olduğunda hükümetler eskiden beri buz keserler.
Kars, dağ gibi birikmiş sorunların altında ezilen sahipsiz bir coğrafyadır.
Hastane var, ama doktor, tıbbi araç ve gereçler yok. Hastalar tedavi için Erzurum’a giderler.
İşsizlik ve yoksulluk Kars’ın değişmez kaderidir.
Köy yolları öküz arabaları bile girmeyecek kadar berbat bir haldedir.
Köyler hâlâ Ermenilerden kalma yüz yıl önceki toprak yolları kullanıyorlar. Ermenilerin insanüstü bir gayretle yaptıkları o yollar olmasaydı bu halkın hali acaba ne olurdu?
AKP’NİN HİZMET ŞANTAJI
Burada devlet çarkı AKP’ye hizmet eden bir aygıt gibi çalışıyor. “AKP’ye oy vermeyen köylere hizmet yok,” deniyor. Seçimde bu tehdit ve şantajla birçok köyden AKP’ye oy toplandı.
Kars valisi o koltuğa yayılıp oturmaktan başka ne iş yapar; insan ister istemez merak ediyor!
Bir süre önce Digor köy yollarının asfaltlanması için valiliğe ve bakanlığa yazılı olarak başvurdum.
Konu Digor kaymakamlığına havale edildi.
Seçimde AKP ilçe başkanıymışçasına militanca çalışan kaymakam talebimin üstünü çizdi.
Köydeki evimin yolu bile yapılmadı. Asfalttan vazgeçtim, toprak bir yol da yok.
Oysa ne kadar da heyecanlıydım.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, devleti beni haksız yere tutukladığı için tazminat ödemeye mahkûm etmişti. Ben de bu parayla köyümde mütevazı bir kütüphane ve müze yapacaktım.
Ancak evimin kum, çimento ve tuğla gibi inşaat malzemelerini taşıyacağım bir yolu olmadığı için bu hayalimi askıya almak zorunda kaldım.
KARS BİR DUKALIK MIDIR?
Kars’ı bir dukalık, kendilerini de birer dük olarak gören vali ve kaymakam, AKP’ye yaslanmanın rahatlığıyla değil iş yapmak, zahmet edip telefonlara bile çıkmıyorlar.
Bilmezler ki, yedikleri her lokma ekmeğin parası Kars’ lıların cebinden çıkıyor.
Başka bir makalemde de yazmıştım: ‘Kars bu sefillik karşısında ya Ankara’ya yürümeli, ya da kapılarını Ankara’ ya kapatmalıdır.’
Yine şöyle demiştim: ‘Yoksa Kars’a tarihte bir Ermeni kenti olmanın cezası mı kesiliyor!’
Halka karşı sorumluluk duyan siyasetçiler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri duyarlılık gösterirlerse Ankara’ya yürümek gerek.
Yoksa Kars’ın bu çilesi hep böyle sürüp gidecek.
İlk yorum yapan siz olun