Murat Bardakçı
Ermenistan’ın başkenti Erivan’daki Yerablur Askerî Mezarlığı’nda iki gün sonra büyük bir âyin yapılacak ve 1988’de Amerika’da ölen bir Ermeni’nin mezarından çıkartılıp Ermenistan’a götürülen kemikleri buraya defnedilecek…
Mezarı nakledilen Ermeni’nin ismi Gurgen Yanıkyan; askerî mezarlığa defnedilmesinin sebebi de bundan 46 sene önce iki Türk diplomatı katlettiği için Ermenistan’da “kahraman” olması!
Yanıkyan, 27 Ocak 1973’te Los Angeles başkonsolosumuz Mehmet Baydar ile konsolosumuz Bahadır Demir’i Osmanlı dönemine ait çok nadir bir para ile bir asır öce saraylardan birinden çalınmış bir yağlıboya tabloyu Türkiye’ye hediye etme bahanesi ile Santa Barbara’daki Biltmore Oteli’ne davet etmiş, daveti kabul edip gelen diplomatlarımızı orada vurmuş ama tatmin olmamış, bir başka tabanca ile başlarına da birer el ateş etmiş ve polisin gelmesini beklemişti!
Erzurum doğumlu ve cinayeti işlediği sırada 78 yaşında olan katil, mahkemede Türkler’in 1915’te ailesinden kırk küsur kişiyi öldürdüklerini iddia etmiş ve Türk diplomatları intikam maksadıyla katlettiğini söylemişti. Santa Barbara Mahkemesi’nin hâkimi Floyd Dodson jürinin birinci derece cinayetten suçlu bulduğu Yanıkyan’ı 21 Temmuz 1973’te müebbed hapse mahkûm etti. Ama bir ayağı çukurdaki katil ölmeyi bir türlü beceremedi, aradan on sene geçtikten sonra, 31 Ocak 1984’te, sağlığının hapiste kalmasına imkân vermediği gerekçesi ile affa uğradı, bir huzurevine yatırıldı, ancak bir ay sonra, 27 Şubat 1988’de orada ölebildi ve Kalifornaya’da defnedildi.
Gurgen Yanıkyan’ın Los Angeles’te işlediği cinayetler terörün ilhamı oldu! Dünyanın dört bir tarafında görev yapan diplomatlarımız, memurlarımız ve hattâ din adamlarımız bu hadisenin hemen akabinde ortaya çıkan ASALA’nın ve “Ermeni Katliamı Adalet Komandoları”nın kurşunlarına hedef oldular.
BU TERÖR YAZMAKLA ANLATILMAZ
ASALA’nın nasıl bir dert, nasıl belâlı bir ölüm makinesi olduğunu bugünün genç nesli bilmez. Lübnan’da ve İran’da muhabirlik yaptığım 80’li senelerde “Ermenistan’ın Özgürlüğü İçin Gizli Ermeni Ordusu” ASALA’nın tehdidine karşı silâhlı muhafız kiralayıp dolaştığım günleri yahut bir gece önce beraber olduğumuz dostlarımın birkaç saat sonra şehid edildikleri haberini aldığım sabahları unutmam mümkün değildir!
Böyle kanlı bir terör örgütünün kurulup dünya kadar vatandaşımızı katletmesine ilham veren ve Amerika’dan getirilen kemikleri iki gün sonra Ermenistan’daki askerî mezarlığa defnedilecek olan Gurgen Yanıkyan işte böyle bir nâletti!
Yankyan’ın kemiklerinin defnedileceği Yerablur’da daha kimlerin mezarlarının olduğunu bir bilseniz: Ermenistan ile Azerbaycan arasında 1988’de yaşanan Yukarı Karabağ Savaşı sırasında onbinlerce Azerî’nin canını aldıktan sonra ölen 700’den fazla Ermeni milisin, Birinci Dünya Savaşı’nda Rus Ordusu için Ermeni gönüllü birlikleri kurup asker, sivil, veya kadın, erkek, çocuk demeden binlerce Türk’ü katlettiren ve 1927’de Amerika’da ölen Andranik’in, yardımcısı Sebuh Nersesyan’ın, 19. yüzyılın sonunda Türk idaresine karşı patlayan Sason ayaklanmasına katılan kadın “fedai” Sose Mayrig’in ve daha da önemlisi, diplomatlarımızın katili ASALA’nın bazı mensuplarının mezarları burada, yani Yerablur’da…
Bir askerî mezarlıkta cephede can vermiş askerlerin kabirlerinin bulunması ve o memleketin halkının bu kabirlere her türlü saygıyı göstermeleri olağan bir iştir ve buna karşı çıkmaya kimsenin hakkı yoktur.
Ama iş bu kadarla kalmayıp da bundan seneler önce ölmüş katilin, uğursuzun, hırsızın, çetecinin, vesairenin kemikleri, üstelik dünyanın öbür tarafındaki memleketlerdeki mezarlarından çıkartılıp buraya naklediliyor ise ortada bambaşka bir iş var demektir: Bir “nefret mezarlığı” inşa edilmektedir!
Her sene 24 Nisan akşamı Cihangir barlarında tütsülendikten sonra ellerindeki mumlarla Taksim Meydanı’na gidip 1915 kurbanlarının ruhlarından özür dileyen entellerimiz “Yerablur” adını bir tarafa not etsinler! Günün birinde yolları o tarafa düştüğü takdirde Gurgen Yanıkyan’ın mezarını da ziyaret edip kırmızı bir karanfil bırakabilirler!
İlk yorum yapan siz olun