İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bugün 1915 Ermeni Soykırımı’nın 104. Yıldönümü

Osmanlı yöneticilerinin, Soykırım’ı hazırlama siyaseti
Patlak veren savaş, Osmanlı hükümetine Ermeni vatandaşlarıyla hesap görme fırsatı verir. İttihatçılar, 1910-1911 yıllarında Selanik şehrinde yapmış oldukları gizli toplantılarında almış oldukları kararları gerçekleştirir. Bu kararlarda, imparatorluk dâhilinde yaşayan ve Türk halkına ait olmayan Müslümanların Türkleştirilmesi, Hıristiyanların ise imha edilmesi öngörülmekteydi.
Batı Ermenistan ve Küçük Asya’nın Ermenilerle meskûn bölgelerinde yaşayan Ermeni halkı, bu canavarca siyasetin ilk kurbanlarından olur. Bu planın hazırlayıcıları Talat Paşa (iç işleri bakanı), Enver Paşa (savaş bakanı), Cemal Paşa (bahriye bakanı, Filistin cephesi komutanı), Behaeddin Şakir Bey (İttihat ve Terakki Partisi merkez komitesi üyesi) vb. idi.
İttihatçılar, Ermeni Sorunu’nu, Ermenileri yok ederek ortadan kaldırmaya niyetliydi. Ermeniler ve Ermenistan, Pantürkist planların gerçekleştirilmesi yolunda engel teşkil etmekteydi. Hayal ettikleri “Büyük Turan”, Altay’a kadar uzanacaktı. İttihatçılar, oluşacak olan bu devlete, Türkçe konuşan tüm devletleri dâhil etmek niyetindeydi.
Birinci Dünya Savaşı yıllarında, Ermenilerin toplu olarak tehcir ve katledilmesinin haricinde, Osmanlı yöneticileri tarafından imparatorluğun diğer tebaaları olan Süryaniler, Rumlar ve Araplara yönelik de kısmi katliamlar gerçekleştirilir.
Osmanlı yöneticileri tarafından gerçekleştirilen vahşet, bu halkları da gafil avlar. Görülmemiş bu felaketin, Ermeni siyasi çevreleri tarafından da tamamen anlaşılmış olmadığını da belirtmek gerekir.
İttihatçılar tarafından Ekim 1914’te kurulan Üçlü Komite’ye, Osmanlı vatandaşı Ermenilerin tehcir ve katlinin gerçekleştirilmesi işi teslim edilir. Eski suçlulardan, “teşkilat-ı Mahsusa” teşekkül edilir. Ermeni katliamlarının yerinde düzenlenmesi bu teşkilata teslim edilir. İmparatorluk bu açıdan üç bölgeye ayrılır; 1. Kilikya ve Suriye, 2. Doğu Anadolu (Batı Ermenistan), 3. Batı Anadolu.
Osmanlı yöneticileri, canavarca siyasetlerini gerçekleştirmek amacıyla, Ermenileri karşı koyma imkânlarından mahrum bırakır. Öncelikle, 1915 baharında Osmanlı ordusunda silâhaltına alınmış Ermeni erkeklerinin silahsızlandırılıp, imha edilmesine başlarlar. Ermeni askerler, cepheden gerilere nakledilip, amele taburlarına sevk edilir. Osmanlı ordusunda görev yapan Rumlar da Ermeni askerlerle birlikte silahsızlandırılır. Silahsızlandırılan Ermeniler, en ağır işler olan yol yapımı, istihkâmların düzenlenmesi ve yük taşımacılığında kullanılır. Son derece ağır çalışma şartları ve gıdasızlıktan zayıf düşmüş Ermeni askerler daha sonra 50’li veya 100’lü gruplar halinde, inzibatlar eşliğinde, konuşlandırılmış oldukları garnizonların dışına çıkartılarak imha edilir.
Bundan sonra Osmanlı yöneticileri tarafından Ermeni nüfusun elinde bulunan az sayıda silah ve cephaneye el konulur.
Osmanlı hükümetinin diğer adımı siyasi, dünyevi ve dini temsilciler ve özellikle de Ermeni entelektüellerin tutuklanarak, imha edilmesi olmuştur. Yöneticiler, bu adımla Ermeni milletini yöneten ve düzenleyen güçlerden arındırmayı amaçlamaktaydı. En ağır darbe Konstantinopel’de (İstanbul-çev. notu) vurulur. 24 Nisan 1915 tarihinde, aralarında yazarlar, sanatçılar, doktorlar, eğitimciler ve toplum liderlerinin bulunduğu 600’ün üzerinde Ermeni aydını tutuklanarak tehcir edilir. Tutuklananlar arasında ünlü besteci Komitas, yazarlar Grigor Zohrap, Ruben Sevak, Daniel Varujan, Siamanto, Doktor Nazaret Dağavaryan vb. bulunmaktaydı. Ermeni aydınları, tehcir yolunda farklı baskılara ve aşağılanmaya maruz kalır. Halkının maruz kaldığı vahşete dayanamayan Komitas, akli dengesini kaybeder. Ermeni aydınların büyük bir kısmı katliamcılar tarafından öldürülür.
Hınçaktsutyun Partisi’nin ünlü liderlerinden Paramaz (Matevos Sargısyan) ve 19 arkadaşı, Haziran ayında Konstantinopel’de sahte suçlamalarla tutuklanarak, ölüm cezasına çarptırılır.
İttihatçı yönetim, genelde 18-45 yaşlarındaki Ermeni erkeklerini tehcir ve imha ettikten sonra, korunmasız kalan Ermeni kadın, çocuk ve yaşlıların tehcir ve katledilmesine el atar.
Batı Ermenilerinin topluca tehcir ve katledilmesi
Batı Ermenilerinin tehcir ve katledilmesine 1914 sonbaharı ve özellikle de 1915 ilkbaharından itibaren başlanır. Ermeni halkı, Osmanlı yöneticileri tarafından Mezopotamya çöllerine sürülür. Ermenilerin mal varlığına, tehcir öncesinde veya esnasında el konulur. Güzel kızlar ve kadınlar cebren Müslümanların haremlerine katılır. Tehcir edilenler, tehcir edilecekleri yerlere ulaşana kadar farklı Kürt ve diğer Müslüman çeteler ile tehcir edilenlere refakat eden askerler tarafından şiddete maruz kalır. Yola devam edemeyenler hemen öldürülür. Tehcir edilenlerin çok az bir kısmı yerlerine varır. Örneğin, Trabzon’dan tehcir edilen 3 bin kişiden sadece 35 kişi Halep’e ulaşır. Geri kalanlar ya öldürülür, ya açlık veya susuzluktan, ya da farklı hastalıklardan ölür.
Ermenilerin tehcir kervanlarının yolu üzerinde bulunan, imparatorluğun güneyindeki bazı şehirler, esir pazarlarına dönüşmüştü. Tehcir edilen Ermeniler bu pazarlarda çok düşük fiyatlarla satışa sunulmaktaydı.
Batı Ermenistan ve Küçük Asya’daki Ermeni yerleşimleri, 1915 sonlarına dek tamamen Ermenilerden arındırılır, çok azı kurtulmayı başarır.
Sadece iki şehirdeki Ermeniler tamamen tehcir edilmez, bunlar Konstantinopel ve İzmir’dir.
Çok sayıda batı Ermeni’si, toplu katliamlara maruz kalmamak için baba ocaklarını terk etmeye mecbur olur. Yüz binlerce Ermeni, genelde kadın ve çocuklar, 1914 Kasımından 1916 yılına kadar Rusya, Doğu Ermenistan ve diğer bölgelere göç eder.
Ermeni muhacirlerin büyük bir kısmı Arap halkına sığınır. Bir kısım Ermeni ise İran, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan, Fransa, ABD vb. ülkelere yerleşir.
Tehcir edilen Ermeniler, maddi zorluklar içinde kalır. Birçokları, açlık ve farklı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybeder. Mültecilere yardım edip, kesin ölümden kurtarmak amacıyla, Rusya’nın Ermenilerle meskûn farklı yerleşimlerinde maddi yardım toplanır. Ermeni mültecilere destek olmak amacıyla Rusya yöneticileri tarafından özel bir komite kurulur.
Kaçaklara yapılan yardımın esas ağırlığı, Ermeni hayır kuruluşları ve Ermeni Kilisesi’nin omuzlarına düşer. Farklı misyonerlik kuruluşları da Batı Ermenilerine önemli oranda yardım eder.
İttihatçıların, 1915-1916 yıllarındaki Ermenilere yönelik siyaseti, Ermeni halkını tamamen ortadan kaldırmaya yönelik olduğundan dolayı, bir soykırım olarak kabul edilmektedir. Gerçekten de bu, XX. yüzyılın ilk büyük soykırımıdır.
Tüm Osmanlı İmparatorluğu topraklarında yaşayan 2,5 milyon Ermeni’den 1,5 milyonu Türk’ün yatağanıyla hayatını kaybeder. Dahası, Batı Ermenileri çok büyük maddi zarara uğrar, Ermeni kiliseleri, kültür ve eğitim ocakları tahrip edilir, Ermenilerin mal varlıklarına, evlerine ve maddi varlıklarına el konulur.
Vuku bulan gerçekten de, Türk katliamcılar tarafından düzenlenip gaddarca işlenen, o güne kadar görülmemiş bir canilikti.
1915 olayları, Ermeni tarihinin en trajik sayfalarından biridir. Tüm Ermeni halkı her yıl Nisanın 24’ünde, Ermeni Soykırımı kurbanlarının anısına saygı duruşunda bulunmaktadır.
Hazırlayan: Diran Lokmagözyan


Ermenistan Kamu Radyosu

Yorumlar kapatıldı.