İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Anlamak, önyargıları aşmak, nefretten arınmak

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

“Ermeni soykırımı” iddialarını “inkâr edilemez bir tarihi ve hukuki gerçeklik” olarak dayatmaya dönük baskılar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Avrupa Adalet Divanı (AAD) ve Fransa Anayasa Komisyonu gibi belirleyici uluslararası yargı organları tarafından reddedilmiştir.

Fransa ve İtalya’nın son kararlarıyla birlikte Batılı ülkelerin Türkiye’yi “Ermeni soykırımı” ile suçladığı karar sayısı 60’ı buluyor. 23 ülke ve 2 uluslararası kuruluş tarafından yapılan bu suçlamaları 53’ü 1990’lı ve 2000’li yıllarda gündeme gelmiş. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı arası dönemde de, Soğuk Savaş yıllarında da fazlaca ilgi çekmeyen soykırım iddialarının Sovyet sisteminin çökmesi ve Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte Batılı ülkeleri gündemine girmiş olması tesadüf değildir. 
Soğuk Savaş sonrasının ABD kontrolündeki Yeni Dünya Düzeni, Prof. Samuel Huntington’ın, kapitalizm ile komünizm arasındaki temel ideolojik çelişkinin yerine din ve etnik farklılıklarını koyduğu “medeniyetler çatışması” temelinde biçimlenmiştir. Ermeni soykırımı iddiaları da bu temelde geçmişe ait bir hesaplaşma olmaktan çıkıp güncel politikaya dönüşmüştür. (1) 
Prof. Huntington’a göre, İslam kapitalist Batı’nın “liberal demokrasi” değerleriyle özdeş olan Hıristiyan uygarlığının “tarihsel” düşmanıdır. Türkler ve Ermeniler arasındaki çatışmalar da bu düşmanlığın kanıtıdır. (2) 
Prof. Huntington, bu düşmanlığı Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş süreciyle ilişkilendiren bir tarih çarpıtmasına da imza atmıştır: “Çokuluslu bir imparatorluk fikrini reddeden Kemal (Mustafa Kemal Atatürk), homojen bir ulus devlet meydana getirmeyi amaçlamış, bu süreçte Yunanlıları ve Ermenileri ülkeden zorla kovmuş ve öldürmüştür…” (3)
Prof. Huntington’un Hitler’in hayaleti üzerinden kurduğu din temelli ırkçı Yeni Dünya Düzeni, Batılı ülke parlamentoları için, deyim yerindeyse işaret fişeği olmuştur. 

Nefret söylemi
“Ermeni soykırımı” iddiaları, bu temeliyle Türkiye’ye karşı ırkçı nefret söylemini körükleyen tehlikeli bir kampanyaya dönüşmüştür. Soykırım suçunu tanımlayan ve hukuki çerçevesini belirleyen BM Soykırım Sözleşmesi’ne göre, bu konuda tüzelkişilerin değil, gerçek kişilerin suçlanması gerekir. Sözleşmenin 3. maddesi ile 4. maddesi, soykırım suçunun kişiselliğine ilişkindir: 
Bu hukuki gerçeklik nedeniyle, örneğin Yahudi soykırımı için Almanya ve Alman halkı değil, Hitler ve Naziler suçlanmaktadır. Ancak, konu “Ermeni soykırımı” iddiası olunca ülkesi ve ulusuyla Türkiye hedef alınmaktadır. Türkiye’ye ve Türk ulusuna yöneltilen “soykırım” suçlamaları, bu bağlamda ırkçı “nefret” söylemidir ve kendisi olarak suçtur. “Belli bir gruba karşı düşmanlık duygularını tetikleyen önyargılı ve ayrımcı bir dil kullanılması” biçiminde tanımlayabileceğimiz nefret söylemi, en az “soykırım” suçu kadar ağır bir insanlık suçudur. (4)

Hukuk dışı
Ermeni soykırımı iddiaları, Prof. Bernard Lewis’in “savaş trajedisi” (5) olarak açıkladığı 1915 olaylarını uluslararası hukuk zemininden kopartıp, önyargılı bir siyaset malzemesine de dönüştürmektedir. BM Soykırım Sözleşmesi “soykırım suçunun” varlığı ya da yokluğu konusundaki yetkili mercii “yargı organları” olarak belirlemiştir. Bu bağlamda, unuttuğumuz, bize unutturulmak istenen gerçek, Birinci Dünya Savaşı sonrasında çok sayıda Türk’ün “Ermenilerin toplu katliamı” suçlamasıyla üç yıla yakın süre Malta’da tutulmuş ve Sevrés Antlaşması hükümleri uyarınca “soruşturma” kapsamına alınmış olmalarıdır. Soruşturmayı yürüten İngiliz Kraliyet Başsavcılığı, bu süreçte “Ermeni kırımı/katliamı” konularında “hukuk mahkemelerinde “geçerli sayılabilecek” hiçbir kanıt bulamamıştır. (6) Kraliyet Başsavcılığı, İngiltere Hükümetinin “hukuk davası açılamayacaksa siyasi dava açın” (7) yolundaki baskısını da reddetmiş ve günümüz hukukunda “takipsizlik-kovuşturmaya yer olmadığı” hükmüne vararak Malta’daki tutuklu Türklerin serbest bırakılmalarını sağlamıştır. (8) 

Uluslararası Yargı
“Ermeni soykırımı” iddialarını “inkâr edilemez bir tarihi ve hukuki gerçeklik” olarak dayatmaya dönük baskılar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Avrupa Adalet Divanı (AAD) ve Fransa Anayasa Komisyonu gibi belirleyici uluslararası yargı organları tarafından reddedilmiştir. 
AİHM ile Fransa Anayasa Komisyonu, “Ermeni soykırımı yoktur” demenin yasayla yasaklanmasını ve bunu diyenlerin cezalandırılmasını “düşünce özgürlüğü ihlali” saymıştır. AAD, “Ermeni soykırımını tanıyan” parlamentosu kararlarının “siyasi nitelik taşıdığına, hukuki alanda hiçbir geçerliliği bulunmadığına” hükmetmiştir. UAD de, “yabancı ülkelerdeki yerel mahkemelerin başka ülkeleri yargılamalarının uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğine” dikkat çekmiştir. (9)
Uluslararası yargı organlarının bu kararları, “Ermeni soykırımı” iddiacılarına “önyargılarını aşmaları ve nefretten arınmaları”, böylece Batı dünyasında hâlâ kol gezen Hitler’in hayaletini kovmaları konusunda açık bir uyarıdır. 

DİPNOTLAR 
1) Uluç Gürkan “Ermeni Katliamı Suçlaması: Yargılama ve Karar” (İstanbul: Kaynak Yayınları, 2015), ss. 149-152) 
2) Samuel Huntington, “The Clash of Civilizations”, Foreign Affairs, (Yaz, 1993), C. 72, No. 3, s. 22-49. Bu makalenin geliştirilmesinin ardından yayımlanan kitap için bkz. The Clash of Civilizations and the Remaking of World Order, (New York, Simon & Schuster, 1996) 
3) Samuel P. Huntington, “The Clash of Civilizations”, s. 255-259 
4) Uluç Gürkan “Ermeni Katliamı Suçlaması: Yargılama ve Karar” 
5) Bernard Lewis söyleşisi, Le Monde, 1 Ocak 1994 
6) FO 371/6502/E.8545: İngiliz Başsavcılığından Dışişleri Bakanlığı’na, yazı, Londra, 20.05.1921 
7) FO 371/6502/E.5845: Dışişleri Bakanlığı’ndan Başsavcılığa yazı, 31.05.1921 
8) FO 371/6504/E.8745: İngiltere Başsavcılığı’ndan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlığı’na, 29.07.1921 
9) Uluç Gürkan “Ermeni Katliamı Suçlaması: Yargılama ve Karar” 

Uluç Gürkan Eski TBMM Başkanvekili


http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1360083/Anlamak__onyargilari_asmak__nefretten_arinmak.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın