İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Nefs-i Müdafa

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

İsmail GÜZEL

Nefsi Müdafa için öldürülen asiler, öldürdükleri masum Türklerin sayısından çok azdı. Bu rakam resmi kayıtlarda ve tarafsız araştırmacıların raporlarıyla sabittir.

Büyük devletler tarafından Osmanlı devletini parçalamak için ortaya atılan “Müstakil Ermenistan” aldatmacası oyununda Ermeniler, üç ayrı kiliseye (protestan, ortodoks, katolik) alet olmuş, Türk milletinin idaresi altındaki huzurlarını kendi elleri ile bozmuşlar, dolayısıyla da Osmanlı Devletinin harap olmasına sebep olmuşlardır.

Osmanlı Devleti birinci dünya savaşına girmeden önce Ermenilerde bir takım kıpırdanmalar göze çarpıyordu.

Dağıttıkları bildirgeler, takındıkları düşmanca tavırlar, isyan, sözlü ve fiili tecavüz ve komite faaliyetleriyle itilaf devletlerine yardım ediyorlardı.

Bulundukları askeri birliklerde sabotaj yaparak silah, malzeme ve mühimmatı düşmana teslim ederek, casusluk yaparak devleti içten vuruyorlardı.

Dönemin itilaf devletleri ise (Rusya, İngiltere, Fransa) Birinci Dünya Savaşın da Anadolu’yu Ermeni azınlıktan faydalanarak parçalamayı planlamışlardı. Ermenilerde görülen bu yıkıcı durum bu planın bir parçasıydı. 13 Nisan 1915 Rusya Van’a girince Çar’ın emriyle bir Ermeni (Aram Manukyan) göstermelik vali tayin edilmiş ve ardından Türkler görülmemiş bir Rus-Ermeni zulmüne maruz kalmıştır.

Keza Fransızlar Adana’ya girdikleri zaman Ermenilerle işbirliği yaparak Türkleri sindirmeye çalıştılar.

İngilizler aynı şekilde Samsun ve Merzifon’da Türklere zulm yaptılar.

Türk hükümeti komiteci Ermenilerin silahlı saldırılarını önlemek, hayat ve istiklaline kasteden düşman saldırılarını bertaraf etmek için Ermenileri savaş bölgelerinin dışına çıkarmaya karar verdi. Böylece devlet anarşiyi önlemiş olacaktı.

15 Mayıs 1915’de tehcir kanunu bu sebeple çıkarılmıştır.

Türk ordusunu ve milletini tehdit ve zarardan, memleketi anarşiden kurtarmak için asilerin Mezopotamya’ya (Irak) çıkarılmasına karar verildi.

Bunların tehcirinde savaş halinde olmamıza rağmen askeri merciler bu asilerin bütün ihtiyaçlarını temin ederek emniyet içerisinde sevk etti.

Nefsi Müdafa için öldürülen asiler, öldürdükleri masum Türklerin sayısından çok azdı. Bu rakam resmi kayıtlarda ve tarafsız araştırmacıların raporlarıyla sabittir.

Osmanlı dolayısıyla Türk Devlet’i huzuru, hayat ve bekası için yapmak zorunda kaldığı tehcirden dolayı suçlanamaz.

Bugün Rusya, İngiltere, Fransa, İsrail daha pek çoğu bu işi haksızca, adaletsizce, insafsızca ve insanlık dışı yapmakta.

Biz ki Ermenileri Ortadoğu’ya naklettik. Bir düşünür, “Dünyayı Ortadoğu’yu ele geçiren yönetecektir” sözü Ermenilere nasıl davrandığımızın mantıkla izahıdır.

Bugün de Ermeni meselesini tezgahlayanlar süper güçlerdir, çünkü güçlü bir Türkiye’ye tahammülleri yok.

Türk düşmanlığını daima ayakta tutabilmek için okul kitaplarından başlattıkları düşmanlık tohumlarını basın, yayın, kilise ve benzeri yollarla beslemekte istedikleri an uluslararası kamuoyunu istedikleri yönde kanalize edebilmektedirler.

Sonuçta, Ermenilerin menfaatine bir şey olmayacaktır. Yine onlar maşa olarak kullanılacaklardır, doğru ve mantıklı düşünmeyi öğrenene kadar.

Bizlerde gaflet içinde olmayalım.

https://www.internethaber.com/nefs-i-mudafa-2014584y.htm

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın