İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Mesrob Badriark’ın 2007 tarihinde vermiş olduğu Dzağgazart Vaazı

Efendimiz Kudüs’e yaklaşıp Zeytin Dağı’nın yamacında bulunan Beytfaci Köyü’ne geldiklerinde İsa, öğrencilerinden ikisini şu sözlerle köye gönderdi: «Karşınızdaki köye gidin. Hemen orada bağlı bir dişi eşek ve yanında bir sıpa bulacaksınız. Onları çözüp bana getirin. Size bir şey diyen olursa, `Rabb’in bunlara ihtiyacı var, hemen geri gönderecek’ dersiniz.»

Bu olay, peygamber aracılığıyla bildirilen şu sözün yerine gelmesi için oldu:«Sion kızına deyin ki,`Bak, alçakgönüllü Kralın, bir eşeğe, evet bir sıpaya, bir eşek yavrusuna binmiş sana geliyor.’»

Öğrenciler gittiler, İsa’nın kendilerine buyurduğu gibi yaptılar. Eşekle sıpayı getirip üzerlerine giysilerini yaydılar, İsa da sıpanın üzerine bindi. Halkın büyük bir bölümü giysilerini yolun üzerine serdi. Bazıları da ağaçlardan dallar kesiyor, yola seriyorlardı. Önden giden ve arkadan gelen kalabalıklar şöyle bağırıyorlardı:

«Davut Oğluna hozana!Rab’bin adıyla gelene övgüler olsun,en yücelerde hozana!»

İsa Kudüs’e girdiği zaman bütün kent, «Bu kimdir?» diyerek çalkandı.Kalabalıklar, «Bu, Celile’nin Nasıra kentinden İsa peygamber» diyordu. İsa, tapınağın avlusuna girerek oradaki bütün satıcı ve alıcıları dışarı kovdu. Para bozanların masalarını, güvercin satanların sehpalarını devirdi. Onlara şöyle dedi: «`Benim evime dua evi denecek’ diye yazılmıştır. Ama siz burayı haydut inine çevirdiniz!» 

İsa tapınaktayken kendisine gelen kör ve kötürümleri iyileştirdi. Ne var ki, başkâhinlerle din bilginleri, O’nun yarattığı harikaları ve tapınakta, «Davut Oğluna hozana!» diye bağıran çocukları görünce öfkelendiler.

İsa’ya, «Bunların ne söylediğini duyuyor musun?» diye sordular. «Duyuyorum» dedi İsa. «Siz şu sözü hiç okumadınız mı? 

`Küçük çocukların ve emzikte olanların dudaklarından kendine övgüler döktürdün.’»İsa onları bırakıp kentten çıktı. Beytanya’ya dönüp geceyi orada geçirdi. 
 

“Efendimiz Kutsal Hafta’da vuku bulacakları çok iyi bildiği halde, kırpılmaya hazır bir kuzu gibi, kendi arzusuyla Kutsal Kent Kudüs’e girdi. Şehre girdiği zaman, halk O’nu bir kral gibi karşıladı, çünkü Kral Davut’un soyundan geldiği biliniyordu. 

O mabeddeyken, kendisine getirilen birçok kör ve kötürüm insana şifa dağıttı. Ancak O’nu kıskanan din görevlileri, tüm gördükleri karşısında öfkeyle doldular. O’nu nasıl ortadan kaldırabileceklerini düşünmeye başladılar.

O’nun elem günü hızla yaklaşmaktaydı. Çoğu zaman bizler de körüz, çoğu zaman nefsimiz bizleri de köreltiyor, Kutsal Hafta “görme, uyanma” zamanıdır. Silkinme ve üzerimizden uyuşukluğu atma zamanıdır. Kutsal Hafta, imanımızda yenilenme zamanıdır. Efendimiz’in gücü büyüktür, şu anda hayatımızdaki tüm zorlukları, sıkıntıları, hastalıkları, bağımlılıkları bertaraf edebilecek güçtedir. O’na sığınalım.”

AMEN

1 Nisan 2007


  • Tepe Resim: Entry into Jerusalem, ca. 1175, from San Leonardo al Frigido, New York, Metropolitan Museum of Art, 62.189

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın