İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bir klasik Ani pozu

Cengiz SEMERCİOĞLU

Ani’ye gidip de bu pozu vermeyen yoktur…

1072’de yapılmış Ebu’l Menuçehr Camii burası… 
Selçuklular tarafından yapılmış, Anadolu’da Türklerin yaptığı ilk camii…
Arkada görünen Arpaçay, Türkiye-Ermenistan’ı ayıran sınır.
Arpaçay’ın sağ tarafı Ermenistan, sol tarafı Türkiye.
Hemen aşağıda görülen yıkılmış köprü ise tarihi İpekyolu üzerinde yer alan, bir zamanlar kervanların geçerek Ani’ye giriş yaptığı köprü…
Hâlâ da Ermenistan tarafından kervanların köprüye inerken kullandığı patikaların izleri seçilebiliyor.
Kentin en parlak dönemini yaşadığı 977-1020 yılları arasında nüfusunun 100 bini aştığı tahmin ediliyor.
Zaten zenginliği, görkemi her adımda fark ediyorsunuz Ani’de…
Kars’a giderseniz bu fotoğrafı çekmeden, Ani’yi hissetmeden dönmeyin…

Kaz sevenlere kötü bir haberim var

Kars’a gidip de kaz yemeden dönmeyin denir ya ben de denedim elbette.
İlk akşam gittiğimiz Pushkin Cafe’de gelen kaz o kadar tuzluydu ki yiyemedim…
İnat ettim ikinci gün öğlen de kaz söyledim, bu kez Kale Cafe’de…
Ve bingo, müthişti…
Bu kadar kaz üretiliyor mu diye de merak ettim Kars’ta…
Şimdi size kötü bir haberim var…
Ankara’da çiftlikte 
yetiştirilen kazlar gönderiliyormuş Kars’a…
Sırf Kars’a kaz gönderen bir şirket bile varmış Ankara’da…
Kazın da organiği, çiftliği varmış yeni öğrendim.
Yani Kars’a kadar gidip de yediğiniz kaz Ankaralı olabilir arkadaşlar…

Kars’ı karsız görmek

Kars’ta ne yazık ki belediyecilik hizmetleri son 5 yılda yeterince verilememiş, bir sonraki yazıda anlattım bunu…
Şehrin merkezinde gezerken her tarafın çamur olmasından anladım ki, Kars’ı karsız gezmek doğru değil…
Kar güzel bir şal gibi örtüyormuş şehrin üstünü demek.
Kar olmayınca Rusların 40 yıl kalıp Kars’ta inşa ettikleri olağanüstü binalarla, bizim 70 yılda yaptıklarımız arasındaki mimari uçurum çok daha çarpıcı şekilde çıkıyor ortaya.
1.5 gün kalıp hızlı bir şehir turu yaptım… 
Sarıkamış’a gittim, kayak yapamadım ama altın tozu serpilmiş gibi parlayan eşsiz karını gördüm.
Ya Çıldır’a gidecektim ya Ani’ye, ben ikincisini tercih ettim.
Ama seneye kışın kar altında gidip mutlaka yeniden göreceğim Kars’ı.

Seçilecek Başkan’a çok önemli bir tavsiye…

Geçen yıl daha gitmeden 
Kars’ı çok eleştirmiştim, turizmi 12 aya yaymak istiyorsanız bu kafayla yapamazsınız diye…
Çünkü giden arkadaşlarım, gittikleri kafelerde hatta Çıldır Gölü’nün yanındaki balıkçılarda bile alkol satılmadığını anlatıyorlardı bana…
Her giden turist el altından içkisini yudumluyormuş…
Ben bunu yazınca Çıldır’daki bir-iki balıkçıya alkol izni 
verilmişti geçen sene ama gidince gözlerimle gördüm ki Kars’ta ciddi bir sorun bu…
Gelen turist gizli alkol tüketiyor… 
Olacak iş mi?
31 Mart’ta Kars’ta koltuğa yeni oturacak başkana şimdiden sesleniyorum…
Şu mekanlardaki alkol meselesini çözün.
İstemeyen içmesin, kimsenin bir şey dediği yok…
Ama bırakın isteyen turist de içsin… 
El altından değil, alkol 
ruhsatı vereceğiniz bazı mekanlarda legal olarak servis edilsin alkol…
Sadece Kars’ta değil bütün turistik yerlerimizde seçilecek başkanların alkol meselesine bu zihniyetle yaklaşması lazım.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/cengiz-semercioglu/bir-klasik-ani-pozu-41146677

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın