İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Markar Esayan: Mutafyan yerli ve milli bir insandı

Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan, tedavi gördüğü Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Mutafyan’ın öğrencisi olan Markar Esayan, TM Dijital Haber Merkezi’nden Ezgi Aşık’a Mutafyan’la ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Genç yaşta patrik olarak seçilmişti. Çok donanımlıydı, yerli ve milli bir insandı. Türkiye’nin evladıydı. Hem dünyanın hem de Türkiye’nin tarihini çok iyi bir bilen bir insandı.” ifadelerini kullandı.

TM Dijital Haber Merkezi

Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan’ın, tedavi gördüğü Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi’nde 63 yaşında hayatını kaybetmesiyle ilgili konuşan Akşam gazetesi yazarı Markar Esayan, Mutafyan’ın yerli ve milli bir insan olduğunu ve Türkiye’nin evladı olduğunu söyledi.

080320191706430550759_3

“İYİ YETİŞMİŞ BİR ENTELEKTÜELDİ”

Türkiye Ermenileri Patriği Mutafyan’ın bir öğrencisi olduğunu dile getiren Markar Esayan, TM Dijital Haber Merkezi’nden Ezgi Aşık’a yaptığı açıklamasında, “Çok değerli bir şahıstı. Öncellikle iyi yetişmiş bir aydın ve entelektüeldi. Kendisiyle Kilis’te gençlik grubunda bulundum. İncil derslerine ve diğer kültür derslerine katıldım. Birlikte yoğun çalışmalarımız da oldu. Özellikle kiliselerin ihtiyaçları konusunda ama daha çok yardım severlik noktasında birlikte yaptığımız, tabi onun yaptığı, riyaset ettiği çalışmalarımız olmuştu. Seyahatlerimiz olmuştu.” ifadelerini kullandı.

Mutafyan’ın demans hastalığına sahip olduğunu söyleyen Esayan, “Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan, yaklaşık 10 yıla yakın bir hastalık süreci geçirdi. Belli bir süredir bitkisel hayatta yaşamaktaydı. Cemaatimiz tüm olanaklarıyla kendisine en iyi şekilde baktı. Öncellikle bunu ifade etmek lazımdır. Zor bir hastalıktı, Ermeni toplumu iyi bir sınav verdi.” dedi.

“YERLİ VE MİLLİ BİR İNSANDI, TÜRKİYE’NİN EVLADIYDI”

Mesrob Mutafyan’ın yerli ve milli bir insan olduğunu belirten Akşam gazetesi yazarı Markar Esayan, “1998 yılında patrik seçildiğinden itibaren ondan çok daha uzun yıllar hizmet etmesini bekliyorduk, çok ümitliydik. Genç yaşta bir patrik olarak seçilmişti. Türkiye’nin evladıydı. Hem dünya hem de Türkiye’nin tarihini çok iyi bir bilen bir insandı. Patrikler geleneğimiz gereği İncil’e göre ölene kadar seçildiği için biz kendisine uzun ömürler diliyorduk. Uzun yıllar hizmet etmesini ve liderlik etmesini bekliyorduk ama böyle olmadı.” şeklinde konuştu.

Mutafyan’ın edebiyata ve sanata çok hakim birisi olduğuna da dikkat çeken Esayan, “Felsefe ve sosyoloji okumuştu. Bu açıdan da hem Türkiye’nin hem de kutsal bölgelerin özellikle Kudüs ve Filistin’i neredeyse sokak sokak, yer yer tüm tarihini ezbere bilirdi.  Bu açıdan gerçekten donanımlı bir din adamıydı. Örnek model açısından bizler için çok önemliydi. Maalesef ebediyete intikal etti. Mekânı cennet olsun.” diye konuştu.

“YENİLİKÇİ KARAKTERİYLE CEMAAT ÜZERİNDEKİ UYUŞUKLUĞU SİLKELEMİŞTİ”

Mesrob Mutafyan’ın hastalığının Hrant Dink’in öldürülmesinden birkaç ay sonra başladığını da söyleyen Esayan, “Hrant Dink kardeşimizin öldürülmesinden üç beş ay sonra hastalık kısa bir süre içerisinde yavaş yavaş belirtilerini göstermeye başladı. Unutkanlığı çok hızlı ilerledi. 2008 yılı başı itibarıyla artık teşhis konmuştu. Hastalık hızlı ilerleyerek yatalak durumuna kadar geldi. Hem iyi bir ruhaniydi hem de iyi bir entelektüeldi. Erken yaşta kaybetmek hem bizim hem de Türkiye için büyük talihsizlik oldu.” ifadelerini kullandı.

Ermeni toplumunu 21. yüzyıla hazırlamak için gerekli çok eski ayrımcı devlet pratiklerinden kaynaklanan kaybedilmiş çok uzun bir süre olduğunu belirten Esayan, Mesrob Mutafyan’ın yenilikçi karakteriyle Türkiye Ermenileri cemaatinin üzerindeki uyuşukluğu silkelediğini ifade ederek, şöyle konuştu:

“Cemaatiyle bağını koparmış ve dağılmış cemaatin tekrardan toparlanması, kilise faaliyetlerinin daha iyi verilmesi, patrikhanenin hukukî sorunlarının çözülmesinde tüzel kişiliğinin olmaması patrikhanenin en büyük sıkıntılarıydı.”

AK Parti dönemine kadar ciddi bir gerileme ve içe kapanma ilişkisi yaşandığını ve bu süreçte sivil alanda Hrant Dink’i, ruhani alanda ise Mesrob Mutafyan’ı Ermeni topluluklarının bir anlamda “dirilişinin önderleri” olarak kabul ettiklerini anlatan Markar Esayan, “Bu açıdan iki büyük kayıp vermiş olduk. 19 Ocak 2007’de Hrant’ı kaybettik, ondan kısa bir süre sonra da fiilen patriğimizi (Mutafyan) kaybettik. Bugün bedenen kaybetsek de beyin rahatsızlığı yüzünden 2008 yılından beri patriğimiz fonksiyonel olmamaya başladı.” sözlerini kullandı.

MESROB MUTAFYAN KİMDİR?

Türkiye Ermenileri 84. Patriği olan Mesrob II. Mutafyan, 1956 yılında İstanbul’da doğdu. ABD’de Memphis Üniversitesi’nde sosyoloji ve felsefe okudu. 1977 yılında Üç Horon Kilisesi’nde dinsel rütbe diyakosluğa yükseltildi.

Kudüs Ruhban Okulu’nda öğretmenlik, Kınalıada’daki Ermeni Kilisesi’nde vaizlik yaptı. 1983 yılında Patrikhane Genel Sekreterliği’ne getirildi. Türkçe, İngilizce, Klasik Ermenice, İbranice, İtalyanca ve Fransızca biliyordu. 1998’de İstanbul Ermenileri Patriği II. Karekin Kazancıyan’ın vefatı üzerine patrik vekili seçilen Mutafyan, 8 Mart 2019 tarihinde tedavi gördüğü Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi’nde hayatını kaybetti.


https://www.aksam.com.tr/guncel/markar-esayan-mutafyan-yerli-ve-milli-bir-insandi/haber-829325

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın