İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Futbola milli ruhla sarıldık

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert'in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***


Osmanlı modernleşmesi, Osmanlı’da modern sporların tarihi ve Galatsaray’ın ilk elli yılı hakkında araştırmalar yapan Melih Şabanoğlu, “Futbol ne zaman bir milliyetçilik temaşasına dönüşüyor, halktaki milli duygular harlanıyor ve bu futbol sahalarına yansıyor. Halkın futbola ilgisi milliyetçilik temelli oluyor” diyor.

Futbol Türkiye’ye nasıl ve kimler tarafından getirildi? İlk maç ne zaman yapıldı? İstanbul Futbol Ligi ne zaman kuruldu? İlk futbol kulüpleri nasıl kuruldu? Halkın futbola ilgisi nasıldı? Bu ve buna benzer tüm sorularımızı çok uzun zamandan beri Osmanlı modernleşmesi, Osmanlı’da modern sporların tarihi ve Galatsaray’ın ilk elli yılı hakkında araştırmalar yapan Melih Şabanoğlu’na yönelttik. Vakıfbank Kültür Yayınları’ndan çıkan Kuruluş: Mekteb-i Sultani’den Galatasaray Spor Kulübü’ne Türkiye’de Futbolun Erken Çağı (1904-1907) kitabıyla Türkiye’de futbolun başlangıç serüvenine ışık tutan Şabanoğlu, şu notu düşüyor: “Futbol ne zaman bir milliyetçilik temaşasına dönüşüyor, halktaki milli duygular harlanıyor ve bu futbol sahalarına yansıyor. Halkın futbola ilgisi milliyetçilik temelli oluyor.”

Futbolun Türkiye’ye gelişi nasıl oluyor?

Türkiye’ye tüm modern sporu getirenler İngilizler. İlk futbol maçlarını da İngilizler kendi aralarında yapıyor. İstanbul ve İzmir’de yaşayan Britanya Kolonisi’ne ait insanlardan bahsediyorum. 19. yüzyılda osmanlı’da ciddi bir sayıda İngiliz kolonisinden söz etmek mümkün. Türkiye’de ilk futbolun İzmir ve İstanbul’da mı oynandığı konusunda net bir bilgi yok. Ama 1870’lerden sonra oynandığını düşünüyoruz. Bugünkü modern futbol değil tabii ki. 1900 yılında bir Salamander isimli bir İngiliz gemisi İstanbul limanını ziyaret ediyor. Bu geminin bir de futbol takımı var. Geminin takımı İstanbul’da muhtelif yerlerde maç yapıyor. Salamender’in İstanbul ziyareti birdenbire futbolun moda olmasını sağlıyor. Takımların kuruluşunun da bu geminin ziyaretinden sonra olduğunu görüyoruz. 

HALKIN İLGİSİ AZ

Halkın ilgisi ne düzeyde futbola?

Müslüman Türk zümre futbolla çok ilgilenmiyor. Futbol oynayanlar ve İstanbul’a getirenler İngilizler. Sonra Rumlara ve Ermenilere öğretiyor. Fakat Müslüman Türk zümre futbola uzak. Bunun dini ve sosyolojik gerekçeleri var.

Nedir bu gerekçeler?

İngilizler Sultan II. Abdülhamit tarafından olağan şüpheli kabul edildikleri için İngilizlerle temasa geçmek biraz cesaret isteyen bir şey. Futbolun şortla oynanması da toplumda hoş karşılanmıyor.

Halkın ilgisini ne zaman çekiyor?

Güzel soru. Futbol ne zaman bir milliyetçilik temaşasına dönüşüyor, halktaki milli duygular harlanıyor ve bu futbol sahalarına yansıyor. Halkın futbola ilgisi milliyetçilik temelli oluyor.

Nasıl yani?

Mesela 1906 – 1907 sezonunda Galatasaray’ın Ermeni bir takım olan Baltalimanı ile oynadığı maçı 3 bin kişi izliyor. Ermeni kaynaklar bu maçı izleyenlerin içinde paşaların da olduğunu söylüyor. Bu maç Ermenilerle Müslümanların milli mücadelesine dönüşmüş bir anlamda. O yüzden çok ilgi görüyor.

Müslüman Türk zümrenin futbolla teması ne zamana denk geliyor?

1901 yılında Black Stocking (Siyah Çoraplar) adında Türklerden oluşan bir takım kuruluyor. Ama biz futbol oynayabilir miyiz diye kuruluyor. Sonra başlarına bir hadise geliyor dağılmak zorunda kalıyorlar ama bence başlarına bir şey gelmese de devam edecekler gibi durmuyor. Çünkü o takım içinden sonradan sadece 3 kişi futbola devam ediyor. Yıllar sonra Müslüman Türk zümre içinde İngilizlerle temasa geçip futbol oynayan ilk grubun Mekteb-i Sultani öğrencileri olduğunu görüyoruz. 

OSMANLI’NIN AYNASI

Modern futbol ülkede nasıl başlıyor?

Net olarak şu tarihte başlamıştır diyemiyoruz ama 1904 yılında Ali Sami Yen Mekteb-i Sultani öğrencisi iken Moda’da hayatında ilk defa İngiliz takımları arasında maç seyrediyor. Çok hoşuna gidiyor. Mektebe dönüp arkadaşlarına anlatıyor. Modern futbol arayışının bu maçtan sonra başladığını düşünebiliriz. Modern futbolun da kurallarını çok iyi biliyor değiller. Yaklaşık bir yıl boyunca hem modern futbolun kurallarını bu İngilizlerle oynayarak öğeniyorlar hem de yurt dışından futbol kitapları ısmarlıyorlar. 1905 yılında da Mekteb-i Sultani içinde 11 futbolcunun yer aldığı bir takım kuruyorlar. Bu bir ilk.

Abdülhamid futbolu yasaklamadı

Abdülhamid’in futbolu yasakladığı yazıldı, çizildi. Gerçekten böyle bir yasak var mıydı?

Türkiye’de futbol tarihi ile ilgili tüm kitaplarda “II. Abdülhamid döneminde Müslümanların futbol oynaması yasaktı. Gizli oynarlardı.” ibaresini görürsünüz. Bu mesnetsiz bir iddia. Yasak olsaydı Galatasaray kurulamazdı. Osmanlı paşaları da maçları izliyor. Fenerbahçe’de Papazın Çayırı denilen yer Osmanlı’ya ait. Burası İstanbul Futbol Ligi için her kulüp iki lira karşılığında burayı kiralıyor. Abdülhamid’in bundan haberi olmayabilir mi? Hiç olmazsa kendisine gelen jurnallerden biliyordur.

Ali Sami Yen kanonik eserler verdi

Kulübün kurucusu Ali Sami Yen, Türk spor tarihi ve Galatasaray için ne ifade ediyor?

Ali Sami Yen çok özel bir insan. Şemsettin Sami’nin oğlu. Bugün birçok Galatasaraylı Şemsettin Sami’nin kim olduğunu bilmiyorlar. Türkçe dilbilgisini neredeyse tek başına oluşturmuş bir insan. Yedi dil biliyor. Ali Sami Yen de onun oğlu olarak örnek bir Mekteb-i Sultani talebesi. Diğer arkadaşlarından farklı. Galatasaray camiasında çok saygın bir yeri var. Onun karizmatik ve dominant yapısından dolayı diğer kurucular geri planda kalmıştır. Bunlar dışında Türkiye spor tarihçiliğinin de kanonik eserlerini vermiştir. 

Spor başarıya endeksli olmaz

Bir Galatasaraylı olarak kulübün bugünkü durumunu nasıl görüyorsunuz? 

Övündüğüm ve üzüldüğüm taraflar var. Her şeyden önce Galatasaray bir spor kulübüdür. Birçok alanda da birincilikleri var. Üzüldüğüm nokta Galatasaray’ın bir spor kulübünden öte bir futbol kulübüne indirgenmiş olması. Özellikle taraftarlık nezninde. Bunun çok hoş olmadığını düşünüyorum. Galatasaray taraftar nezninde spor için spor yapan bir kulüp olmaktan öte başarıya endeksli bir yapıya dönüştü. Bunun iyi yönetebiliyor olmak lazım. İlk günlerle bugünleri kıyaslayınca karşımıza çıkan bu. Ancak elbette bir başarı öyküsü var ortada. Her Galatasaraylının bundan mutluluk duyması gerekiyor.

Harun Karabuç


https://www.yenisafak.com/hayat/futbola-milli-ruhla-sarildik-3446867

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın