Mustafa Küpçü / Kocaeli Gazetesi
Ankara eski belediye başkanı Melih Gökçek’in, CHP adayı Mansur Yavaş’la ilgili olarak; “Angaralı değil, Makedon!” açıklaması “gündem” oldu!
Demokrasi kültürü gelişmemiş, eğitim sistemi güdük, halkının büyük çoğunluğu sosyal yardımlarla yaşamını sürdürmeye çalışan ülkelerde, uyanık siyasetçilerin en etkili iki silahı “etnik köken ve din üzerinden siyaset” yapmaktır!
“HEMŞEHRİLİK” ilişkisi hayatın her alanında büyük önem taşır!
Asker ocağında ilk soru; “Hemşerim, memleket nere?” olur!
Bir kamu ya da özel sektörde üst düzey yönetici olan kişi, işe adam alırken öncelikle “hemşerilerini” tercih eder!
Her insan ve toplumsal grup, kendisinde diğer etnik kökenlere mensup insanlara göre daha bir üstünlük vehmeder! Oysa, her etnik ya da dinsel-mezhepsel grubun iyisi de vardır, çürüğü de!
IRK ÜSTÜNLÜĞÜ saplantısı, birey ve toplum üzerinde çok acı ve yıkıcı sonuçlar doğurur.
Siyaset Bilimi uzmanlarına göre; “farklı coğrafi alanlarda yaşayan” insanlar arasında kimi farklılıklar oluşur. Örneğin; çok sıcak ya da çok soğuk coğrafi alanlarda yaşayan insanların bilimsel, teknolojik üretimleri daha zayıftır. Ilıman iklim insanı daha üretken ve çalışkandır. Ancak, bu yaklaşımın bile istisnaları vardır.
Yıllar önce Adıyaman’ın Kahta ilçesinde, Kültür ve Turizm Müdürü’nün Kommagene Uygarlığı sunumu sonrası “Anadolu kimin?” sorusu takıldı aklıma! Makedonyalı Büyük İskender, kısa yaşamında büyük fetihler yapıyor. Persler’le de savaşıyor. Ancak, Makedonyalı bir grup asker, Pers kökenlilerle evlilik kuruyor ve yeni bir uygarlık yaratıyorlar.
Nemrut Dağı zirvesindeki o muhteşem Tümülüs ve devasa heykeller, Cendere Köprüsü bugüne kadar kalan kültürel mirasları.
Peki, ilk çağdan bugüne Anadolu’da var olmuş ve zamanla yok olmuş onca uygarlığın insanları buharlaşıp yok mu oldular?
Yıllar öncesinden bir gazete kupürünü arşivimde hala saklarım; “Avusturalyalı ırkçı milletvekili Pauline Hanson’un DNA’sında Türk genleri çıktı.” Test sonuçlarına göre Hanson; yüzde 9 Ortadoğulu, yüzde 32 İtalyan, Yunan ve Türk karışımı, yüzde 59 Kuzey Avrupalı!..
21. yüzyılda “saf kan insan” aramak mümkün mü?
Doğru ve insani bir yol mu?
1995’de Bosna’da 8 gün yaşadım. Elimde kamera birçok söyleşi yaptım. Karamürsel’deki akrabalarına mektup gönderenler oldu. Bosna’da dünden bugüne yaşamış olanların bir kısmı, Osmanlı döneminde Karamanoğulları kökenli kişilerden oluşuyor. Balkanlar’da da aynı kökenden çok insan yaşamış. Sonra, farklı kökenlerle evlilikler oluşmuş. Sırp kökenli nişanlısı ile Sırpların attığı bomba ile yaşamını yitiren Müslüman-Boşnak genç, şimdi Tuzla kentinin parkında yan yana yatıyorlar.
Bosna-Mostar’da, hediyelik eşya satan İstanbullu Osman Amca da bir Boşnak kızına aşık olup Bosna’ya gelmiş. Bir ömür mutlu yaşamışlar…
Son olarak;
Melih Gökçek, Yıldırım Bayezıd’dan itibaren tüm Osmanlı Padişahlarının analarının Bulgar, Sırp, Rum, Rus, Ermeni, Yahudi, Polonyalı, Fransız, Cenevizli ve Roman olduklarını bilmez mi?!..
Ya dini inanç?
Kim nasıl inanırsa inansın. Kime ne? Önemli olan “İNSAN GİBİ İNSAN” olmak değil mi?
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, İstanbul’da yakın akraba gibi yaşamış Türk, Ermeni, Rum, Musevi yurttaşlarımızın öyküleri yok mu?
Toplumun kimi zaaflarını sömürerek, toplum içine “NİFAK” sokan kirli siyasetçilerin bizi birbirimize karşı “KİN ve ÖFKE” ile düşman etmeleri günah değil mi?
Allah’ın, Peygamber’e bile vermediği bir yetkiyi “kirli siyaset” adına kullanıp, “Cennet vaadi” ile oy devşirmeye çalışmak öncelikle GÜNAH sonra AHLAKSIZLIK değil mi?
YETER artık!
Bu ilkel siyaset çomağı ile oynamayın!
Önce “İNSAN” olmayı, “farklı inanç, kültürel kimlik ve siyasal tercih” içindeki insanlarımıza SAYGILI olalım!
Bu çağda, bu ülkeye bu ORTAÇAĞ değerleri ve bunu kullanan siyasetçiler yakışmıyor!
https://www.kocaeligazetesi.com.tr/makale/1795398/mustafa-kupcu/kimlik-siyaseti
İlk yorum yapan siz olun