İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Yetimlerin babası Kazım Karabekir Paşa’

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

Kazım Karabekir’in kızı Timsal Karabekir Yıldıran, babasının Birinci Dünya ve Kurtuluş Savaşı’nın zorlu şartlarında henüz genç bir subayken, savaşın yetim bıraktığı binlerce çocuğa babalık yaptığını söyledi.

Kazım Karabekir’in kızı Timsal Karabekir Yıldıran, Kadıköy’de bugün Kazım Karabekir Müzesi olarak kullanılan köşkte yaptığı açıklamada, Mustafa Kemal Atatürk, Ali Fuat Cebesoy, babası Kazım Karabekir ve silah arkadaşlarının harp akademisinden mezun olup, ayaklarına postallarını giydikleri anda kendilerini savaşın içinde bulduklarını hatırlattı.

Yıldıran, babası Kazım Karabekir’in Balkan savaşları, Edirne savunması, Çanakkale, Kut’ül Amare ve Doğu Anadolu’da çok zor dönemlerden geçtiğini belirterek, “Kars’ın ikinci kurtuluşu, o ızdıraplı dönemler ve cumhuriyet ilan ediliyor ve ondan sonra aile kurmaya da fırsat buluyor. 1924 yılında aydın eşrafı Cemal Bey’in kızı İclal Hanım ile evleniyor. Çok mutlu bir çift, herkese örnek olması gereken, birbirlerine saygıyla, sevgiyle bağlı olan güzel bir aile oluyorlar.” dedi.

Savaş sonrasında yeni Türkiye’nin inşası için Kazım Karabekir’in de siyasette görev aldığını anlatan Yıldıran, Atatürk’ün onayıyla cumhuriyetin ilk muhalefet partisi Terrakki Perver Cumhuriyet Fırkası’nın kurulduğunu fakat 8 ay gibi kısa bir sürede partinin kapatıldığını ifade etti.

kazim-karabekir-aa

Karabekir ve arkadaşlarının partinin kapatılması ve istiklal mahkemeleriyle zor bir dönem geçirdiğini belirten Timsal Karabekir Yıldıran, “Mustafa Kemal’in en yakın arkadaşları, daha sonra Mustafa Kemal’e yapılması düşünülen suikasta bulaştırılacak ve İzmir’de istiklal mahkemelerinde, hiçbirinin hukukçu olmadığı Aliler Divanı, paşaları idamla yargılayacaklar. O acıları yaşıyorlar. Paşalar beraat ediyorlar ama anladığımız anlamda ‘Özgürsün, git’ denmiyor. Bu evde yıllar yılı Kazım Karabekir, kapıda hafiyelerin göz hapsinde yaşıyor. Mevlana der ki ‘Her kahırdan lütuf doğar.’ Kazım Karabekir’in bu evde haksız yere göz hapsinde oluşu kahırsa, masasının başında yakın tarihimize ışık tutan, belgelere dayalı olan kitaplarını da lütuf olarak yazmış.” diye konuştu.

Babasını 7 yaşına girdiği gün 26 Ocak 1948’de kaybettiğini söyleyen Yıldıran, babasıyla dolu dolu geçen yılları “şefkat pınarı” olarak tanımladı.

“SAVAŞIN YETİM ÇOCUKLARININ BABASI”

Kendisinden 14 yaş büyük ikiz ablaları olduğunu dile getiren Yıldıran, şöyle devam etti:

“Biz üç kız kardeşiz ama bizden önce binlerce evlada gerçek bir baba olmuş. Düşündüğüm zaman benim aklım almıyor. Ben bunları daha çok babamın hatıralarından ya da ablalarımın ve annemin anlatmalarından biliyorum. Çünkü babamın teke tek bana anlattığı yaşta değilim. Ama diyor ki ‘Erzurum’da evlatlarımın kreşinin yanına evimi naklettim. Çocuklarımı göreve gitmeden önce ve görev dönüşü görebileyim diye.’ Bu çok önemli. Gerçekten daha babalığı yaşamamış bir adam, o şefkati yüreğinde hissediyor. Kundakta bile kreşte evlatları var. Savaşta yetim kalmış evlatlar. Bunlar 4 bin erkek ve 2 binden fazla kız evlat… Onlara sadece maddi olarak karnını doyurması sırtını giydirmek değil, onlarla oya işler gibi onların karakterinde etkili oluyor. Ne meslek sahibi olacaklar, becerileri hangi konuda, onlarla teker teker ilgileniyor. Benim aklımın gerçekten almadığı şu ki bir tarafta bir savaş, bir tarafta gerçekten o evlatlarla şefkatli bir baba olarak uğraş…”

ataturk-aa

Babasının yetimleriyle zaman zaman görüştüğünü anlatan Yıldıran, Sivas’ta tugay komutanının kendisine “Rahmetli Sabri Koçak Paşa, o zaman albaydı, elini omzuma koydu, ‘Kardeşim senin baban, senden önce benim babamdı. Ben onun evlatlarındanım.’ dediğini aktardı.

Timsal Yıldıran, babasının himayesine aldığı yetimlere “ağabeylerim, ablalarım” dediğini belirterek, “Zenginim. Hiç tanıdıklarınızın içinde 4 bin ağabeyi, 2 bin 2 ablası olan var mı? Benim var. O güzel insanları tanıma fırsatım oldu.” ifadelerini kullandı.

Babası ile arasında 59 yaş olduğunu ifade eden Yıldıran, şunları anlattı:

“Babamla olan 7 yılın her günü bayramdı. Ablalarımın çocukluğunda babam askerlikten ayrılmış ve milletvekilliğine de ara vermişti. ablalarımın beslenmeleri, sporları ve eğitimleriyle birebir ilgilenmiş. Benim çocukluğumda babam milletvekili olmuştu. Beni okul yaşım geldiği halde okula göndermemişti. İyi ki de göndermemiş çünkü o yıl vefat edecekmiş. Bahçede yaz ayında ‘Timsal’e anaokulu açıyorum.’ dedi. Kurbanlar kesildi, helvalar, şerbetler dağıtıldı. O esasında baba okuluydu, benim ilk öğretmenim babam. Yazı yazmayı, az da olsa Almanca kelimeleri, özellikle kendi yazdığı marşları hep babamdan öğrendim. Bizden önceki evlatlarına marşlar yazmış Türk Yılmaz marşı var ki bu bizim hayatımızda ailemizin hayat felsefesidir. Ne olursa olsun yılmak yok. İstiklal Marşı yarışmasına da katıldığı Hür Vatan Marşı var, ‘Ya İstiklal ya ölüm’ diyor. Kazım Karabekir’i bir komutan olarak gördüğümüz zaman sert bir adam izlenimi olabilir. Babam çok şefkatli, çok sevgi dolu bir insan.”

Babasının arşivinde himayesine aldığı yetim çocuklardan mektuplar olduğunu ifade eden Yıldıran, “Analar babalar hunharca şehit edilmiş ve o evlatlar perişan durumdalar. Babaları evlatlarını sünnet ettirecek kadar yaşamamış. Kazım Karabekir babaları Erzurum’da onların düğününü yapıyor. O evlatlar ‘Paşa babamız’ diye mektuplar yazıyorlar, o günü anlatıyorlar, ‘Ağzımıza lokum verdin, elimize oyuncak. Bizi müzikle oyunlarla oyaladın ve hepimize kirve oldun.’ O evlatlarına da çok şefkatli bir baba.” şeklinde konuştu.

kazim-karabekir-aa-3

Babasının ortada kalmış Ermeni çocuklarına da babalık yaptığını dile getiren Yıldıran, şunları anlattı:

“Ortada kalmış Ermeni çocuklarına da gerçek bir babalık ediyor. Trabzon’da Amerikalıların açtığı bir yetimhanede Kazım Karabekir, yetimler babası olarak onlara da el uzatıyor. Müzede sergilenen bir kara kalem resim bunun kanıtıdır. O çocuklar bir teşekkür olarak Kazım Karabekir portresini kara kalem yapıyorlar ve altındaki yazı çarpıcı, ‘Yetimler babası Kazım Karabekir Paşa Hazretleri Trabzon Ermeni yetimleri tarafından.’ Çok önemli bir belgedir bu. Bizi bir şekilde sözde soykırımla suçlarken insanlar, bir Türk paşası, bir Osmanlı paşası Ermeni çocuklara babalık edecek, böyle bir soykırım olabilir mi? Gerçekten o yetim evlatların bu yalanı bize yapıştırmaya çalışanlara tokat gibi bir cevabıdır o.”

“TÜRK EVLATLARINA BU VATANI BIRAKTILAR”

Timsal Karabekir Yıldıran, babasını 70 yıldır saygı ve özlemle yad ettiklerini dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Babam ve silah arkadaşları, hepimize, bütün Türk evlatlarına bu vatanı bıraktılar. Türkiye Cumhuriyeti’ni kurup bizlere armağan eden ilahi bir kardo… Kendi ahlakını, şerefini, dürüstlüğünü, yardımseverliğini bize bıraktı. Anılarında diyor ki ‘Evlatlarıma bıraktığım en kutsal emanet, Kars Kalesi’ne çekilen şanlı bayrak.’ Kars Kalesi’ne şanlı bayrağımızı iki kere çekiyor, Kars’ı iki kere kurtarıyor. ‘Daha Kuleli Askeri Lisesi’nin 2. sınıfındayken 40 yıl Rus zulmünde olan Kars’ı kurtarmak idealimdi.’ diyor. Kars’ı kurtarmayı daha okul çağlarında kafaya koymuş ve Allah ona iki kere nasip ediyor ki Kars Kalesi’ne şanlı bayrağımızı iki kere çekiyor. O bayrak Harbiye Askeri Müzesi’nde sergileniyor. O Kars Kalesi’ne çekilen şanlı bayrak 26 Ocak’ta vefat ettiği zaman tabutunun üzerinde olan bayraktır. Bize o kadar kutsal bir emanet bırakmışlar ki her Türk evladının, beşikten mezara kadar hepimizin Türkiye Cumhuriyeti’ne hizmet etmek borcumuzdur, görevimizdir, ibadetimizdir.”

kazim-karabekir-aa-2

kazim-karabekir-aa-4

kazim-karabekir-aa-1

https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/yetimlerin-babasi-kazim-karabekir-pasa-3266260/

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın