İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Şifre 2025!

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***

Ergün Diler / Takvim

TRUMP’IN Suriye ile ilgili sözleri ve ardından yaşananlar haklı olarak herkesin aklına “Kim Başkan’ın sözlerini boşa çıkarıyor?” sorusunu getirmekte.
ABD böyledir ama. Başkanlar her şeye karar veremez. Hele hele uzun vadeli plan programlar, emin olun BAŞKANLARA sorulmaz bile… Sistem gereğini yapar…
Zaten Amerika Birleşik Devletleri, ana planlar üzerinde fazla değişiklik yapmayı sevmez. 20 Ocak 1977’de Beyaz Saray’da ilk gününü yaşayan Başkan Jimmy Carter, sadece 4 gün sonra önüne gelen Pentagon raporunu onayladı.
O raporda 2025 yılının haritasında bir Kürt devletinin kurulduğu ön görülüyordu.
Carter konuyla ilgili ne biliyordu?
Bilmesi gerekmiyordu ki!
O plan bugün de geçerliliğini koruyor ve bir şekilde ilerliyor.
Yani ABD açısından değişen bir şey yok. Arap Baharı’nın Temmuz 2011’de Suriye’yi de içine alması bu planın bir parçasıydı.
Ardından Suriye’nin kuzey bölgesi yavaş yavaş YPG adlı oluşuma teslim edilmeye başlandı.
Bunun hızlandırılması için yeni bir örgüt gerekiyordu ki, o da Amerikan silahlarıyla donatılmış DEAŞ’tı. TEZANTİ TEZ, ABD planının içindeydi. Görmek için sadece doğru bakmak gerekiyordu!
DEAŞ, 2025 yılındaki Kürt devletinin olduğu Suriye’nin kuzeyine operasyonlar yaptı.
ABD’nin masasındaki planda 2025’te o bölgede DEVLET kuruluyordu! Rejimden alınan bölgeler, kısa bir süre sonra sarı renge boyanıyordu. Yani Kürt devleti projesine… Bu plan mükemmel işledi. Hatta Türkiye’deki Kürtler’i de bu planın içine dahil etmek için 2014’te Kobani olayı organize edildi. Pentagon’un bölgedeki en başarılı operasyonuydu.
“DEAŞ, masum Kürt vatandaşları öldürüyor, Türkiye ise buna sessiz kalıyor” deniliyordu.
ABD’nin oyununa göre tablo bu şekildeydi. İçeride yaşadığımız her şeye de böyle bakmakta fayda var! MİT TIRLARININ durdurulması gibi…
YPG ve SARI renk tuttu! Kürt Devleti için Türkiye’den de toprak isterler mi? Elbette! Ellerinden gelse hemen! Ancak ABD KÜRT OLUŞUMUNDAN vazgeçmedi. Hem de hiç…
Türkiye, Suriye, Irak, İran ve Ermenistan’dan alınacak toprakla, saçma bir çizimle de olsa bir Kürt devleti haritası çizilecekti.
Amaçları buydu. Bu plan şu an devrede! Onlar için başarısızlık yok! ABD’nin Suriye’den çekilme kararı alması, aslında bu büyük oyunun en önemli bir parçası.
ABD, bölgeden çekilmiş imajı verecek bölgenin daha da karışmasını sağlayacak.
Ardından da bölgede bir tamponun olması gerektiği ve bunun da Kürt devleti olacağı empoze edilecek.
Oyun bu! Hatta bu oyun için “yüzyılın çözümü için bir fırsat” denilecek. Kürt devletinin kurulmaması halinde bölgenin belki de 100 yıl boyunca kaos yaşayacağı ölümlerin ve yok oluşun merkezi olacağı zaten bugün de söyleniyor. Söylenecek de… ABD PLANINI, HER AŞAMADA DESTEKLİYOR yani! Şimdi burada en büyük sıkıntı Türkiye… ABD, Türkiye ile bu konuda anlaşmanın olmayacağının farkında.
Türkiye ile birlikte hareket etmenin bugün için avantajlarını kabul eden Washington, şimdilik bu planı toprak altından sürdürüyor.
YPG’deki çok güçlü silahlardan Türkiye’nin elinde olmaması, ABD’nin büyük bir savaş planı hazırladığının da kanıtı. Binlerce TIR silah nerede? Bu silahların eğitimi için bölgede bulunan Amerikalı komutanların hazırladığı raporda, eğitimlerin büyük başarıyla tamamlandığı yazıyor.
DEAŞ’a karşı silahlandırılan YPG’nin, hangi DEAŞ’la savaştığını gören var mı? Bu plana her ne kadar bugün ABD ile karşı karşıya gelse de Fransa ve Almanya da destek veriyor.
Hatta Amerikalı komutanların dışında Alman ve Fransız komutanlar da YPG’nin eğitiminde önemli rol aldı. Hollanda ve İtalya da Kürt devletini hemen tanıyacaklarını ilan ediyor. Bu da Kürt devletinin bölgede etkili bir şekilde kurulmak istendiğini gösteriyor.
BATI kendi içinde kendi çıkarına uygun olanı yapmak için savaşırken bile ortak nokta buluyor!
Washington, Kürt devletini bir eyaleti gibi kabul ediyor.
Çok uzun zamandır kitaplarında bu yazıyor!
Türkiye, Suriye, Irak, İran ve Ermenistan elbette bu oluşuma karşı.
Normal olan da bu!
Washington, Türkiye ile yakınlaşırken, diğer taraftan uzaklaşıyor. ABD Başkanı Trump ile Pentagon aynı düşünmüyor. Sonuç olarak hedefleri aynı olsa da gitmek istedikleri yol farklı.
Pentagon’da çok önemli değişiklikler oluyor. NET!
Bu değişiklikleri Pentagon’un geri adım atması olarak değerlendirmek doğru değil.
Sistem dışına çıkanların bir değişimi de olabilir, yeni bir sisteme entegre edilmeleri için de değişimin içinde yer alıyor olabilirler.
ABD Savunma Bakanı çok özel biridir. Kısa sürede de değiştirilmez. Mattis için de bu geçerli, diğerleri için de. Amerikan medyasının bir bölümü, Pentagon’u Mattis üzerinden köşeye sıkıştırmak istiyor.
Mattis, Pentagon için yarın da çok değerli. Yeni görevine başlayınca herkes bunu daha iyi anlayacak.
Pentagon’da çok etkin olan bir bakan, yenisiyle değiştirilemez.
Trump’ın her açıklaması ABD içinde de karışıklığa neden oluyor. Ancak nasıl bir açıklama yaparsa yapsın son sözü Pentagon söyler.
Bunu Trump da biliyor.
Elbette Trmup’ın agresif olması, Başkanlık gücünü ilk kez bu kadar şiddetli şekilde kullanmak isteyen bir karakterin öne çıkması önemli!
Geçmiş ABD Başkanları göreve başladıkları gün Pentagon’dan brifing alırdı.
Trump da aldı. Fakat Trump, kendi prensiplerinden söz etti. Hiçbir Başkan böyle bir prensipten söz etmemişti.
ABD içinde Ermeni lobisi çok etkindir.
Ancak Pentagon’da bir güç Ermenistan’ın da toprak bütünlüğüne karşı.
Çünkü Kürt devletinin çok etkin doğmasını istiyorlar. Bu nedenle ANKARA’ya gelen AMERİKALILAR’a böyle bakmakta fayda var.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’a da…
Amerika kendi koyduğu hedefe, oyuncuların kim olduğuna bakmadan yürümek istiyor.
Türkiye önlerindeki tek engel.
Bilinmesinde fayda var!.


https://www.takvim.com.tr/yazarlar/ergundiler/2019/01/09/sifre-2025

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın